Türkiye’nin finans teknolojileri ekosistemi, 4. Finansın Geleceği Zirvesi & Para Sohbetleri kapsamında bir araya geldi. Zirvenin dikkat çeken bölümlerinden olan “Özel Sunumlar” bölümünde, gelişen pazarların fintech ve kripto yatırımları için sunduğu fırsatlar, dijital varlıkların yabancı yatırımcılar için kapı aralayan potansiyeli ve sürdürülebilir finansman modelleri gibi konular masaya yatırıldı.

 

Sipay Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Sipahioğlu: “Fintechlere, 9 ayda 182 milyın dolar yatırım yapıldı”

Sipay Yönetim Kurulu Başkanı Nezih Sipahioğlu, Türk fintek sektörünün, güçlü altyapısı, yenilikçi çözümleri ve küresel iş birlikleriyle uluslararası pazarlarda da lider bir konumda yer almayı hedeflediğine dikkat çekti. 2024 yılının ilk dokuz ayında fintek girişimlerine 182 milyon dolar yatırım yapıldı ve bu tutar bir önceki yılın aynı dönemine göre rekor bir artış gösterdiğine belirten Sipahioğlu, “Toplam girişim yatırımları ise 754 milyon dolara ulaştı. Sipay olarak 2024 yılında yatırımlarının yüzde 10’unu ülkemize getirmekten gurur ve mutluluk duyuyoruz.  Bu iş birlikleri sadece sermaye desteği sağlamakla kalmıyor, aynı zamanda bilgi paylaşımı, yeni pazarlara erişim, teknoloji transferi gibi alanlarda da katkılar sunarak Türkiye fintech ekosisteminin globalleşmesinde önemli bir rol oynayacak” dedi.  

Küresel yapay zeka pazarının 2027 yılına kadar yıllık yüzde 20 büyümesinin beklendiğini söyleyen Nezih Sipahioğlu, “Özellikle müşteri verilerini analiz etme, hiper kişiselleştirilmiş hizmet sunma kapasitesi, fintech şirketlerinin müşteri memnuniyetini arttırmasına, müşteriler için daha öngörülü, daha etkin ve etkili ürünle hizmetlerle pazar genişletmesine olanak sağlıyor. Kredi değerlendirmesi ve risk yönetimi süreçlerinde yapay zeka destekli algoritmaların kullanılması, kullanıcı harcama alışkanlıklarına dayalı öneriler sunan akıllı dijital cüzdan uygulamaları gerçek zamanlı dolandırıcılık tespiti ile geliştirilmiş veri analitik sistemleri bu alanda yapılabilecek değişik çalışmalar olarak öne çıkıyor” dedi. “Türk fintech sektörü teknolojik inovasyonlara yaptığı yatırımlarla, küresel rekabette öne çıkma hedefini blokchain, açık bankacılık, yapay zeka ve gömülü finans gibi alanlarda yapılan çalışmalarla da sürdürmelidir” diyen Sipahioğlu, cross border çözümler, gömülü finans ve dijital para projeleri gibi alanlarda küresel rekabette önemli avantajlara sahip olunduğuna da değindi. 

Fintech ekosisteminin 205 milyar dolara ulaşması bekleniyor

McKinsey'nin analizlerine göre 2022 yılında küresel bankacılık sektörünün toplamı gelirlerinin yüzde 5’ini oluşturan ve yaklaşık 150 milyar dolar ile 205 milyar dolar arasında bir büyüklüğe ulaşan fintech pazarı gelirlerinin önümüzdeki dönemde de yıllık ortalama yüzde 15 büyümesi bekleniyor. Bu öngörüler doğrultusunda yapılan hesaplamalara göre; finansal teknolojilerin gelirleri 2028 yılına kadar 400 milyar doları bulabilir. 

 

Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben: “Toplum refahının tabana yayılmasını destekleyeceğiz”

Türkiye'den Suriye'ye elektrik desteği Türkiye'den Suriye'ye elektrik desteği

“Katılım Bankacılığında Türkiye İçin Fırsatlar” sunumunu gerçekleştiren Vakıf Katılım Genel Müdürü Mehmet Ali Akben, küresel finansal istikrarsızlıkların, enflasyonist baskıların ve jeopolitik gerilimlere rağmen Türkiye ekonomisinin zorlukları fırsata çevirme konusundaki kararlılığına dikkat çekti. 

Liralaşmayı teşvik edici politikalar, katma değerli üretim, ihracat odaklı büyüme stratejileri ülkemizin sürdürülebilir kalkınma yolculuğunu güçlü bir şekilde desteklediğini belirten Akben, “Katılım bankacılığı da bu süreçte sürdürülebilir bir büyümeye katkıda bulunan temel aktörlerden biri olarak Türkiye’nin makro ekonomik iklimini desteklemeye, tabana yaygın toplumsal refahın inşasına katkı sunmaya devam ediyor. Reel ekonominin ihtiyaçlarına çözüm önerileri geliştirmeye yönelik güçlü bir gayret gösteren katılım finans sektörü, ekonomi otoritelerinin yönlendirmeleriyle hizalanarak ekonomik öncelikleri merkeze alıyor, güçlü finansal gelişiminden taviz vermeyerek büyüme ivmesini koruyor” dedi. 

