Ülkem değişmekte
Ülkemin toplumsal yaşam biçimi değişmekte
Ülkemin ekonomisi hızla büyümekte.
Ülkemin sosyal ve kültürel ilişkileri hızla değişmekte.
Ülkemin kentsel yapısı,
eğitim ve sağlık hızla değişmekte.
Ülkemin toprağı, bağı bahçesi,
gölü, denizi, pınarı, ırmağı,
dağı, ovası ve sahili hızla değişmekte.
Ülkemin havası, suyu,
hayvanları bile değişmekte
Ülkemde başta tarım ve hayvancılık olmak üzere
hızla değişmekte
Ülkemin insanı hemşericilik, mezhep, tarikat ve cemaat kümelenmesine doğru
hızla yol almakta.
Ülkemin dış ve iç borcu faiziyle birlikte hızla büyümekte
Ülkemde ekonomik paylaşımdaki eşitsiz dengesizlik hızla artmakta
Ülkemin insanına dün olduğu gibi bugünde,
gözlerinin içine bakarak kandırılarak
yalan söylenmekte.
Ülkemde eğitim, sağlık, iletişim, altyapı hizmetleri,
güvenlik özelleştirildi
Ülkemin Adliyesi, Yargıtay’ı, Sayıştay’ı ve Danıştay’ı
hatta Meclisi
ve Anayasası yeniden yazdırılacak biçimde değişti
Ülkemde politik kimliğini kişisel çıkarlarına heba eden dönekler
ve yalakalar
ve kim güçlü ise onun yanında yer alan
miskin, tembel ve sadaka karakterliler
hızla çoğalmakta,
Ülkemde 12 Mart ve 12 Eylül Askeri Dikta dönemlerinde işkence yapılarak öldürülen,
sakat bırakılan, kaybettirilen,
yargısız hücrelerinde tutulup, yıllarca tutuklu bırakılanlar
ve aileleri değil sırtlarından haber yapan öyküler yazan ve yayıncı ile filim çevirenler
itibarlı kişi sayılmakta
Ülkemin insanları giyiminden, kuşamına,
edasından, konuşma ve yazmasına kadar hızla değişmekte.
Ülkemin insanı emek harcamadan hâsılı çalışmadan yaşamını sürdürmek istemekte.
....................
Değişmeyen ne kaldı ki?
Ülkemin gidişatına sorup sorgulama yapan ve sesini çıkaranlar gittikçe azalırken
Dünden bugüne değişmeyen
İlkin vatandaşların vergi vermesi ile ülke gelirinin paylaşımında ki dengesizlik.
İkincisi de
ağzı var dili yok, bir lokma bir hırkaya yaşamaya bırakılan, sorgusuz sualsiz, birilerinin zenginliği için ölen, öldüren, “şehit ya da gazi” olmak kaldı.