Geçen hafta kısa bir giriş yaptığım, otomotiv sektörünün sosyal medya merakından devam etmek istiyorum.
Geçen hafta kısa bir giriş yaptığım, otomotiv sektörünün sosyal medya merakından devam etmek istiyorum. Bu hafta özellikle Youtube’daki otomobil ağırlıklı kanallara göz attım. Daha önce pek izlemediğim bana göre “çöplük” olarak nitelendirdiğim dünyaya daha yakından bakma fırsatım oldu. Konuyla ilgili, bilgili ve uzman kişilerle görüştüm. “Çöplük” dediğim yer aslında kanalizasyondan farklı değilmiş. Bazı markalar nasıl oluyor da bu çöplüğe özel muamele yapıyorlar anlamış değilim. Ama otomotiv sektöründeki bu konudaki arkadaşların “çapını” bildiğim için şaşkınlığım çok uzun sürmedi. Peki diyeceksiniz ki; “Arkadaş milyonlarca kişi bu videoları izliyor, dünya neredeyse Youtube etrafında dönüyor. Aralarında hiç mi bu işi hakkıyla yapan, beğendiğin yok!” Haftalardır gece gündüz bu kanallar arasında dolaşıyorum. Otomobil içerikli kanallar arasında sadece ilk üç belirleyebildim kendime. Bu işe ilk başlayanlardan yaklaşık 4 yıldır Carvisier adı altında yayın yapan Fahir Talib… 183 bin civarında abonesi var. Düzgün bir anlatımı ve yormayan bir sunum şekli var. Ardından Benzin TV adı altında yayın yapan Burak Ertem de her şey gayet seviyeli, düzgün ve bilgilendirici. İzlerken hiç bir şeyden rahatsız olmuyorsunuz… Ve bunların dışında belki de en keyif alarak izlediğim kanal Doğan Kabak… Top Gear Türkiye Dergisi’nin imtiyaz sahibi olan Kabak aslında tam da Top Gear tarzı iş çıkartıyor. Esprili, renkli simaları kanalında konuk olarak ağırlayan, anne ve babasıyla da zaman zaman özel günlerde bölümler çekecek kadar samimi ve içten. Otomobilin çok ince gereksiz teknik özelliklerinden söz etmese de verilmesi gereken bilgiyi veriyor. En önemli özelliği bence samimi ve esprilili kişiliği. Bu üç arkadaşın da yollarında sağlıklı bir şekilde ilerleyeceğine inanıyorum. Bunların dışında rakamlara bakınca belki bu üç arkadaştan daha fazla abonesi, izlenme ve görüntülenme oranları olanlar da var tabi. Ama bence son derece seviyesiz ve tehlikeli! İzlenme oranı üzerine oynandığından viraja 150 km hızla girenler, yanlayanlar ve 3 yaşındaki otomobillerle alakası olamayan çocuğunu da bu işe sokup istismar edenler de var. Bu yazıyı yazmak için hemen hemen hepsini sabrım el verdiğince izledim. Bir videoda çocuk aracı Mercedes ile karıştırıyor. Üstü kapalı aracı açık zannediyor. Çocuğa lafım yok; çocuk işte! Ama onu istismar eden ve 3-5 kuruş kazanacağım diyen çaresiz baba hakkında söylenecek çok şey var. Tabi bir de bu kanal için araç veren ve o videonun yayınlanmasına itiraz etmeyen Mercedes Türkiye’nin kurumsal iletişimine de pes diyorum. Sözde her şeye, her cümleye, kelimeye titizlikle dikkat ederler, bunu görmediler mi? Bu video 4 milyon izlense ne yazar 10 milyon izlense ne yazar? Tüm markaların bu kanallardaki videoların “kalite seviyesine” dikkat etmeleri gerekiyor. Yanlayanlara, seviyesizlere ve çocuk istimarcılarına karşı net bir tavır içinde olmalılar. Ama tabi önce bu markaların, PR Ajanslarının bu hassasiyete gelmeleri gerekiyor. Geçen hafta yazdığım sadece Youtube kanallarını lansmana davet eden Citroen davetinde bunlara dikkat etti mi? Merak ediyorum…