Gün geçtikçe kalabalıklaşan dünyamızda artan ağız diş sağlığı tedavi ihtiyacı ile birlikte koruyucu diş hekimliği uygulamaları da hızla gelişmektedir.
Gün geçtikçe kalabalıklaşan dünyamızda artan ağız diş sağlığı tedavi ihtiyacı ile birlikte koruyucu diş hekimliği uygulamaları da hızla gelişmektedir. Ağız ve diş sağlığı problemleri, ciddi ekonomik ve sosyal sorunları da beraberinde getirmektedir. Bu nedenle, ağız ve diş sağlığı bozulmadan önce, koruyucu ve önleyici uygulamalara öncelik tanınması önem taşımaktadır. Çürüksüz dişlerle büyüyen çocukların, genel sağlığının da daha iyi olduğu bilinmektedir. Çürükten koruyucu uygulamalar diş çürüğüne karşı yürütülen savaşın ilk basamağı ve olmazsa olmazıdır. Diş çürüğü; tükürük, beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerin, diş minesinin fizyolojik dengesini bozmasından kaynaklanan bir hastalıktır. Çürük lezyonları; çiğneme yüzeyi, arayüzler gibi, plağın uzun süre temizlenmeden kaldığı bölgelerde oluşmaktadır. Bu nedenle koruyucu uygulamaların merkezinde plak birikiminin önlenmesine yönelik uygulamalar yer almalıdır.
Bunlardan bazıları;
Ağıziçi patojenlerin sayısını azaltmak,
Diş dokusunun sağlığını arttırmak,
Sağlıklı dişeti oluşturmak,
Tamir kapasitesini arttırmaya yönelik çalışmalar yapmaktır.
Plak kontrolü, mekanik ve kimyasal olarak iki yöntemle yapılır.
A) Mekanik Plak Kontrolü
Diş fırçaları ve diş ipi plak kontolünde en sık kullanılan araçlardır.
1- Diş fırçaları
Küçük başlı, kalın saplı fırçalar çocuklar için tercih edilmelidir.
Döner ve sonik fırçalar, el becerisi ihtiyacını azaltırlar ama pek çok açıdan manuel fırçalardan daha etkili olduğu bilinmektedir.
2- Diş ipi
Diş ipi, diş arası bölgeyi temizleyerek plak oluşumunu azaltan en önemli yardımcılardan biridir.
B) Kimyasal Plak Kontrolü
Topikal ve sistemik antimikrobiyal ajan uygulamalarını kapsamaktadır.
1- Florid
Flor kullanımı plak birikimini azaltmada en popüler yöntemlerden biri olmuştur. Dişin sürmeden önce olduğu kadar, sürme sonrası dönemde ağız içinde sık olarak düşük konsantrasyonlarda flor uugulanmasının etkisi kanıtlanmıştır. İçme suyunun florürlü olması, sodyum florür içeren ağız gargaraları, florlu diş macun ile düzenli olarak dişlerin fırçalanması ve florid içeren sakızların çiğnenmesi daha sağlıklı bir mine oluşmasında oldukça etkilidir. Diş çürüğünden korunmada hala en etkili ajan olan flor kullanımının güvenilirliği ile ilgili son yıllarda giderek artan tartışmalar gündeme gelmektedir. Ancak altı ayda bir 4 dakikalık florid jeli uygulaması çocukları ve genç erişkinleri çürükten korumada etkili olduğu bilinmektedir. Çürük riski arttıkça, topikal florid uygulama aralığının kısaltılması tavsiye edilmektedir.
2- Klorheksidin
Yapılan çalışmalarda klorheksidin içerikli ürünlerin çürük oluşumuna neden olan bakterilerin sayısında azalmaya neden olduğu bildirilmektedir. Klorheksidin içerikli gargaraların tükürük akış hızı azalmış hastalarda ve engelli bireylerde güvenle kullanılabileceği bildirilmektedir. Yine de sodyum floridli gargaraların düzenli kullanıldığında klorheksidinli gargaralardan daha etkili bir biçimde çürük önlediği gösterilmiştir.
3- Diş Macunları
Diş macunları, pek çok çeşidi olan en etkin çürük önleyici ajanlardandır. Çocuklar dental ürünleri ancak hoşlarına giderse kullandıkları, daha uzun süre diş fırçaladıkları, daha az çalkalama ve tükürme eğiliminde oldukları bilinir. 3 yaşa kadar yutulma ihtimaline karşı florsuz diş macunu önerilebilir. Ancak, 36. aydan sonra florürlü diş macunu kullanımına geçmek önemlidir, çünkü flor içeren diş macunlarının çürük önleme etkisi, florsuz macunlara göre oldukça fazladır.
4- Fissür örtücüler
Etkili bir çürük önleme yöntemidir. Doğru uygulandığı takdirde mine ile ağız ortamı arasında fiziksel bir bariyer oluşturarak dişi korur. Özellikle yüksek çürük riski olan bireylerin süt ve sürekli dişlerine fissür örtücü uygulanması gerektiği çeşitli çalışmalarda bildirilmiştir. Fissür örtücüler çürüğü iyileştiremedikleri halde çürükten etkin olarak korunma sağlarlar.
5- Sakızlar
Diş sert dokularının iyileşmesinde tükürüğün ne kadar önem taşıdığı bilinmektedir. Sakız çiğneme, tükürük akışını arttırarak çürükten korunmada etkilidir. Sık sık sorbitol ve ksilitol ile tatlandırılmış sakızları çiğnemenin çürük önleyici özelliği olduğunu kanıtlayan pekçok çalışma bulunmaktadır. Özellikle öğünlerden sonra 30 dakika süre ile sakız çiğnemenin remineralizasyonu arttırıcı yönde etki ettiği kanıtlanmıştır.
Sonuç olarak; ‘’Diş çürüğünden nasıl korunabiliriz?’’ basit görünen fakat cevabı epeyce karmaşık olan bir sorudur. Hastaları çürük risklerine göre değerlendirip, kişiye özel koruyucu uygulamalar yapmak diş hekiminizin görevidir. Çocukluk çağından başlayarak, maliyeti düşük, etkinliği yüksek uygulamalar ile daha etkili bir çürükten korunma yöntemi uygulamak, bazı hastaları diğerlerinden daha sık kontrollere çağırmak, çözüm sürecine katkıda bulunmayı sağlayabilir.