
İstanbul Modern: Çağdaş sanatın merkezi
Geleneksel sanat ile modern sanatın iç içe geçtiği İstanbul’da, en önde gelen mekanlardan biri şüphesiz ki Türkiye’nin ilk modern ve çağdaş sanat müzesi olarak bilinen İstanbul Modern’dir. İstanbul Modern 2004 yılında, İstanbul Kültür Sanat Vakfı (İKSV) tarafından, Karaköy Limanı’nda Türkiye Denizcilik İşletmeleri için kuru yük deposu olarak inşa edilen 8 bin metrekarelik 4 numaralı Antrepo’nun müzeye dönüştürülmesi ile kuruldu.
11 Aralık 2004’te ziyarete açılan müze 2018’de İtalyan mimar Renzo Piano’nun tasarımıyla restore edildi ve böylelikle Karaköy’deki eski yerinden Galataport’taki restore edilen çağdaş müze binasına taşınmış oldu. Estetik ve işlev yönüyle tam bir modern sanat ruhunu yansıtan İstanbul modern, İstanbul Boğazı’nı kucaklayan lokasyonu ile ayrıca ehemmiyet arz eden duruşu ve sanata açtığı perspektiflerle/tanımlamalarla sınırları aşarak her geçen gün daha da dikkat çekmeye devam ediyor.
Türkiye’nin sanatsal hafızası
Müzenin en önemli özelliklerinden biri Türkiye'nin modern ve çağdaş sanat mirasını kronolojik formda sunmasıdır. Esasında son dönem Osmanlı’da gelişen modernleşme hareketinden günümüzün dijital sanat pratiklerine kadar uzanan süreç, sanatın zaman içindeki evrimini gözler önüne seriyor. İşte bu bağlamda Fahrelnissa Zeid, Erol Akyavaş, Burhan Doğançay, Sarkis, Gülsün Karamustafa gibi sanatçıların eserleri Türk sanat kimliğini yansıtan önemli eserlerdir. Gördüğüm kadarıyla İstanbul Modern'in müze kimliğine ilaveten küresel bir sanat platformuna dönüştüren temel unsurlarından biri de düzenlediği geçici sergilerdir.
Tate Modern, MoMA ve Centre Pompidou gibi tanınmış sanat kurumlarıyla yapılan iş birlikleri, onu uluslararası sanat topluluğu içinde önemli bir varlık olarak konumlandırıyor. Bu sergiler, genç Türk sanatçılara uluslararası arenada görünürlük sağlayan ve İstanbul'u modern sanatın evrensel diyaloğuna bağlayan önemli bir fonksiyon görevini üstleniyor. Diğer yandan İstanbul Modern sadece sanatı görmek için bir yer değil, aynı zamanda sanatsal deneyim için muhteşem bir alandır. Örneğin film gösterimleri, atölyeler, röportajlar ve çocuklar için sanat eğitimi programları, sanatın sadece gözlemlenmekle kalmayıp aynı zamanda aktif olarak da etkileşime giren bir fenomen haline gelmesine olanak sağlıyor. Ve elbette tüm bu imkanlar muvacehesinde, müze sanatçıların ve sanat meraklılarının birbirleriyle etkileşim içre olabileceği işlevsel bir alan olarak da hizmet sunuyor.
Son Söz Olarak
Yukarıda da ehemmiyetle vurguladığım üzere İstanbul Modern sadece bir sanat müzesi değildir. Orası, ayrıca çağdaş sanat sahnesinin mihmandarlığını yapan önemli bir kültür merkezidir. Bu deneyimi yaşamak ve elbette ki Boğaz kıyısındaki bu eşsiz evrimi gözlemlemek isteyenler için en iyi adrestir. Zaten İstanbul'da, modern sanat galerilerini ziyaret etmek, sadece sanatsal bir faaliyet yapma anlamına gelmemektedir aynı zamanda kentin canlı dokusuna sızarak, sanatsal ve kültürel keşfe/yaratıma çıkmak, toplumun tarihinin ve evriminin bir yansıması olduğuna tanık olmak için de elzemdir. Zamanın ve sanatın ruhunu yansıtan İstanbul Modern’de görüşmek dileğiyle…