Suriye'de Fırat doğusunu içine alan ve batı da Tel Rıfat ile Münbiç'i içine alan sözde Kuzey Suriye alanı çizilmeye çalışılıyor.

Türkiye kamuoyunun Suriye ve Irak’ı bölme çalışmalarına odaklanması için Erdoğan’ın bir konuşmasında dikkat çekmesi mi gerekiyor?

2020 yılının 8 Eylül tarihinde Haseke'de ABD himayesinde yapılan toplantıda ve ABD'nin temsilcisi Zahra Bille de katıldı. Suriye’deki Kürt Ulusal Konseyi ENKS ile öncülüğünü PKK'nın Suriye kolu PYD'nin yaptığı Kürt Ulusal Birlik Partileri'nin sözde Kuzey Suriye yönetimi oluşturma projesi temelinde PKK kontrolünde sınırımızda bir “terör devletçiği” kurmak. ABD’nin Suriye’de 14 üs ya da askeri noktası bulunuyor. Aynı şekilde Fransa’nın da Suriye’de üsleri var.

Suriye’de Fırat doğusunu içine alan ve batı da Tel Rıfat ile Münbiç’i içine alan sözde Kuzey Suriye alanı çizilmeye çalışılıyor. PKK/YPG’nin Suriye uzantısı olan terör yapılanması SDG’nin elebaşı Mazlum Kobani kod adıyla Ferhat Abdi Şahin ABD’liler tarafından “General” olarak tanımlanıyorlar. ABD-Fransa ikilisi BAE fonlamasıyla Türkiye kamuoyundan birinci gündem olarak içinde PKK’nın da olduğu Suriye’de sözde bir Batı Kürdistan-Kuzey Suriye yapılanmasının peşinde. ENKS’nin silahlı gücü olan ve halen Erbil’de Barzani himayesinde bulunan ve kendilerini Suriye Peşmergesi (sözde Rojava Peşmerge) olarak adlandırılan 7-8 bin arasındaki gücün Suriye’ye geçişi ve konuşlanacağı konusunda halen gündemde. Böylece Suriye-Irak bağlantısı da sağlanmış olacak.

ABD-FRANSA İKİLİSİ PKK’YI SİYASİ SÜRECE KATMAK İSTİYOR

Fırat’ın doğusunda yer alan ve batı kısmında Tel Rıfat-Menbiç’i katarsak Suriye’nin yüzde 25’lik alanında ABD destekli bir PKK terör alanı oluşturulması için alanda CIA ekibi ABD’li askerlerle çalışıyor. ABD 2003 sonrası Irak kuzeyindeki Barzani-Talabani sürecini başka aktörlerle Suriye’de uyguluyor. Rakka petrolleri ile Dey Zor doğal gaz bölgesini içine alan küçük bir petro-dolar devletçiği kurma derdinde olan ABD var ortada. Elbette diğer küresel aktör Rusya filme seyirci kalmadan YPG ile Moskova sürecini yürütüyor. Cenevre’ye masaya ortak bir Kürt heyeti yollanması planlanarak hem Türkiye test ediliyor hem de ilerideki sözde federatif yapının alt yapısı hazırlanıyor.

YA TÜRKİYE NE YAPACAK?

Türkiye Doğu Akdeniz’de stratejik mücadeleler verirken Barış Pınarı Harekatı elindeki en büyük koz olarak duruyor. Ankara meşru ve teröre bulaşamamış Suriye halkının gerçek temsilcilerini kabul ediyor. Şam ile süreci yürütecek tek siyasi yapı olarak Suriye Muhalif ve Devrimci Güçler Ulusal Koalisyonu (SMDK) Türkiye’nin öncelikleri arasında. Zaten yeni Anayasa oluşturma sürecinde masada SMDK temsilcileri Suriye halkı adına bulunuyor. Türkiye askeri ve diplomatik gücü ile hem gayri meşru masalara ve alana müdahil edecektir. Barış Pınarı Harekatına sadece ara verildiği üst düzey yetkililerce sık sık yinelendi. Gayri meşru şekilde Suriye’de bulunan yabancı unsurlar ile terör örgütlerinden temizlenen Suriye olmadıkça tek ve bütün bir Suriye göremeyeceğiz.

2011 SONRASI SURİYE’DE PKK

Suriye'de 2011 yılında olaylar başladığında alanda ne DEAŞ ne de PKK vardı. PKK, Suriye'de ABD'den aldığı silah ve para desteğini sadece Suriye'de değil Türkiye ve Irak'ta da kullanıyor. Bugün Kandil'ci kadroların ellerinde yeni seri ABD menşeli silahlar var.

