
Kürsü dokunulmazlığı
Serdal Adalı’nın başkan seçildiği kongreden sonra eski başkanlar Hasan Arat ve Hüseyin Yücel’in yöneticilik dönemleriyle ilgili Beşiktaş JK’da uzun zamandır devam eden huzursuzluk ve bunun futbol takımına yansıyan olumsuz yanları hakkında halef/selef bütün taraflar geçen Cumartesi günü Olağan Divan Kurulu Toplantısında eteğindeki taşları dökmek üzere bir araya gelmişti.
Toplantı normal programında ilerlerken, eski Başkan Hasan Arat’ın 17. sırada söz kendisine geldiğinde hâzirûna hitabı sırasında yükselen gerilimi yatıştırmak ve salonda sükûneti sağlamak mümkün olmadı ve Divan Başkanı’nda içinde bulunduğu bir arbede yaşandı. Bu sırada Hasan Arat’a fiili olarak yumruklu bir saldırı oldu ve eski başkan, Divan Başkanı ve bazı korumalar tarafından darp edildi. Nereden bakarsanız ayıp ve yakışmadı Beşiktaş camiasına. Öncelikle o toplantıda konuşan her konuşmacının söz hakkı demokrasi gelenekleri açısından Kulübün en yüksek organı olan Divan tarafından garanti edilmiştir. Bu, seçimle gelinen bütün meclislerde böyledir.
En küçüğünden en büyüğüne kadar. İsterse Tozkoparan Gençlik Spor Kulübü olsun isterse Beşiktaş Jimnastik Kulübü ve hatta Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde bile hatip meclis başkanlık makamının koruması altındadır. Buna “kürsü dokunulmazlığı” diyoruz. Sözlü sataşmalar, laf atmalar küfür ve hakarete varmadan ve fiili tecavüze dönüşmeden demokratik olgunlukla karşılanır ve laf sokmalara karşı verilen kıvrak cevaplar hem tansiyonu düşürür hem de ortamı yumuşatır. Özellikle Yüce Meclis’teki bütçe görüşmeleri sırasında Süleyman Demirel’in konuşmaları, sataşmalara verdiği zeki cevaplar bugün bile tebessümle yâd edilmektedir.
Nerede o karatta hatipler, nerede o zekâ parıltısı taşıyan karşılıklı laf atmalar, laf sokmalar. Güney Kore parlamentosunda ve Tayland meclisinde sıklıkla gördüğümüz kavga-döğüş sahnelerine Harbiye’deki Kongre Merkezi’nde de şahit olunca içimiz acıdı. Seçimle gelmiş ve sağlık sebepleri ile görevden ayrılmış bir eski başkanın yaklaşık beş ay sonra derdini anlatmasına, yaşananlara kendi açısından izahat getirmesine fiilen izin verilmedi. Hem de bizzat onun söz hakkını korumakla görevli divan başkanı tarafından. Hasan Arat Beşiktaş tarihinin en kötü başkanlık dönemini geçirmiş olabilir, kulübü on milyonlarca Euro borca sokmuş da olabilir ama idam mahkûmuna bile sorarlar “diyeceğin son bir şey var mı?” diye.
Hasan Arat işte belki de o konuşmasını yapsa Beşiktaş tarihine negatif olarak adını yazdıracakken, divan kurulu başkanından yumruk yiyen “mağdur başkan” olarak tarihe geçecek şimdi. Beşiktaş kulislerini yakından takip eden muhabir arkadaşlarımızın sosyal medyada bu yaşananlarla ilgili yazdıkları bize bu konunun spontane cereyan eden bir hadise olmadığını bilakis Hasan Başkan’a “derin” Beşiktaş tarafından bir diskur çekilmesinin, bir ders verilmesinin istendiği ve buna uygun yığınak yapıldığı, uygun “an” beklendiğine dair bolca haber var.
Salondaki çoğu haber kanalı kameralarına ve ilaveten cep telefonu kayıtlarına yansıyan görüntüleri yavaşlatılmış olarak izleyince siz de bazı “tetikte bekleyenleri” görebiliyorsunuz. Olan oldu artık testi kırıldıktan sonra yol gösteren çok olur bizde adettendir. Neyse bu türden olaylar bir daha tekerrür etmez inşallah diyelim ve hepimize güzel günler dileyelim.