
Hukuk nedir, ne değildir?
Türk Dil Kurumu’nun tanımına göre hukuk, toplumu düzenleyen ve devletin yaptırım gücünü belirleyen yasaların bütünüdür. Hukuk devleti ise, sınırları içerisinde kamu erkinin değişmezlik ve süreklilik temeline dayalı olarak değer ve hukuk düzenine bağlı olduğu bir devlet şeklidir. Mutlakiyetçi devletlerden farklı olarak devlet gücü, vatandaşları keyfi uygulamalardan korumak amacıyla yasalar yardımıyla tanımlanır.
Türkiye Cumhuriyeti Anayasası'nın 2. maddesinde Türkiye Cumhuriyeti'nin hukuk devleti olduğu belirtilmiştir. Aksi yönde bir hüküm bulunmadığı sürece kanunların geriye yürümeyeceği, diğer bir ifadeyle kanunların ancak yürürlüğe girmelerinden sonraki olay ve durumlar hakkında uygulanacağı açıktır. Ancak maalesef son dönemlerdeki uygulamalar ve alınan kararlar bu tanımların hiçbirine uymuyor ve bir hukuk devletine yakışmıyor.
Bir hukuk devleti vatandaşları arasında ayrım yapmadan eşitlik gözetir, yasaları istek ve yorumlarına göre değil olduğu gibi uygular, kimseyi kendi görüşlerine aykırı olduğu için cezalandırmaz, şeffaf bir şekilde hareket eder, dünyaca ünlü bir eğitim kurumunda doktora yapmış bir profesörü yasaya aykırı bir şekilde cezalandırmaz, ülkesinde alınan hukuk dışı kararların ülkesinin itibarını nasıl zedeleyeceğini bilir, bu ilkenin dışına büyük mücbir sebepler dışında çıkmaz. Peki ifade özgürlüğü nedir? Her ferdin fikirlerini açıklama hürriyetidir.
Bu hürriyetin tabi ki sınırları var ancak bu sınırların görüşlere göre yorumlanmaması, “eşitlik” ilkesine göre hareket edilmesi, kimsenin suç teşkil etmeyen ve yorumlara göre teşkil ettiği iddia edilen suçlarla cezalandırılmaması gerekiyor. Eşitlik ilkesi ise; tüm insanların özgür ve eşit olarak doğduğu gerçeği ile tüm bireylerin haklara sahip olduğunu, aynı düzeyde saygıyı hak ettiğini kabul etmektedir. Toplumda yaşayan herkesin eşit muamele görme hakkı vardır. Dolayısıyla siyasi görüşleri sebebiyle kimse cezalandırılmamalıdır.
Tanımını belirttiğim tüm kavramlar aslında herkes tarafından gayet net bir şekilde bilinse de unutulmuşa benziyor. Unutulmamışsa da ciddiye alınmıyor gibi görünüyor. Herkesin bir gün bu kavramlara ihtiyacı olabilir, kimse görüşlerine uymuyor diye başka insanların başına gelenlere sevinmemelidir. Bir ülkede hukuk sistemi düzgün işlemediği zaman hiçbir şey düzgün işlemez. Ne ekonomi, ne eğitim…
Türkiye Cumhuriyeti bir hukuk devletidir, buna uygun hareket edilmelidir ve bu ülkede yaşayan vatandaşlar “Yarın acaba ne göreceğiz?” diye yaşamak zorunda bırakılmamalıdır. 18 Mart’ı yeni geride bırakmışken bu ülkenin demokratik bir hukuk devleti olması için canlarını hiçe sayan şehitlerimiz hatırlanmalıdır ve yanlış uygulamalardan bir an önce geri dönülmelidir! Aksi takdirde hukuk fakültelerinde öğretilen hukuk kağıt üstündeki bir takım yasalardan ibaret kalacaktır.