2020 yılında Elazığ, Malatya ve İzmir'de büyük depremler yaşandı.
Nerede bir can ölse, oralı oluruz.
Olmalıyız zaten.
Olamazsak insan olmayız.
Hesabı zor bir asırda yaşıyoruz,
imkânlar bollaşsa da, kıtlık çekiyor dünya. Türkiye; bir vicdan ve merhamet ilkimi kurmaya çalışıyor.
Kriz zamanlarında;
sosyal medyada duygularınıza yenilmeyin, siyasete gömülmeyin, teyit edilmemiş haberleri yaymayın, sabırlı ve ölçülü davranın lütfen. İnsanlar can derdindeyken, işgüzarlığa ve kimsenin kimseyi kırmaya, korkutmaya, endişelendirmeye hakkı yok.
FETÖ mensuplarının;
sahte görüntülü PP kullanarak açtığı feyk hesapların provokasyonuna gelmeyin. İzmir gibi diğer illerimiz bizim canımız, gözümüzün bebeğidir.
2020 yılında Elazığ, Malatya ve İzmir’de büyük depremler yaşandı.
Korona ile mücadele sürecinde
toplum acılarla iç içe kaldı.
Sadece İzmir değil; hepimiz sallandık.
Tüm yaşanan olaylar sırasında;
sosyal medyada,
o hep yapılan toplum mühendisliği ve
algı operasyonları başladı.
İzmir depremine ilişkin sosyal medyadan provokatif paylaşımlarla ilgili
16 kişi hakkında işlem başlatıldı ve ardından 3 kişi gözaltına alındı.
Bunlar Türkiye’de olup tespit edilebilenler. Başta Avrupa ve ABD olmak üzere provokitif hesap var.
Özellikle FETÖ-PKK özel sosyal medya terör birimleri var.
Depremde olduğu gibi,
24 saat aktif olan bu sosyal medya terör birimleri, sürekli paylaşımlar ve yazılarla, toplumumuzu beyinsel olarak bölmeye çalışıyorlar.
YA MÜCADELE?
Biz acılarda sımsıkı olan bir MİLLETİZ. Acılara tutunuruz.
Depremi yaşayanlar bilir.
Az önce yediğin son lokman,
içtiğin su, son suyun olabilir.
Çocuğunu son öpüşün...
Sevdiğine son sarılışın...
Özür dilemeye fırsat bulamadan kırdığın son kalp olabilir...
Her şey bir anda bitebilir…
Yerle yeksan olup, toz duman altında kalabilir her şey…
Henüz taksitini bitiremediğin koltukların,
ev eşyaların, kredi çekip aldığın evin,
un ufak olabilir bir anda…
Saksıdaki çiçekleri son sulayışın,
bakkaldan aldığın son ekmeğin,
yazdığın son şiirin olabilir...
O sonsuz uykudan önceki olabilir aslında… Yorgan altına kıvrılıp uyuduğun tatlı uyku,
son uykun olabilir...
Kurduğun son hayalin olabilir...
Lüks hayatın, kırmızı araban ve
sahip olduğunu sandığın her şey yoktur aslında...
Tek sana uzanacak “O ELİ” beklersin. Devlet sana uzanan eldir.
Kardeşindir hemen yanında olan.
Varlık ile yokluk arasında iken;
“bende var, ikimize de yeter” diyen,
komşundur tek varlığın...
İZMİR VATANDIR!
Milli mücadelenin simgesi İzmir yaralı.
Sesler bekleniyor hayata dair tutunmak için. Zaman geçecek birileri unutacak. Önemli olan unutmamak ve hatırlamaktır.
Bir yarın var yaşanacak...
Daha kaç deprem ya da
kaç acı yaşanacak belki...
Bu son olsun diyemiyorum belki...
Ama şunu diyebilirim ki;
Bina değil, yaşanacak evler yapalım.
Yapalım ki;
Acımız büyük olmasın...
Geçmiş olsun İzmir’im…