Geçen hafta bu sayfada "FIAT bayileri isyanda" başlıklı bir haber yaptım.

Haberi çok güvendiğim 1-2 FIAT bayisi ile konuşarak yaptım. Anlattıklarının doğruluğundan hiç şüphem yoktu. İnternetten de kontrol ettim orada da sıkıntı yoktu. Konu hepsiburada.com’da 4 taksitle Fıat Egea’nın satışı ile ilgiliydi. Bayiler bu satışı FIAT’ın yaptığını düşünerek haklı olarak “Markamız 4 taksitle Egea, satarsa biz milyon dolarlık maliyetlerle yaşatmaya çalıştığımız plazayı nasıl yaşatacağız” tepkisinde bulundular. Haberi pazar günü yaparken, FIAT yöneticilerine veya PR Ajans’ına “peki siz ne diyorsunuz” diye sormayı ihmal ettim. Yan taraftaki haberde okuyacağınız gibi haber, eksik ve yanlışmış. Meğer bu satıştan önce FIAT yöneticilerinin de haberi yokmuş. Haberi okuduklarında “araçlarımız ancak bizim bayilerimizde satılır diye itiraz ederek, satışı durdurmuşlar. Ama benim haber de çıkmış oldu. Neyse bu hafta doğrusunu sayfadaki haberden öğreneceksiniz.

Bu köşede zaman zaman “bunca yıllık gazetecilik tecrübeme dayanarak” diye yazılar yazarım. Bir tecrübe daha kazandım. Ama kendi gazeteciliğim adına utandım sadece.

Bu arada sadece Turkcell Dergilik platformunda yayınlanan günlük dijital OTOMOBİL GAZETESİ’nde her pazartesi otomotiv gazetecisi ve Otomotiv Gazetecileri Derneği Başkanı Ufuk Sandık ile sektör ve özellikle de otomotiv gazeteciliği, medyası üzerine röportajlar yapıyorum. Sandık her konudaki sorularıma tecrübesinin verdiği ağırlıkla, sağduyuyla, objektif, çok bilgece ve olgun yanıtlar veriyor. Ufuk Sandık’a geçen haftaki röportajımda bu Egea’nın online satışı da sormuştum. Sandık izah etmeye çalıştığım olgun tavrıyla benim kışkırtıcı soruma: “En çok satan markayı bayiler getirdi” diyerek şöyle yanıt vermişti: “Ahmet sen sorunca öğrenmiş oldum. Tanıtım için tek seferlik bir satış mı, ayrıntılara bakmak lazım. Ama söylediğin gibiyse ilginç. Pazardaki daralmadan en çok etkilenen bayileri desteklemek ve el üzerinde tutmak varken, heveslerini kırmak ne kadar doğru bilmiyorum.” Şimdi tabi daha çok utandım. Gazeteci Ufuk Sandık’la bu kadar pazartesi röportajları yapıp da bu hatayı yapmak kolay iş değil. Bu röportajları hem daha çok yapıp; hem de okumalıyım.

Neyse; bunca yıl sonra da olsa gazetecilik dersi almanın sonu yok…