Geçen hafta Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici'nin "Test aracıyla tatil" başlıklı yazısında Kelebek yazarı Onur Baştürk'ün Hibrit Kia Niro aracıyla yaptığı paylaşımları konu alması sektör içinde de bir tartışmayı başlatmış oldu.
Geçen hafta Hürriyet Gazetesi Okur Temsilcisi Faruk Bildirici’nin “Test aracıyla tatil” başlıklı yazısında Kelebek yazarı Onur Baştürk’ün Hibrit Kia Niro aracıyla yaptığı paylaşımları konu alması sektör içinde de bir tartışmayı başlatmış oldu. Bildirici yazısında “Otomotiv editorü olmayan bir yazar bir aracı neden test eder? Firma bir aracı o kişiye neden verir?” gibi bir dizi “etik” sorular zincirini sormuştu. Ayrıca aynı gazetedeki otomotiv editorü Emre Özpeynirci’nin de görüşlerini almıştı. Özpeynirci de kısaca “uzmanlık alanı otomotiv olmayan gazetecilere test araçlarının verilmesi tamamen keyfi bir durumdur” açıklamasını yapmıştı.
Bu yazı çıkınca Onur Baştürk’ün Instagram hesabına baktım. 40 bin 900 civarında takipçisi var. Kelebek magazin yazarı olarak fena bir rakam değil. Sonra Kia Niro ile ilgili paylaşımlarına baktım. Beğeniler ortalama sadece 300 civarında. Diğer paylaşımlarına oranla çok az bir beğeni oranı. Paylaşımların zamanlarına bakınca da Kia Niro yaz dönemi boyunca Baştürk’te kalmış ve hemen hemen tüm Ege kıyıları gezilmiş. Bu arada Onur Baştürk’ün ehliyetinin olmadığı, aracı kullanmadığı ve “test için” bir erkek arkadaşından yardım aldığı da paylaşımlarından anlaşılıyor. Paylaşımlarda Kia Niro sadece etiketlemiş; yani araç hakkında hiç bir sıradan bilgi dahi yok. Bana göre, son derece sıradan, magazinsel ve sığ paylaşımlar… 40 bini aşkın bir takipçisi olan!, ehliyeti olmayan bir yazarın, bu araç paylaşımları ortalama 300 kişi tarafından beğenilmesi zaten konuyu özetliyor.
Bu köşede aylardır benzer konularda kalem oynatıyorum. Otomotiv markalarındaki PR, Pazarlama ve Kurumsal İletişimle ilgili koltuklarda oturan üst düzey yöneticilerinin daha seçici, daha araştırmacı ve daha ayrıntıcı olması gerektiğini vurguluyorum. İşte Kia Niro ve Onur Baştürk paylaşımları adeta ders niteliğinde aslında… Şimdi Kia Türkiye’nin genel müdürü, pazarlama müdürü, kurumsal ilişkiler müdürü, PR işlerine bakan Kiraz Halkla İlişkiler yetkilileri ve Çelik Motor üst düzey yöneticileri ne düşünüyor, çok merak ediyorum. Ben bu paylaşımların sadece test otomobili verilerek yapıldığını sanmıyorum. İşin bir de maddi boyutu var mı, bilemiyorum? İşte bu nedenle yukarıda adı geçen tüm sorumlulardan sektör adına şu sorulara yanıt verilmesini ısrarla rica ediyorum. Kia Niro için neden böyle bir PR çalışması yapmayı tercih ettiler? Bu iş için Baştürk’e bir ücret ödendi mi? Paylaşımlardan olumlu ve etkili bir geri dönüş alındı mı? Bunu başka kişi ve yazarlarla da yaptılar mı? Umarım bu sorulara yanıt alırız ve hepimiz aydınlanırız.
Şimdi daha önce yazdıklarımı tekrarlamayacağım ama sektörde “haber-paylaşım çıksın da nasıl çıkarsa çıksın” diye düşünen, life style yazar ve dergilere gereğinden fazla anlam yükleyen otomotiv yöneticileri ve PR şirketleri umarım buradan gereken dersi çıkartmıştır. Aylardır yazıyorum; çıkmış gibi yapıp da aylardır çıkmayan bir basılı dergiye hesap soramayan, onlarla advertorial çalışmalar yapan ve hala lansmanlarına davet eden “sözde yöneticiler”den hiç umudum yok! Ama yine de bir umut yazıyorum işte. Onların durumu da Kia Türkiye yöneticilerinin düştüğü bu durumdan hiç farklı değil.