Katılım bankalarının aktif büyüklüğü 2.5 trilyon TL

Katılım bankacılığının rakamlarla ilgili bilgi veren Akben; katılım bankalarının toplam aktif büyüklüğü Ekim ayı itibariyle yılbaşına göre yüzde 23 artmış 2.5 trilyon TL’ye ulaştığını söyledi. Akben, “Söz konusu aktif büyüme performansı bankacılık açısından rekabet koşullarının zorlaştığı bu dönemde katılım bankalarının da pazar payının 8,2 civarında gerçekleşmesi düzeyinde korumasını sağladı. Katılım bankaları bu dönemde aktif büyümesini yalnızca niceliksel ölçekte gerçekleştirmedi, aynı zamanda niteliksel açıdan da katma değer üretecek alanlarda penetrasyon göstermeyi amaçladı. Bunun bir gereği ve doğal sonucu olarak da nakdi finansmanlar yılbaşına göre yüzde 26 düzeyinde artış kaydederek toplamda 1.4 trilyon TL seviyesinde gerçekleşti. Söz konusu dönemde toplanan fonlar ise yüzde 13 artış kaydederek 1.8 trilyon TL’ye ye ulaştı” dedi. 

Türkiye Katılım Bankaları Birliği’nin Eylül 2024 verilerine göre bugün 9 katılım bankası toplam 1.503 şube 21.000 civarında personelle hizmet sunuyor. Orta vadeli perspektifte incelendiğinde katılım bankacılığı; sektörüne yeni oyuncuların katılması, müşteri tabanlılığı ve birimlerinin olgunlaşması, ürün ve hizmet çeşitliliğinin artmasıyla katılım bankalarının sektördeki pay aktif büyüklük pazar payı hızlıca yükselmeye devam ediyor. 2017 yılında yüzde 5 düzeyinde olan bu pay aktif büyüklük pazar payının bugün gelinen noktada yüzde 8.2 seviyesinde gerçekleşmiş olması bu gelişmeyi gösteriyor. 

Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop: “Sürdürülebilir tahvil miktarı 641 milyar dolar iken şimdi 4.3 trilyon dolara çıktı”

Sürdürülebilir finansmanın, yalnızca ekonomik büyümeyi desteklemekle kalmayıp çevresel ve sosyal değerlerin korunmasını da önceliklendiren bir olgu olduğuna dikkat çeken Türkiye Kalkınma ve Yatırım Bankası Genel Müdürü İbrahim Halil Öztop, “Birleşmiş Milletler’in 2024 Sürdürülebilir Kalkınma Raporu çarpıcı sonuçları ortaya çıkarmaktadır. Rapora göre 17 sürdürülebilir kalkınma amacının sadece yüzde 16’sının 2030 yılına kadar küresel ölçekte hedefe ulaşma yolunda olduğu görülmekte. Geri kalan yüzde 84’teyse sınırlı ilerleme var. Bu olumsuz gidişatı durdurmak için şüphesiz ki, sürdürülebilir kalkınma hedeflerine yönelik acil finansman ihtiyacı karşılanmalıdır. Bu süreçte özel sermayenin yenilikçi finansman modelleri sürdürülebilir yatırım araçlarıyla harekete geçilmesi hayati önem taşımaktadır.

Bunun yanında sürdürülebilir yeşil tahvilleri de çok kıymetli buluyoruz. OECD’nin Küresel Borç Raporu’na göre sürdürülebilir tahvil miktarının 5 yıl önceki rakamı 641 milyar dolar iken şimdi 4.3 trilyon dolar arasında. Bloomberg verilerine göre ise 2024 yılının üçüncü çeyreğinde 385 milyar dolarlık kredi kullanımı ve tahvil ihracı gerçekleşmiştir” dedi. 

 

Uluslararası kalkınma bankalarının sürdürülebilir kalkınmaya ciddi bir katkı sağladığını belirten Öztop, “Bununla ilgili olarak da uluslararası kalkınma finansmanı şimdiye kadar sağlamış olduğu finansman 125 milyar doları bulmakta. Bunun yaklaşık yarısı ise iklim finansmanıyla ilgili. Türkiye Kalkınma Yatırım Bankası olarak uluslararası kalkınma finansman kuruluşlarından kaynak istediğimiz zaman hepsinin ajandasının ilk sırasında iklim değişikliği, iklim finansmanı yer almakta. Banka olarak da bunu bir sorumluluk olarak addediyoruz, olaya sadece ekonomik, sadece teknik olay yaklaşmıyoruz aynı zamanda sosyal ve çevresel olarak da bakıyoruz. Bu anlamda da istihdamımız da bu anlamda bu şekilde yapıyoruz” dedi. 

