Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Hafif yağmur
11°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
İmsak vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
İmsak vaktine kalan
Ara

Kış ikindi sohbetleri!

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Öğleden sonralarının, en güzel saat, en mahmur saati, hafif acıkmış, hafif yorgun, işte tam zamanı.
Sıcacık bir kahvenin, sıcacık bir çayın mis gibi kokusu.
Yanındaki kek ya da kurabiyenin verdiği mutluluk hazzı.
Sıcacık çay, sıcacık kahve yanında bir dilim kek ve kurabiye ve yanında dost sohbeti.
Bizden öncekilerin yakaladığı, bizim de yarım olarak yakaladığımız aheste zevk zamanları.
Dostlarla aheste saatleri.
Ya şimdilerde.
Hızlı, acele ve her şeye koşarak geçen bir hayat.
Bu acelede kimse kimseyi dinlemez oldu, kimse kimseye dikkat etmez oldu.
Aslında, tam olarak kendinden başka kimse kimsenin umuru değil hale geldik.
Kimsenin kıymeti yok.
Kimsenin ederi yok.
Çay kahve kokusunun yerine, buram buram menfaat kokusu yayıldı.
Herkes birbirine karamsarlık gazı verip dolaşıyor.
Kurtlu pirincin taşını ayıklamayı sana bırakıyor, kendisi kendi menfaatini ayıklamanın peşinde para kokusuna koşuyor.
Sana ne kadar, geçersiz kini nefreti varsa yüklemek için çabalıyorlar adeta.
Yahu.
Kediler utandı.
Hepsi ciğerci dükkanının önünde ciğer peşinde utanmazca dolanırken, kediler gururla yerlerini bunlara terk ettiler.
Çakallar utandı.
Nereye gittiler bilmiyorum ama, insanlardan kaçtılar ve biz bu insanlar kadar saklanıp pusu kuramayız diyerek gittiler.
Herkes kendini saklarken, saklandığını sandı.
Hiç olmadığı kadar, nesiniz, ne kadarsınız o kadar açık ki.
Çırılçıplak haliniz var aslında.
Ne zaman ki ekonomi ve para hayatın en önemli konusu oldu.
Gerisi yalan oldu.
Benim kendi adıma arkadaş dediğim insanlar kalbimde öldü.
Seyrediyorum.
Akıl almaz.
İnsanlar birilerini başkalarına, herkes herkesi birbirlerine kırdırmak için uğraşıyor.
Ben o damarda hiç değilim.
Ne kırarım, ne kendimi kırdırırım.
Hayat tecrübem çok sağlam.
Herkes gibi hatalar yapmışımdır.
Yaşadığım her şeyde ah ah diyeceğime, ben bundan ne ders aldım diye baktım.
Aldığım derslere bakınca.
Düştüğü yeri görmeyen insanlar var.
Tanıdığım insanlar var.
Tek dostuna el uzatmazlar, tek tas çorbasını içen yok.
Ülkenin derdi onun derdi gibi hareket eden ama aslında, kendine aidiyet bulmak isteyen, yalan dolan insanlar.
Bunlar "su içerken yılan bile dokunmaz"ı bile bile, dokunan  insanlar.
Aydınlanma içindeyim.
Yıllarıma teşekkür ederim.

Kendime şükranlarımı sunarım.
Funda'nın aklındakiler…
... Tanıdığım, bildiğim, yakından tanıdığım, hayatına ve paylaşımlarına şahit olduğum insanlar var.
Evinde yedim içtim, geçmiş olsun demedi.
Evinde yedim içtim, nasıl oldun demedi.
Evin de yedim içtim, iyi bayramlar demedi.
Evimde kalmış, yemiş içmiş insanlar var,
Hepsi samimiyetsiz mi olur, olur valla. 
Hayatı boyunca ne paylaştılar ise tam tersi insanlar. 
Aklı gücü parada, borç falan da istiyor.
Para kovalıyor ve ne yapıp edip buluyor.
Bunların paylaşımlarına bir bakıyorum.
En çok para kovalayan adam.
Paylaşmış, "para çok kovalayınca ahlaka yetişemiyorsun
Bir diğerine bakıyorum kendi ve çocuklarının gitmediği Saraçhane’ye çağrı yapıyor.
Bir diğerine bakıyorum, sabah akşam yer içer, alışveriş balık falan gani, ama boykot çağrısı yapıyor.
Yukarıdaki ana yazıyı sırf bu insanlar nedeniyle yazdım.
İnsanları ne paylaşıyorsa aynaya davet ediyorum.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *