İstanbul trafiğinin sorunlarına dün başlamıştık; gelecekteki yazılarımızda tekrar dönmek üzere bu günkü yazımızla sonlandıralım. Son yıllarda İstanbul’da yaşanan trafik keşmekeşi toplu taşımacılıkla ilgili sıkıntılara da yol açmaya başlamıştı. Onbeş milyona yaklaşan nüfusa İstanbul toplu taşımacılık alt yapısı yetmiyordu. Buna hızlı şehirleşme, hızlı ve kontrolsüz yapılaşmanın yarattığı karmaşanın yanısıra, plansız, trafiğin çok yoğun olduğu zamanlara denk getirilen yol tamiratları, köprü ve geçit onarımlarını da eklersen, sorun dayanılmaz boyutlara varmıştı. Şehrin alt yapı iyileştirme çalışmaları nedeniyle sık sık kazılan yollar, hemen hemen her yerde, özellikle de ana yol kenarlarında büyük hacimli yapılaşmanın yol açtığı inşaatlar, trafik akışı değiştirilen cadde ve sokaklar, giderek yoğunlaşan bu trafik keşmekeşine olumsuz yansıdı. Trafik tam bir arap saçına döndü. Öyle zaman oldu ki İstanbullular için günün büyük bölümü trafikle boğuşarak geçmeye başladı. Hele hele, zaman zaman sağanak halinde yağan yağmuru da ekleyince İstanbul yaşanır bir kent olmaktan çıktı çıkacak... Bu karmaşık ortamda önlemleri almaları gerekenler de gerekli hızı ve verimliliği gösteremeyince olanlar İstanbulluya oldu. Günün zor ekonomik koşulları altında inim inim inleyen İstanbullu bir de insanı bunaltan bu trafikle uğraşır oldu.

İstanbul’un toplu taşımacılık sorununa, giderek yayılmaya başlayan metro ve raylı sistemlerle çözüm aranıyor. Yıllardır söylenen ve İstanbul trafiğinin çözümü için ilk yapılması gerekenin; metro  ve bağlı olarak raylı sistemlerin hızla yaygınlaştırılması olduğudur. Yıllar önce planlanarak uygulamaya koyulan metro, raylı sistem çalışmalarının, hız kesmeden ama daha planlı bir şekilde sürdürülmesi, özellikle toplu taşıma alanında yaşanan sıkıntıları oldukça rahatlatacaktır. İstanbullu, şehir içi yolculuğu için kullandığı özel otomobilini kullanma ihtiyacı duymayacak, bu ihtiyacını çağdaş toplu taşıma aracı olan metro ile karşılayacak, bu durumda da otomobilini sadece tatile giderken kullanacağından İstanbul içi trafiği önemli ölçüde rahatlayacaktır

Yollardır söylenen, dile getirilen, İstanbulluları bunalıma sürükleyen İstanbul trafiğinin en önemli sorunu olan trafik keşmekeşi, metronun yaygınlaşması ile ortadan kalkabilir. Trafik keşmekeşinin insanları en bunaltan yönü; işe, okula,gidiş dönüşlerdeki karmaşada yaşanan stres ve zaman kaybıdır.… Arapsaçına dönen bu yoğun trafiğin ekonomiye zararını ise hesap etmek mümkün değil. O yoğun trafikte İstanbul’da boşa yakılan benzinin milli servete yansımalarını düşünürsek kaybın vahametini daha rahat anlayabiliriz.

Trafik keşmekeşine yola açan bir başka neden ise; plansız programsız kazılan ve bu nedenle trafiğe kapatılan caddeler, sokaklar. Her gün gittiğiniz caddenin veya sokağın bir gün trafiğe kapalı olduğunu görürseniz hiç şaşırmayın. O tür keyfi uygulamalar İstanbul için kanıksanmış normal uygulamalar. İstanbullular bunlara artık kızamıyorlar bile. Ya İstanbul’a gelip yol, adres bulmaya çalışan yabancılar ne yapsın!…

Bir türlü bitmeyen alt yapı çalışmalarına İstanbullu artık alıştı. Bu çalışmaların başladığı cadde ve sokaklarda yaşadıkları sıkıntıları sineye çekiyorlar. Ama; habersiz kapatılan, bitmesi gereken sürede bitirilemeyen, çamur deryası halinde kaderine terkedilen yollara, müteahhitlerin inşaatlarını yaparken cadde ve sokaklara sorumsuzça taşmalarına, cadde ve sokağı geçilemez hale getirmelerine ve buna sorumluların göz yummalarına, belediyece kiralanan caddelerdeki parkomatlarda sıkboğaz edilmelerine, park parası adı altında soyulmalarına, yoğun trafiğin sözde akışını sağlamak ve düzenleme adına her gün gittikleri cadde ve sokağın haber vermeden daraltılması veya kapatılmasına  hala alışamadılar! İstanbullu çözüm beklerken çok şey mi istiyor!..