Papara Yönetim Kurulu Başkanı  Ahmed F. Karslı: “Dünyada 1.4 milyar insan finansal hizmetlere ulaşamazken, 4.2 milyar insan cep telefonuna sahip”

Dünyada hâlâ 1.4 milyar insanın bankacılık hizmetlerine erişimi yok. Ama bunun yanında 2024 yılında akıllı telefon sahibi sayısı 4.2 milyara geldi. Bu rakamın 2029’da 6.1 milyara çıkması bekleniyor bu verinin niye önemli olduğunu söyle açıklamak isterim size” diye sözlerine başlayan Papara Yönetim Kurulu Başkanı Ahmed F. Karslı,”Papara yurt dışında yatırım yapma stratejilerine karar verirken aslında bu iki temel veriden yola çıkıyor. Yabancı yatırımlarımıza karar vermeye çalışırken bazı kriterlere bakıyoruz. Bunlardan birincisi aslında o pazarda gerçek anlamda bir pazar potansiyelinin olması. Herhangi bir coğrafyada akıllı telefon sahipliği oranı ya da internet penetrasyonu yüksekken mobil bankacılık ya da internet bankacılığı penetrasyonu düşükse burada temel olarak bir fırsat var demektir. Herhangi bir coğrafyada insanların akıllı telefonu varken akıllı telefonda Tik Tok, İnstagram Whatsapp gibi hizmetleri düzenli kullanıyorken mobil bankacılık hizmetlerinden uzak kaldılarsa burası papara için potansiyel bir yatırım fırsatına sahip bir pazardır. İkinci olarak herhangi bir pazarda yatırım yapmaya karar verdiğimizde pazardaki rekabet ortamını değerlendiriyoruz birçok pazarda globalde özellikle gelişen pazarlarda ciddi fintech yatırımları var örnek vermek gerekirse gelişen pazarlarda en dikkat çekenlerden birisi Latin Amerika. Başka örnekler vermek gerekirse Nijerya gibi Kenya gibi pazarlar bizim verilerimizde yatırım yapılabilir pazarlar olarak gözükse de rekabetin çok kızıştığı pazarlar o yüzden bizi rekabet ortamını özellikle değerlendirme gereği hissediyoruz gelişmekte olan piyasalarda. Operasyonel maliyetlerimizi değerlendiriyoruz ve son olarak bölgesel faktörleri değerlendiriyoruz bölgesel faktörden kastımız şu; özellikle gelişmekte olan piyasalarda yatırım kararı verdikten sonra faaliyetimiz takdir edersiniz ki bütün pazarlarda regülasyona tabi faaliyetler. Oradaki regülatörün pazarına yaklaşımı regülatörün pazarı büyütmek için çabaları ve fintechere karşı olan tutumu bizim için oldukça önemli. Ben kendim şahsen siyasetten çok uzak bir insan olsam da dış siyaseti ne kadar doğru yaptığımızı paparanın yurt dışı yatırımlarını yapmaya çalışırken okuyabiliyorum. Paparanın ilk yabancı yatırım yaptığı pazar olan Pakistan’da biz görüyoruz ki Türkiye’nin dışarıda yürüttüğü doğru siyaset aslında Türklere ve Türk yatırımcılara karşı olan tutumu da tamamen değiştiriyor ve karar verme mekanizmalarını etkiliyor” dedi. 

Misyon Bank Genel Müdürü Önder Halisdemir: “Dünyanın yastık altı parası dijital varlıklara yöneldi”

Dünyanın yastık altı parası dijital varlıklara yöneldi diyen Misyon Bank Genel Müdürü Önder Halisdemir, “Dünya genelinde yatırımcılar 7/24 erişilebilir, yüksek giriş sermayesi gerektirmeyen dijital varlıklara akın ediyor. Bugün globalde dijital varlık yatırımcıları, 500 milyon sayısını aşmış durumda. Amerika biliyorsunuz biz bu yıl bunun önündeki barajı kaldırdı. Trump “Ben burayı dijital ekonominin, başkenti yapacağım” dedi ve ülkeler arasında çok ciddi bir rekabet başladı. Bugüne kadar kripto paralar, shitcoin denen paralar ön gösterimde. Yani 12 milyon Türk yatırımcısının da yatırım yaptığı, dünyada 500 milyon insanın yatırım yaptığı konular çok inanmasak da projelere geniş ilgi çekti ve herkes bir dijital cüzdan sahibi oldu. Kripto alışverişini öğrendi, pazarı tanımladı ve bir parçası oldu. Bu ön gösterimle birazdan olacak olanları birbirine karıştırmamamız lazım. Bu ön gösterimde bankacıların biraz tabii risk tarafıyla “ya böyle şey olur mu? Bunların dayanak varlığı nedir? Bitcoin'in bile dayanak varlığı nedir?” tipi sorgulamalar oldu. Ama bu ön gösterimden sonra esas filmin başladığını, başlayacağını görüyoruz” dedi. 

Muhabir: CÜNEYT ZEREN