İhaneti gölgede bırakan: Teyitli İmamoğlu popülizmi
Bırakın şaibeli diplomayı, bırakın; yanan otobüsleri, arızalı merdivenleri; rakıyı, balığı, yalanı, dolanı geçiniz bunları... Çok daha vahim bir durumla karşı karşıyayız.
İstanbul'un anahtarı İsrail için saksının dibine kondu.
Ekrem İmamoğlu, iki hafta önce 2027’de İstanbul’da düzenlenecek Avrupa Oyunları’nda ‘İsraillileri hoş karşılanacaklarından emin kılmak adına’ İsrail Olimpiyat
Komitesi Başkanı Yael Arad ile bir araya geldi.
Görüşmenin ardından Arad, Globes Gazetesi'ne konuştu:
“İmamoğlu bana, ‘Bizimle kalmana memnuniyetle izin veririm’ dedi. ‘İstanbul’a geleceğiz, oraya sağ salim varmamız için seni de ortağım olarak görüyorum’ dedim. O da onaylayarak elimi sıktı.”
İBB Başkanı İmamoğlu, Hz. Peygamber’in müjdesi, Fatih’in emaneti İstanbul’un anahtarını İsrail için saksının dibine koydu.
O samimi bir o kadar da mide bulandıran görüşmenin ardından Fransa ve İsrail ağırlıklı haber yapan JFORUM haber portalı İmamoğlu’nu:
‘Türkiye’yi İsrail’in müttefiki yapacak adam’ ‘Erdoğan’ı tehdit eden ve İsrail’e göz kırpan adam’ manşetleriyle yazdı.
Yine aynı makalede ‘Teyitli Popüler’ olarak ismi geçen İmamoğlu, sosyal medya hesaplarından trolleri ve bot hesaplar vasıtasıyla gönderilerini şişirmekte ve kendi kendini yüreklendirmekte... Bakınız, cesaretini aldığı nokta dahi sahte... Popülizmin keyfini süren İmamoğlu’nu çalışmaktan men eden duygu da hiç şüphesiz bu sahte kâr...
Her sıkıştığında soluğu Avrupa’da alan İmamoğlu, 2023 Genel seçimleri öncesinde, Floransa’da düzenlenen Akdeniz Belediye Başkanları Forumu’na katılmıştı. Resmi görüşmeler dışında Roma Katolik Kilisesi Ruhani Lideri Papa Francis ile gayr-i resmi bir görüşme gerçekleştirmişti.
Bugün, Cumhurbaşkanı adayı olması yönünde içerden gereken desteğin alınamayacağı endişesi, İmamoğlu’nu yine uluslararası görevlendirmelere ve görüşmelere sevk etmiş olmalı ki;
CHP saflarına henüz katılan ve hız kesmeden Erdoğan düşmanlığına devam eden Cemal Enginyurt’ta Almanya çıkartması yaptı.
Almanya’da Türkiye Cumhuriyeti tarafından kırmızı bültenle aranan Muhammed Yakut’la bir araya geldiği iddiaları kirli amacını gözler önüne serdi.
Yetmedi, CHP Frankfurt birliğinin düzenlediği “Türkiye’deki son gelişmeler” adlı panelde konuşan Enginyurt, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a ağır hakaretler savurdu.
MHP Ordu Milletvekili olarak Almanya’da konuşurken elinden mikrofonu alınan Cemal Enginyurt ne hikmettir ki; 6 yıl sonra CHP’li olarak gittiği Almanya’da Türkiye düşmanlığı ile alkışlandı.
Enginyurt’un ifadesiyle İmamoğlu’nun, ‘Anadolu halkına düşün peşime’ diyerek sözde ‘ayağa kaldırdığı’ söylem pratiği Anadolu’yu tasfiye emaresi mi?
CHP’deki son durumun vahameti bugün kendi Gazetecilerini dahi gerçekleri bülbül gibi şakır hale getirdi. Can Ataklı CHP içindeki illegal bağlantıları bakın nasıl deşifre etti?:
“CHP yolsuzluğun, her türlü terörün içinde...”
“CHP’de Cemaat (FETÖ), DHKP-C, PKK var.”
“CHP’de her türlü hırsızlık, uğursuzluk yapılmış.”
Gayr-i resmi görüşmelere, alınan desteklere, belediyelerin vaziyetlerine ve tüm bu gerçeklere baktığınızda CHP’nin Ana muhalefet gibi değil; adeta ana ihanet şebekesi gibi çalıştığı ortaya çıkıyor.
İhanet büyük!
İsrail’in Olimpiyatlardan, Eurovision’dan, FIFA’dan, BM’den menedilmesi gerekliliği uluslararası toplumlar tarafından defaatle dillendirilirken, Gazze soykırımı sebebiyle Netanyahu ve Siyonistler Erdoğan tarafından lanetle anılırken, Milletimizin, her kesimden insanıyla birlikte Siyonizm’e karşı ortak tavrı ve duruşu
belliyken, İmamoğlu’nun eli kanlı katillerle el sıkışması, garantör olması düpedüz Türkiye’ye yönelik etki ajanlığı yaptığının emaresidir.
Gereği düşünülmeli!
Siyonizm’in ve batının etki ajanlığını üstlenen bir ismin bırakın Cumhurbaşkanı adayı olmasını, mevcut Belediye Başkanlığı makamından dahi derhal indirilmesi gerekir.
Çözüm belli!
‘Yenilik’ diyerek ‘kifayetsizliği’ parti politikası haline getirenlerin, bu uğurda CHP’nin 100 yıllık ideolojisini dahi ayaklar altına alanların, namütenahi illegal vaziyetlerine ayar verecek yegane güç hiç şüphesiz; CHP yönetim kadrolarında ve seçmenindedir.
Türkiye, devletler karşısında el pençe divan duran değil; bilakis PENÇE-KİLİT / FIRAT-KALKAN/ divan kuran bir ülke...
Her kim bu misyonu Türkiye aleyhine döndürmeye çalışırsa cezasını çekmeli...
Demokrasiyi eğerek, dokunulmazlık giysisi giyerek, hem suçlu hem de güçlü olunmayacağı bilinmeli...
Sadece vaatle ve popülerlikle milletin adamı vasfına erilemeyeceği görülmeli...
Türkiye’ye ihaneti yüreklendiren her bir oyun taşınmaz vebali düşünülmeli...
Atatürk’ün Partisi’ni; Türkiye düşmanı, İsrail dostu olarak gösteren İmamoğlu gibiler CHP’den derhal ihraç edilmeli!
İstanbul’un anahtarı saksının dibinden alınıp, ehline teslim edilerek; Türkiye’nin bekasına yönelik tehdit bertaraf edilmeli...
‘Terörsüz Türkiye’ idealiyle emelleri boşa çıkanların, popülizm maskesiyle alternatif düşman arayışlarının önüne geçilmeli..
Kim bilir belki o zaman, milli güvenlik sorunu haline getirilmek istenen CHP’yi değil;
Atatürk’ün partisi olma vasfını hakkıyla taşıyan Ana Muhalefeti konuşabiliriz.
