Avrupa'ya veda eden Fenerbahçe'de benim bildiğim Aziz Yıldırım yarından tezi yok başta Advocaat olmak üzere takımdan bir çok oyuncunun da ipini çeker.
'Burada bir şeyler oluyorsa bunlarda baş sorumlu benim. Yönetimimiz eğer daha iyi bir hoca bulacağını düşünüyorsa hemen getirsinler.' diyen Dick Advocaat'ın deneyim ve kariyerine yakışmayan bir tutum ile kendini önemseyip içinde bulunduğu koşulları kötülemesini kim nasıl okudu bilmiyorum ancak geldiğimiz nokta şu ki: Geçtiğimiz hafta Kasımpaşa beraberliği ile ligde şampiyonluk iddiasını çok ama çok zayıflatan, dün de Krasnador’a elenerek Avrupa’ya veda eden Fenerbahçe’de benim bildiğim Aziz Yıldırım yarından tezi yok başta Advocaat olmak üzere takımdan bir çok oyuncunun da ipini çeker. Bu tamamen kişisel fikrim elbette. Gelelim maça Advocaat’ın bir türlü bulamadığı ideal 11, kadro dışılar, sonra tekrar kadroya dahil edilmelere artık herkes alıştı. Hollandalı teknik adamın ilk maçta sahaya 11'de çıkardığı Emmanuel Emenike, dün 18 kişilik kadroya dahi dahil edilmemişti. Rusya’ya ‘hazır değil’ diyerek götürmediği Robin van Persie ise bu kez belli ki ‘kurtarıcı’ olarak tercihi olmuştu. Aynı Advocaat’ın ilk maçtan da dersler çıkarmadığını gördük dün akşam. Nitekim tıpkı o maçta olduğu gibi daha 7.dakikada kalesinde golü gördü sarı-lacivertliler. Skrtel’in beraberlik golü tribünleri ateşlese de nihai sonuç mücadelenin sonrasına dair yazmaya da gerek bırakmadı aslında bizlere. Dönelim başa. ‘Yönetimimiz eğer daha iyi bir hoca bulacağını düşünüyorsa hemen getirsinler.' diyen Advocaat artık bavulunu hazırlasın. Çünkü her ne kadar ‘bu takımı ben yapmadım’ dese de, yaptığının da ne olduğu ortada.