Geçtiğimiz haziran ayında, İtalya’nın Bologna şehrine yaklaşık bir saat uzaklıkta bulunan, adeta masal diyarını andıran Castello di Rocchetta Mattei’yi ziyaret etme fırsatım oldu.
Bu büyüleyici yapı, İtalya’nın Emilia-Romagna bölgesindeki Appennini Dağları’nın eteklerinde, gözlerden uzak ve adeta saklı bir hazine gibi yer alıyor. Ancak saklı olması, onu daha da etkileyici kılıyor. Her köşesi ince işçilikle işlenmiş, mistik bir atmosfer yaratan bu kaleyi keşfetmek, İtalya’nın kültürel ve sanatsal mirasına yeni bir gözle bakmamı sağladı.
Castello di Rocchetta Mattei, 19. yüzyılın ortalarında eksantrik bir doktor ve aynı zamanda kendine özgü bir şifacı olan Kont Cesare Mattei tarafından inşa edilmiş. Kendisini hastalara alternatif tedaviler sunmaya adayan Kont, hastalıkların doğal yollarla iyileştirilebileceğine inanıyordu. Mattei, hastalıkları tedavi etmek için homeopatiye benzer bir yöntem olan “elektrohomeopati” adını verdiği bir tedavi yöntemi geliştirmiş ve bu kaleyi bu yöntemini uygulamak amacıyla kurmuş. Kalenin her köşesi, Mattei’nin hayal gücünü ve inançlarını yansıtan ayrıntılarla dolu. Ortaçağ mimarisi ile Arap ve Gotik tarzların birleşimi olan kalenin tasarımı, ziyaretçilere adeta zamanda yolculuk yaptırıyor.
Kalenin inşa süreci ve mimarisi, sıradan bir yapıdan çok bir sanat eseri gibi şekillendirilmiş. Mattei’nin ölümü sonrasında çeşitli değişiklikler geçirse de kalenin orijinal yapısı ve ruhu korunmuş durumda. 20. yüzyıl boyunca terk edilmiş olan kale, son yıllarda yeniden canlandırılmış ve bugün ziyaretçilerini büyülemeye devam ediyor.
Castello di Rocchetta Mattei’nin en dikkat çekici özelliklerinden biri, farklı mimari stillerin uyumlu bir şekilde birleşimi. Kalenin iç mekanlarında gezerken kendinizi İspanya’daki Elhamra Sarayı’nda ya da bir Gotik katedralde hissedebilirsiniz. Her odada farklı bir hikaye, her köşede ayrı bir detay gizli. Arap tarzı kubbeler, mozaiklerle süslenmiş salonlar ve taş işlemeleriyle bezeli duvarlar, bu kaleyi eşsiz kılan unsurlardan sadece birkaçı.
En çok etkilendiğim bölümlerden biri, kalenin ana salonunda yer alan yüksek kubbeli yapı oldu. İçeride yankılanan sessizlik ve kubbeye vuran ışık oyunları, mistik bir atmosfer yaratıyor. Yürüdükçe keşfettiğiniz her detay, Mattei’nin yaşam felsefesini ve dünyaya bakışını yansıtıyor. Onun hastalarına şifa bulma amacıyla yarattığı bu mekanda, yalnızca mimari değil, aynı zamanda ruhani bir dokunuş da hissediliyor.
Castello di Rocchetta Mattei, günümüzde İtalya’nın saklı kalmış tarihi değerlerinden biri olarak bilinse de, yeniden ilgi çekmeye başlayan bir destinasyon haline geldi. 2005 yılında yapılan restorasyon çalışmaları sayesinde kale, eski ihtişamına kavuşmuş ve ziyaretçilere açılmış durumda. Bu restorasyonlar, hem yapının orijinal detaylarını korumuş hem de ziyaretçilerin kaleyi güvenle keşfetmesine olanak tanımış.
Bugün Castello di Rocchetta Mattei, yalnızca tarihi bir yapı olarak değil, aynı zamanda bir sanat galerisi ve kültürel etkinlik merkezi olarak da işlev görüyor. İçinde düzenlenen çeşitli etkinlikler ve sergilerle, bu etkileyici yapı İtalya’nın kültür mirasına katkı sağlamaya devam ediyor.
Bu büyüleyici yapıyı gezmek, geçmişin izlerini bugüne taşıyan bir yolculuk gibiydi. Eğer yolunuz Emilia-Romagna bölgesine düşerse, Rocchetta Mattei Kalesi’ni mutlaka ziyaret etmenizi tavsiye ederim. Bu eşsiz yapı, hem mimarisiyle hem de taşıdığı tarihi değerle unutulmaz bir izlenim bırakıyor.