Türkiye ekonomisinin çok önemli bir bölümünün yükünü taşıyan İstanbul; yüzyıllar öncesinde günümüze dek, paha biçilmez birçok emanete evsahipliği yapmanın yanı sıra, dünya tarihi sayfalarında yer alan çok önemli kültür varlıklarının hazinesi.
İstanbul, dünyanın; gerek nüfüs yoğunluğu, gerek sahip olduğu paha biçilmez kültür varlıkları, doğal güzelliklerinin yanı sıra; özenilen turizm merkezi olmasıyla bilinen dünyanın en önemli metropollerinden biri. Türkiye için; gerek ekonomimize katkılarıyla ve gerekse ülke içindekilerin rüyasını süsleyen bir büyük şehir olarak hep gözdemiz olmuştur.
Türkye için ne kadar önemli bir şehir olduğunu, son yerel seçimlerde, uzun süre gündemde kalmasıyla da görebiliyoruz. İstanbul bir başka güzel, yerli yabancı tüm insanlığın gönlünde taht kurmuş bir rüya şehir.
İstanbul için çok şeyler yazılmış, söylenmiş, şarkılara konu olmuş, adına sayısız şiirler yazılmış, dillere destan öykülere konu olmuştur.
Böylesine büyük bir dünya şehrinin, tabii ki sorunları da büyük olur. Bugün, yerleşik nüfusu 16 milyon, ziyaret için gelenleriyle her gün 20 milyona evsahipliği yaparak hizmet veren istanbul’u yönetmek öyle kolay olmasa gerek.
Sorunları bitmiyor. Geçtiğimiz aylarda yapılan yerel yönetimler seçimleriyle ilçeleri ve büyükşehir belediyesi yönetimi neredeyse tümüyle değişti. Güzel İstanbul, yönetimdeki bu değişimin ardından, yaşanan ve süregelen birçok sorununun hızla düzeltilmesini bekliyor.
Hep kullanılan, dillendirilen, o, yaşamı iyice zorlaştıran, namı dünyaya yayılan karmakarışık trafik düzeni ve trafik tıkanıklığı, toplu taşımadaki eksiklikler, işsizlik, gelir dağılımındaki düzensizlik ve en önemlisi; tarihi dokusuna zarar verecek kadar yayılan, iyice kontrolden çıkmaya başlayan, özellikle dikine yapılaşmanın yarattığı betonlaşma, kaybolan yeşil alanlar ve bunun İstanbul’un ekolojik dengesi üzerindeki etkileri.
İstanbul sadece ülkemizin en büyük şehri değil, Türkiye ekonomisini besleyen, genel ekonomimiz üzerinde en büyük katkısı olan bir metropol.
Onaltı milyon İstanbullu, yaşanan bu sorunların artık hızla düzeltilmesi yolunda daha hızlı adımlar atılmasını bekliyor.
İstanbullu artık; hızlı kesin çözüm bekleyen trafik sorununun, birçok yatırım yapılarak, özellikle raylı sistemin yaygınlaştırlması yöntemiyle toplu taşıma konusunda yapılanlara rağmen, hala tam olarak rahatlatılması gereken toplu taşımanın hale-yola koyulmasını bekliyor. Artık siyasi çekişmelerin ortadan kaldırılması, yapılacak herşeyin onaltı milyonu rahatlatacak platformlara taşınması, büyükşehir belediyesinin koordinasyonunda tüm ilçe belediyelerinin beraber çalışmasıyla çözülebileceğini hiçbir zaman gözardı edilmemesi lazım.
Büyükşehir koordinesinde çalışma olması gerekendir. İlçelerdeki, büyükşehir ve ilçe belediyeleri hizmet alanların ayırımının ortadan kalkması ve tümünün İstanbul’un çok önemli bir parçası olduğu unutulmamalı. İlçe veya büyükşehir, hepsi onaltı milyon İstanbullu için. En önemlisi İstanbullu bunu fazlasıyla hakediyor.
Geçtiğimiz hafta İstanbul’un adından en çok söz edilen meydanları ile ilgili yazı yazmıştım. O meydanlar için yazdıkları sözünü ettiğim bu ayırımların ortaya çıkardığı bir durumdu. İstanbul yerel yönetiminde, büyükşehir ve ilçe yönetimlerinin etkisiz olması görebildiğimiz bu farklılıkları ortaya çıkaran en önemli nedendi.
Bazı hizmetler, bölgesel ve ilçesel farklılıklar gösterebiliyordu. Bu sosyal hizmetlere mutlaka bir standart getirilmeli. Alanlardaki dağınıklık, düzensiz kalabalıkların oluşturduğu karmaşa ortadan kaldırılmalı, toplu kullanılan, ihtiyaç gideren yerlerdeki keyfi fiyatlara izin verilmemeli.
Küçük ama çok önemli bir örnek. Özel işletme veya belediyelere ait tuvaletler, hiç temiz değiller, hijyen hak getire. Fiyatlar ise; 1-1,5 TL ve on beş yirmi gün önce 1,5 TL iken 2 TL olan (Kadiköy Meydanı) tuvaletlerdeki bu farklılıkllar neden. Bazılarında kağıt peçete bile yok.
İstanbul, en küçüğünden en büyüğüne birçok sorunu olan bir büyük şehir. Türkiye’nin göz bebeği. Siyasi tercihlere mahkum edilmeyen, birlik beraberliğin olduğu bir yönetime özlem duyuyor ve fazlasıyla hak ediyor.