Atalarımız, "Ak akçe kara gün içindir" der.
Atalarımız, “Ak akçe kara gün içindir” der.
Genellikle bu gelenek, annelerimizin zor günlerde kullanmak üzere kenara kara gün akçesi atarak başlamıştır.
Şimdilerde ise büyüklerimiz kefen parası olarak dillendiriyor.
Aslında o yıllarda paramızı değerlendirmek için ne bir finansal yatırım aracı imkanları, ne altın hesapları ne de kredi kartlarımız vardı.
Yakın geçmişe baktığımızda kredi kartların çıkış tarihi 1975 yıllarına dayanıyor (ürün kredi kartı hariç).
Biz de böyle bir gelenek ile yetiştik.
Yastık altında tutarak başladığımız kimine göre tasarruf, kimine göre kefen parası olarak adlandırılan yastık altı ekonomisini hareketlendiren ve yaygınlaşmasına neden olan geleneksel davranış şekline dönüşse bile bu alışkanlıktan vazgeçmeliyiz.
“Hiç altın takmayalım mı?” diyorsanız, elbette takılardan bahsetmiyorum.
Veya birkaç çeyrek altından da bahsetmiyorum.
Boyutları ve bedelleri çok ağır olan altından bahsediyorum.
Altın keselerden bahsediyorum.
Bende yok!
Başka isimleri varsa lütfen bana yazın.
Yastık altı ekonomisinin büyümesindeki diğer etken ise ekonomik krizler olduğunu düşünüyorum.
Gün geçmiyorki bir ülkede olay çıkmasın. Ekonomik krize yol açacak yatırımcıyı etkileyecek kıvılcım, söylenti bile sistemin bozulmasına neden olacak bankacılık sektörüne duyulan güvenin azalmasıyla güvenli limana çekmeye yeterli etken oluyor.
ABD ve Güney Kore’nin ortak askeri tatbikatları diğer deyişle gövde gösterileri ile kıtalar arası balistik füze denemeleri veya Ortadoğu... Yatırımcı kanadında her zaman söylediğim gibi güvenli liman olan altına sığındırıyor.
Hatırlarsanız Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan "yastık altındaki altınları çıkarın" çağrısı yapmıştı.
Bu çağrı ile 3 binden fazla vatandaş yarım ton altını sisteme kazandırdı.
Geriye kaldı 100 milyar değerinde en az 2 bin 200 ton altın. (Dünya Altın Konseyi tahmini yastık altında 8 bin ton). Potansiyel büyüklük ise en az 300 milyar TL.
Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek ise yastık altındaki altınları ekonomiye kazandırmak amacıyla ‘altın tahvili’ ve ‘altına dayalı kira sertifikası’ olmak üzere 2 yeni güvenli yatırım aracını finansal sisteme katacaklarını açıkladı.
Yastık altındaki paraları tutmanın bir yolu vergi ödememek, diğeri ise kayıt dışı ve piyasaya olan güvensizliktir.
Bu sistem ile hem kayıt dışının önüne geçilecek, hem de ekonominin çarkları dönmeye başlayacaktır.
Gün gelir altın eşik, gümüş eşiğe muhtaç olur.
Allah kimseye muhtaç etmesin.