Bugün aramızdan ayrılan sevdiklerimiz dışında sanırım her şeyi telafi edebiliyoruz.
Kaybettiğimiz kolyemizin yerine bir yenisini koyabiliyor ya da çok sevdiğimiz kazağımız eskidiğinde bir yenisini alabiliyoruz. Peki ne parayla ne de mevki ile geri getiremeyeceğimiz ‘zaman’ için ne kadar çaba sarf ediyoruz?
Hangi meslek dalında olursanız olun, ister bir yönetici ya da ev hanımı fark etmez acaba gün içerisinde gereksiz yere kendimizden ne kadar zaman çalıyoruz? Biri gelip cebimizden paramızı ya da bir eşyamızı alsa nasıl üzülür ve sinirleniriz ancak yaşlar çok ilerlemeden ya da bir sağlık sorunu ile karşılaşmadan sanırım fark edemediğimiz en kıymetli kavram zaman. Bu yazıyı okurken kaç yaşındasınız bilmiyorum, şu an yaptığınız şeye hemen ara verip sırtınızı geriye yasladığınızda bugün kendiniz için faydalı bir şey yaptığınızı düşünmüyorsanız üzgünüm bir gün daha çöpe gitti! Bu faydalı olacak şeyin illaki maddi bir karşılığı olmamalı.
Aslında birçoğumuzun farkına varamadığı bir nokta var. Özellikle kendimize faydalı olacak bir şeyi yapmaya gayret göstermek yerine zarar vereceklerden vazgeçmek bile bir başlangıç. Bu ne olabilir diye düşüneceksiniz. Mesela sabah vapuru kaçırdıysanız ve yenisini 15 dakika bekleyeceğiniz için kendinize kızıyorsanız, belki evden 3 dakika erken çıksaydım ya da yolda daha hızlı yürüseydim şu an vapuru kaçırmamış olacaktım diye hayıflanmak yerine vapurun içerisine girip bir çay söyleyerek denizi izleyebilirsiniz. Bu vapuru kaçırmak sizin için bir sorun gibi görünürken belki zihninizin dinlenmesi için size ödül olabilir. Bu küçük anlarla başlayacağınız farkındalıklar, bir zaman sonra sizin hayat içerisindeki koşturmacanızı biraz daha çekilir hale getirebilir.
Kaçan vapurla gelen konser
Ertelediğiniz şeyler için aslında gün içerisinde çok fazla zamanınızın olduğunu fark ettiniz mi? Az önce bahsettiğim o kaçan vapur acaba senden günlerdir geri dönüş yapmanı bekleyen arkadaşını aramak için bir fırsat olabilir mi? Ya da aylardır katılmak istediğin konserin, vakit ayırarak bir türlü alamadığın biletini bulmak ve kendin için keyifli anlar yaşayabileceğin o fırsatı yakalamanı sağlayabilir mi? Geldiğimiz bu noktadan baktığımızda “iyi ki o vapur kaçmış” diyebiliriz. Sadece kaçan vapurlar değil, ev işlerine boğulup cam sileyim, yerler tertemiz olsun, oda dağınık kalmasın derken bir kahve içmeden günü bitiren sayısız insan var. Peki ne oluyor? Tertemiz ev yarın sabah cam açıldığında dışarıdan gelen toz ile kirleniyor ya da ayna gibi olan camlar bir yağmurla çamur gibi görünüyor. Bitiyor mu? Dünya işi bitmiyor. Olan içilemeyen kahvelere, gerçekleşmeyen sohbetlere gidilmeyen konserlere oluyor. Yani zaman geri getirilmez bir şekilde akıp gidiyor. Gelin vapurlar kaçsın, cam biraz kirli kalsın, ama sizi mutlu eden anların çoğaldığı, tadını çıkararak geçen zamanlar artsın.