İran’ın futbol siyaseti
Söze 18 Mart Çanakkale Zaferimizi kutlayarak başlayalım. Şehit ve gazilerimize rahmet dileyelim. Pers-Fars-İran aslında devam eden bir kadim geleneği ifade ediyor. Bunun içerisinde elbette siyaset ve politika da bolca yer alır. Meşhur futbol düşünürü Simon Kuper’in dediği “futbol asla sadece futbol değildir”i hiç unutmadan İran’ın futbol siyaseti başlığının içini doldurmaya çalışalım beraberce. İran futbolunda son senelerde şampiyonluk yarışında iki başat aktörle karşılaşıyoruz biraz yakından bakınca. Bunlar Persepolis ve Traktor FC olarak görülüyor.
Daha önceki yıllarda İstiklal kulübü de hep yarışta olurdu ama onun dini devletle olan bağlantıları, gittikçe sekülerleşen halkta bir soğukluğa sebep oldu ve şimdi meydan Traktor’e kalmış durumda. Traktör takımı Tebriz’de kurulu ve Tebriz bildiğiniz gibi Güney Azerbaycan’ın başkenti bizim için. 1828’deki Türkmençay anlaşması ne yazık ki Azeri Türkleri kardeşlerimizin o güzelim ülkelerini ikiye böldü. Kuzey yarısı Rus topraklarında kaldı ki şimdinin özgür ve bağısız Azerbaycan devleti işte o yarıda kuruldu (ve hayatına sonsuza kadar devam edecek Allah’ın izniyle) diğer yarısı Kaçar Hanedanlığı vasıtasıyla şimdiki İran devleti topraklarında.
İşte Tebriz o güneyde kalan toprakların öz be öz Türk kardeşlerimizin yurdu. Bunun için de Traktor FC İran Ligi’ndeki Türklerin takımı tanımını hak ediyor. Fakat işte Pers-Fars-İran kadim geleneği derken (Türk) Traktor’un en büyük rakibi ve İran’ın en büyük futbol organizasyonu Persepolis çok da politik bir hamle ile teknik direktörlük görevine bir Türk’ü getirerek denkleme başka bir çarpan daha eklemiş oldu. İsmail Kartal Hoca uzun süren sessizliğini İran’ın Persepolis takımından gelen teklifle bozmuş ve İran’da hocalık yapmaya Traktor’un en büyük rakibinin başında başlamış oldu. İsmail Hoca Traktor’e gitse “et tırnaktan ayrılmaz” deyip hiç ilgi çekmeyecekken şimdi İran devlet aklının bu hamlesi; İran dışından durumu izleyen bizler için bir tenakuza, kafa karışıklığına yol açtı.
İsmail Hoca gittiği takımlara pozitif futbol oynatan ve modern futbol bilimine gönül veren, idmanları ve bireysel gelişmeyi önemseyen bir futbol adamı olarak aynı etkiyi İran’da da sağladı. Persepolis şu ana kadar oldukça iyi gidiyor ve en büyük rakibi Traktor’u da son oynadıkları maçta 2-0 yendi. Persepolis maddi gücü ve etki alanı ile dünya çapında onlarca teknik direktörle anlaşıp onlardan hizmet alabilecekken niye acaba bir Türk hoca ile anlaşma yolunu tuttu derseniz doğru soruyu bulmuşsunuz demektir. Cevabı da elbette biraz bu yazının içinde birazı da sizlerin futbol asla sadece futbol değildir önermesine katacağınız şahsi yorumlarda saklı diyelim ve yazıyı toparlayalım.
Elbette İsmail Hoca bir profesyonel olarak güçlü bir takım tarafından tercih edilmenin gurunu taşıyacak ve ekibi ile aldıkları ücretin karşılığını fazlasıyla vermek için ter dökecektir. Bunda zaten normal olmayan bir durum yoktur. Hoca kendine yakışanı yapacaktır. Neyse de İran Ligi’nde birisinin teknik direktörü Türk diğeri Türklerin takımı olarak bilinen iki takımın kapışması bizi ilginç bir durumla karşı karşıya bıraktı ki bu yarışta kaybeden olmayacak. Netice olarak iki sonuç da bize uyar. Çok yaşa İsmail Hoca, çok yaşa Traktor FC.
