RAMAZAN GELDİ,HOŞ GELDİ. AMAN,KİLOLARA DİKKAT!...

Fehmi KETENCİ 05 Haz 2016

Fehmi KETENCİ
Tüm Yazıları
İslam Alemi için onbir ayın sultanı olarak adlandırılan Kutsal Ramazan Pazartesi (yarın) başlıyor. Bu vesileyle de tüm vatandaşlarımıza hayırlı Ramazanlar dileriz.

İslam Alemi için onbir ayın sultanı olarak adlandırılan Kutsal Ramazan Pazartesi (yarın) başlıyor. Bu vesileyle de tüm vatandaşlarımıza hayırlı Ramazanlar dileriz. Tabii ki konumuz Ramazan üzerine uzun uzun fetva vermek değil. Her Müslüman onbir ayın sultanı Ramazan ile ilgili olarak yeterince bilgi sahibidir. Burada benim sözünü etmek istediğim ve dikkat çekmek istediğim konu, Ramazan Ayı’nın genellikle şişmanlama ayı olduğunu, oruç tutanların özellikle iftarda yiyeceklerine dikkat etmeleri yönündedir. Ramazanda oruç tutanlar normal zamanlarda üç öğün olan yemeklerini oruç nedeniyle ikiye indiriyorlar ama bu kez, özellikle iftarda iki misli fazla yiyorlar. Ramazan’da iftar sofralarının diğer zamanlara göre daha zengin ve çeşidi bol tutulduğunu göz önüne alırsak, oruç bozma aşamasında çoğu zaman kontrolü kaçırabiliyoruz.

O çok zengin iftar sofralarına oturup da kendini kontrol edebilene az rastlanır. Hem çok yediğimizden şikayetleniriz hem de aynı tempomuzu Ramazan sonuna kadar sürdürürüz. Bu nedenledir ki beslenme ve diyet uzmanlarının yanı sıra doktorlar da Ramazan ayında yediklerimize dikkat etmemiz konusunda bizi uyarırlar. Ramazan iftar sofralarının en gözde yiyeceklerinden bir olan hamur işleri, kızartmalar, tatlılar, bol karbonhidrat içermeleri nedeniyle uzak durulması veya çok kontrollü yenilmesi gereken yiyecekler. Hemen hemen her tavsiye eden bunu söyler ama hamur işi yiyeceklerden, tatlılardan ve kızartmalardan uzak duramazlar. Bu nedenle özellikle iftar sofralarında; tavuk, hindi gibi beyaz etler, sebze yemekleri  ile birlikte bol salata ve meyve tüketilmesi gerekiyor. Ramazan ayı normal beslenme alışkanlıklarından uzaklaşılan bir dönem olması nedeniyle yaşam biçiminde de önemli değişimler olabiliyor. Normalde üç öğün olarak yenilen yemek Ramazanda iki öğüne inmiş, farkında olmadan üç öğünü, hatta daha da fazlasını bu iki öğünde, özelikle de büyük bölümünün iftarda alınmasıdır. İftar - sahur arasındaki dönemde ise arada atıştırdıklarımızı da hesaba katarsak beslenme konusunda tüm kontrolü kaybettiğimizi daha kolay anlarız.    

Bazılarımız; sahura kalkmadan sadece iftarda ve yatıncaya kadar arada yediklerimizle yetinerek ertesi gün oruç tutmaya kalkışırız. Böyle bir davranış, özellikle sağlık ve günün performansının düşmesi açısından sakıncalıdır. Sahura kalkmadan ya da yatmadan once hafif birşeyler yiyerek ertesi gün oruç tutmak sakıncalıdır. Bu durumda çok uzun süre aç kalınacağından gün içinde; halsizlik, yorgunluk, başağrısı, baş dönmesi, unutkanlık, dalgınlık, dikkatsizlik, uykuya meyil olabileceği için gün içinde iş verimi düşücek, bu dönemde mide asit salgısını artıracak, hazımsızlık, şişkinlik, ekşime gibi sindirim sistemi şikayetleri de çoğalacaktır. İşte bu nedenledir ki; Ramazan ayı “şişmanlama ayı” diye nitelendirilir.

Ramazanda aç kaldığını sanarak kilo vereceğini düşünenler de az değil. Aslında onlar “kilo vereceğim” diye, diye Ramazan sonunda kilo aldıklarını görürler. Bunun nedeni ise kontrolsüz yeme ve fiziksel aktivitelerdeki azalmadır. Alınan besinler yeterli hareket olmadığı için yakılamamaktadır. Bol kalorili, bol karbonhidratlı yiyeceklerin tüketilmesi ve yeterli fiziksel aktivitenin, hareketin olmaması kilo almaya zemin hazırlıyor. Ramazan sonra ise bu kez bu kilolardan nasıl kurtulurumun telaşı başlıyor.

Aman dikkat, Ramazan ayı şişmanlama ayı…

Sağlıklı yaşama engel olarak görülen ve “Aaaa yine kilo almışım!…” diye şikayetlenme yerine Ramazanda kendimizi kontrol edip beslenmemize dikkat edelim. Unutmayalım. Böylelikle,  kendimize de en büyük iyiliği yapmış oluruz…