Kişisel Veriler tıpkı hasta ile hekim arasındaki sırrın dokunulmazlığı gibi çok özel bir konu…
Yani tamamen kişisel…
Özellikle hasta verileri en kıymetlisidir çünkü hekimin Hipokrat yemininde şöyle der: Hastamın bilgilerini hiç kimseyle paylaşmayacağıma ve saklı tutacağıma...
Oysaki psikolojik sorunları olan hastalar veya cinsel kimlik adı altında toplanan en mahrem bilgiler, veriler farklı bilgi sistemleri üzerinden SGK ve Sağlık Bakanlığının veri tabanında toplanıyor. İşte en önemli konu burası, aslında farklı bilgi sistemleri üzerinden bilgiler giderken kopyalanabiliyor veya kurum içerisinden veriler teknoloji terörü sızarak alabiliyor.
İşte bu teknoloji teröristlerinin sızmasını engellemek ve teröristlerin karşısında güçlü bir kalkan olmak için KVKK, Kişisel Verileri Koruma Kurulu 2016 yılında kuruldu.
KVKK, 2016 yılında kurulduğunda bir tepki sanki veriler bu güne kadar saklanmıyormuş da bu kurum artık toplayacakmış gibi…
Oysaki 1970’li yıllarda, ulusal anlamda ilk veri koruma kanunu Almanya’nın Hessen Eyaleti Veri Koruma Kanunu ile başlamış, 1973 yılında ise İsveç, 1978 yılında Fransa veri koruması kanunlarında özellikle bankalarda tutulan verilerin korunmasına yönelik oluşturmuş.
Ardından, Birleşmiş Milletler (BM), Avrupa Birliği (AB) ve OECD uluslararası anlaşmalar ile kısacası tüm veriler ABD’de toplanıyor.
Bize gelince; AB müzakere döneminde fasıllardan biri de KVKK olduğundan hemen harekete geçtik.
Oysaki Avrupalı ve diğer ülkelere göre sosyal medyadaki kimlik bilgi ve kişisel duygu ve düşüncelerimiz hariç hiç kimse veri toplayamıyordu.
Şimdilerde ise; finansal kimlik bilgilerimiz ve arkadaşlarımızla ilişkilerimiz sosyal medya tarafından buluta gidiyor.
Nasıl mı?
Bugün sosyal medya kullanma alışkanlıklarımızda yüzlerce insanla konuşmalarımız binlerce fotoğraf “like” yapmamız dahi kayıtlarda ve bu kayıtlar ABD’nin Twitter, Facebook, Instagram ve Google üzerinden sağlanıyor.
Ve bu tüm veriler bulutta yani ABD’nin bulutunda saklanıyor.
Tüm hak ve özgürlüklerimizin bittiği yer öncelikli sosyal medyalardan kaynaklanıyor.
Geçtiğimiz hafta bir zirvenin konuğuydum.
Bu yıl ilki gerçekleşen Kişisel Verileri Koruma Kurumu (KVKK) himayesinde “e-Safe Kişisel Verileri Koruma Zirvesi” konunun taraflarını Ankara’da bir araya getirdi.
Dediğim gibi, ben de Ankara’da bu zirvenin misafirlerindendim. Ülkemizde kişisel veri güvenliğinin tartışılması amacıyla yapılan “e-Safe Kişisel Verileri Koruma Zirvesi” başlıklı toplantının açılış konuşmasını yapan e-Safe Kurucusu Musa Savaş, kişisel verilerin korunmasıyla ilgili düzenlemenin geçen yıl yürürlüğe girdiğini, bu alandaki düzenlemelerin hayata geçirilmeye başlandığını, konunun önümüzdeki günlerde daha fazla gündeme geleceğini belirtti ve detaylı konuşulması için böylesi bir zirvenin düzenlediğini belirtti.
Ardından, Kişisel Verileri Koruma Kurumu Başkanı Prof. Dr. Faruk Bilir ile Bilgi Teknolojileri ve İletişim Kurumu (BTK) Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayan’ın katılımıyla açılış paneli düzenlenerek yaklaşık konusunda uzman 15’e yakın konuşmacı yer aldı.
e-safe kurucusu Musa Savaş kapanış konuşmasında
15 Mart’ta uluslararası kapsamlı bir zirvenin bilgisini paylaşarak konuşmasını noktaladı.
BTK Başkanı Başkanı Dr. Ömer Fatih Sayanın dediği gibi, “Veri, günümüzde ve gelecekteki en değerli veri maden” ve “veri madenciliği, yapay zeka gibi kavramlar hayatımıza girmekte ve günümüzün en değerli varlığı olan verinin daha hızlı işlenmesini, daha kolay analiz edilmesini ve güvenliğinin sağlanarak depolanmasını amaçlanmaktadır” dedi.
İşte bu nedenle 15 Mart’ta ben de e-safe uluslararası zirvesinde olacağım.
Beklerim efendim…