Ülkede baba Esad'ın zamanında beri himaye edilen Amanos dağlarına yakın Afrin bölgesinde bulunan terör yapılanması dışında Suriye gizli servisi El Muhaberat kontrolündeki Şam ve diğer bölgelerde hücrelerin varlığı biliniyordu. 2012 yılının sonu ve 2013 yılı başlarında Irak'ta faaliyet gösteren terör örgütü DEAŞ Suriye'ye gelerek alan kontrollerine başladı. 2014 yılında ise diğer terör örgütü PKK Sincar hattını kullanarak Kandil’ci kadrolarla başta Haseki ve Kamışlı bölgelerinde terör alanları oluşturmaya başladı. İki örgütte Suriye'ye alana girdiklerinde Irak'taki kadrolarının bir kısmını Suriye'ye taşıdılar. Rusya ve ABD gibi güçlerin alana müdahil olması ile devlet dışı aktörler ve terör örgütlerinde yer aldığı tarihin en kanlı çatışmalarından biri merhametsizce yaşanıyor. Bir düşünün zamanımızda bir rejim kimyasal silah kullandı ve bu BM tarafından resmi olarak raporlanmasına rağmen aynı silahlarla siviller öldürülmeye devam etti. Fırat'ın doğusunda yüz elli yerleşim yeri terör örgütü PKK/YPG yapısının elinde DSG adı altında işgal edilmiş durumda. Rejim İDLİP bölgesine karşı tutumunu Fırat'ın doğusu için göstermiyor. Alanda dikkat çeken durum ise rejimin elinde olan Halep’teki PKK varlığı ile PKK/YPG yapısının elinde bulunan Haseki ve Kamışlı’daki rejim üslerinin varlığı. Şam ile PKK/YPG yapısının açıklanmayan birçok anlaşması var.

GÖZLEM NOKTALARI, TAMPON BÖGELER VE KORİDORLAR

Türkiye 2016 Ağustos ayında başlattığı Fırat Kalkanı Harekatı ile Suriye'de ilk defa terör örgütlerinin alan kontrollerinin sonlandırmasını başlatan güç oldu. DEAŞ'ın elinde bulunan başta Çobanbey, Jarablus gibi sınırın sıfır noktasındaki alanlar terörden temizlendi. Türkiye bunun ardından Zeytin Dalı Harekatı ile 2018 Ocak ayında diğer terör örgütü PKK/YPG başta olmak üzere DEAŞ unsurlarını Afrin hattından temizledi. Böylece kendi kontrolünde bir tampon bölgeyi Suriye Milli Ordusu (ÖSO) ile oluşturdu. Türkiye Astana Masası süreci ile İdlip'te 12 gözlem noktası kurmasına giden diplomasi sürecini Rusya-İran ve dolaylı olarak Şam ile yürütüyor. Yine Doğu Guta ve Halep'te sivillerin tahliyesinde kurulan insani koridorlar da Türkiye'nin katkısı en temel etkenlerden biri oldu.

MÜNBİÇ, SÜLEYMAN ŞAH TÜRBESİ VE ÖTESİ

ABD ile Türkiye arasında sonlandırılmayan Münbiç mutabakatının yanı sıra şimdi ''Güvenli Bölge ya da Barış Koridoru'' süreci başladı. ABD sözde DEAŞ'la mücadelede ortağı PKK'yı koruma altında tutarak 5 ile 12 km civarında bir sınır tampon bölgesini oluşturmak istiyordu. Türkiye ise 30 ile 35 km derinliğinde TSK'nın kontrolünün etkin olduğu ve sivillerin dönebileceği bir barış alanı istiyordu. Tartışılan bölgede 150'yi aşkın yerleşim yeri terör örgütünün elinde. Rakka Arap nüfusun yoğun olduğu bölge. Haseke ve Kamışlı bölgelerinde Kürt yerleşim söz konusu. Münbiç'te Arap nüfusunun yanında Türkmen varlığı da bulunuyor. ABD'nin hem rejimden kalan hem de sonradan kurduğu üs ve kamplarının sayısı 15 civarında. TSK'nın hem Barış Pınarı bölgesi hem de FK ve ZD bölgesinde askeri varlığı giderek artıyor. Fırat'ın doğu yakasında Süleyman Şah Türbesi Fırat'ın kilidi durumunda. Türkiye Şah Fırat Operasyonu ile çekildiği kendi toprağına geri dönebilecek mi?

PAZARLIKLAR COĞRAFYASINDA TÜRKİYE OLMAK

Ortadoğu'da her gün dengeler kum fırtınasındaki tepecikler gibi değişir. Pazarlık masasında bir halkın kaderi varken Türkiye ise hayatta kalma kalkanı oluşturdu. Suriye iç savaşından etkilenen yaklaşık 10 milyon insanın korunması için kendi kaynaklarından fedakarlık eden bir Türkiye. Rejim dahil Suriye'nin toprak bütünlüğünü pazarlık konusu ederken Suriye'nin bütünlüğün garantisi olan bir Türkiye. Şimdi S-400 sürecinde bağımsız bir karar alan Türkiye burnunun dibinde ABD tarafından kurulmaya çalışılan ikinci PKK terör devletine izin vermeyecektir. Türkiye sadece 35 km derinliğe inmenin yanında alandaki PKK yapısının sonlanmasını istiyor. Peki ne olur? Cevap çok net ''Bir gece ansızın”.