CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 9 Haziran'da HDP Eşbaşkanı Serpil Kemalbay ve HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile bu partinin genel merkezinde bir görüşme yaptı.
CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 9 Haziran’da HDP Eşbaşkanı Serpil Kemalbay ve HDP milletvekili Sırrı Süreyya Önder ile bu partinin genel merkezinde bir görüşme yaptı. Görüşme sonrasında gündem o kadar hızlı değişti ve ilerledi ki, ziyaretin içeriği çok fazla irdelenemedi.
Ağırlıklı olarak Şenay Aybüke Yalçın öğretmenimizin şehit edilmesiyle aynı güne denk gelmesi nedeniyle “Böyle bir günde HDP ziyaret edilir mi?” çerçevesinde eleştiriler yapıldı. Ama basına kapalı gerçekleşen bu görüşmeyle ilgili satır aralarına ilginç notlar vardı. Örneğin ziyaretten bir gün sonra Cumhuriyet gazetesi HDP heyetinin Kılıçdaroğlu’na şu öneriyi yaptığını yazdı: Tutuklu (HDP’liler kastediliyor) milletvekilleriyle ilgili CHP bünyesinde bir hukuki heyet kurularak tutuklu vekillerle ilgili bütün dosyalar incelensin.
Terör örgütünün bir yayın organında ise çok çarpıcı başka bir ayrıntı aktarıldı. Bu ayrıntıya göre, HDP heyeti CHP’nin, dokunulmazlığın kaldırılmasını düzenleyen anayasa değişikliğinde 'Evet' yönünde oy vermesini ve HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın da aralarında yer aldığı milletvekillerinin tutuklanması konusunda yeteri kadar tepki göstermemesini, sessiz kalmasını eleştirmişti. Bu çıkışlar üzerine midir bilinmez, yine Cumhuriyet gazetesinin haberine göre, Kılıçdaroğlu parti heyetinde bulunan CHP Sözcüsü Bülent Tezcan’dan not almasını talep etti.
Bunları aktardıktan sonra gelelim kulis boyutuna…
Kulislerde sıkça dillendirilen bir iddiaya göre, CHP lideri 15 Haziran’da başlattığı “Adalet Yürüyüşü”ne aslında o görüşmeden sonra karar verdi. Hatta yine iddialara göre, Kılıçdaroğlu bu yürüyüşün kararını partiden bazı isimlerle paylaştı. Ama bunlardan bazıları bu karara “yanlış anlaşılır” diyerek itiraz etti. Ama CHP lideri kararlıydı ve İstanbul Milletvekili Enis Berberoğlu’nun tutuklanması, bu yürüyüşün önünü açtı. Bu iddia sahipleri, CHP milletvekili Erdal Aksünger’in “Bu yürüyüşü HDP milletvekilleri için de yapıyoruz” açıklamasını bu çerçevede değerlendiriyor. HDP çevrelerinden alttan alta, “Berberoğlu serbest kalırsa yürüyüşü bitirmeyin” yönünde baskılar olduğu da kulağımıza geliyor.
Ama bir başka kulis iddiasını göre ise “Adalet Yürüyüşü”nün perde arkasında, CHP’nin kasım ayında yapacağı kurultaya hazırlık var. Neden mi? Tabandan yönetime yönelik şu eleştiriler var:
- Tabanın büyük çoğunluğunu oluşturan Atatürkçülerin hassasiyetleri dikkate alınmıyor.
- Parti, Atatürk’ü reddedecek boyutta liberalizme kaydı.
- 15 Temmuz ile ilgili olarak hükümetin bazı politikaları eleştirilebilir ama bu durum darbecileri savunma görüntüsü vermemeli.
- Bırakın PKK terör örgütünün eylemlerini sert eleştirmeyi, bu terör örgütünün Suriye yapılanması ile ilgili sert çıkış yapılmadı, aksine bu örgütle iletişime geçilmesi savunuluyor.
Bu eleştiriler, başka partiler tarafından dillendirilse de, CHP tabanında da azımsanmayacak derecede karşılık buluyor. İşte iddiaya göre, bu eleştirilerin önünü kesmek, tabanı mobilize ederek bu eleştirilerden uzaklaştırmak, yönetime karşı olası bir hareketlenmenin önüne geçmek vs. için bu adım atıldı.
İddialar çeşitli. Bu yürüyüş kulis dedikodularına epey malzeme olmaya devam edecek gibi.
***
FETÖ’CÜLERİN YENİ OYUNU
Geçen hafta sonu Odatv internet sitesinde çok ilginç bir haber vardı. Buna göre, 15 Temmuz'da gerçekleşen darbe girişiminin ardından görevden alınan ve Belçika'da bulunan NATO ve SHAPE karargahlarında görev yapmış, Kara Kuvvetleri, Hava Kuvvetleri ve Deniz Kuvvetleri'nde görev almış beş üst düzey şahıs, Vocal Europa isimli yayın organına açıklamalar yapmıştı. İsteyenler Türkçe tercümesinin tamamını internetten bulabilirler. Çıkardığım özeti madde madde aktarayım:
- Tamamen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan karşıtlığı üzerinden oyunlarını kurmaya çalışıyorlar.
- Kendilerini FETÖ’cü değil, Batı yanlısı, liberal olarak tanımlıyorlar.
- FETÖ’cülüğü reddeden bu zatlar, Fetullah Gülen aleyhine tek bir cümle kurmamaya aşırı özen gösteriyorlar. Biraz daha pervasızlaşsalar, Gülen’in TSK içinde örgütlenmediği yalanını ortaya atabilecek ahlaka(!) sahipler.
- PKK ile mücadeleyi lekelemek adına her türlü iftirayı atma, ülkelerini hedef gösterme karakterini taşıyorlar.
- “Biz PYD konusunda farklı düşünüyorduk, iletişim yanlısıydık” mesajı gönderiyorlar. Bu çerçevede Fırat Kalkanı Harekatını da lekelemeye çalışıyorlar.
Özetle Batı dünyası ne istiyorsa bu zatlar, Türkiye’yi bölmek ve parçalamakla bile sonuçlansa her şeyi vermeye hazırlar. Amerikalı komutanların “muhataplarımız tutuklanıyor” çırpınışları boşa değilmiş.