Yükselen bir felsefeden bahsedeceğim…
veganlık…
Çok şaşıracaksınız ama vegan beslenmenin tarihi kalıntıları M.Ö 500 yıllarına Yunanlı filozof Pythagoras of Samos’a kadar dayansa da, hayvansal ürün ve gıdaların tamamının tüketilmemesi sanırım 2 bin yıldan öncelere dayanıyor. Resmi olarak ilk grup 1847 yılında İngiltere’de kurulsa da ilk modern veganlar 1944 yılında 6 kişi tarafından, karşı çıkan muhalefete rağmen, yeni bir hareketle kendilerini kabul ettirmeyi başarıyorlar.
Veganlık, tüm hayvansal ürünlerin kullanılmamasına yönelik ve “insan tarafından hayvanların özgürleştirilmesi” ilkesiyle kurulmuş yiyecek, kıyafet ya da başka bir amaç için hayvanları mümkün olduğunca ve uygulanabilir her türlü sömürü ve zulümden hariç tutmayı amaçlayan bir felsefe ve yaşam biçimi olarak benimsenmiş; insan, hayvan ve çevre yararına hayvansız alternatiflerin geliştirilmesini ve kullanılmasını amaçlayarak sağlıklı beslenmeye ve tasarrufa yönlendirmektir. Elimizde net rakamlar olmasa da; dünya nüfusunun yaklaşık yüzde 10’u vejetaryen/vegan olarak besleniyor.
Türkiye’de ilk vegan festivali filozofların şehri Didim’de gerçekleşmiştir.
Bu yıl 2’ncisini gerçekleştirdiği “Vegfest” festivali gezegene ve canlılara saygılı bir yaşam biçimini destekleyerek, 4 gün boyunca 16 panelin 6’sının hayvan sömürüsü üzerine olduğunu ve diyetisyenlerin hayvan hakları savunucularının da festivalde yer aldıklarını dile getiren Didim Belediye Başkanı Deniz Atabay geçtiğimiz yıl yaklaşık 60 bin ziyaretçi ile sınav verdiklerini ama bu yıl yaklaşık 200 bini bulacağını söyledi.
Gittim, gördüm.
Gerçekten kalabalık bir festival ile karşılaştım. Türlü türlü tatlı yapanlardan tutun, hamur işleri, el işleri ile katılan yüzlerce stant ile karşılaştım. Kimi önümü kesti ve "Allah aşkına şunun tadına bak" diyerek yol boyunca müthiş yiyeceklerden tadarak Vegan mutfaklarında harikalar yaratan köylüler ile sohbet ettim.
Ancak konuştuğum birçok köylü beklentilerinin bu olmadığını, daha fazla bir katılım beklediklerini, buna göre hazırlandıklarını söylediler. Öyle ki, belediye vegan hakkında 4 gün boyunca eğitim vermiş tüm katılımcılara.
Elbette köylülerin hedeflerinin yüksek olması müthiş. Ancak, daha veganlığın bilinirliğinin tartışıldığı ülkemizde katılımcının 60 bin olması bile bence Didim Belediyesi adına ciddi bir başarıdır.
Bu hikayede en önemli konu ise, köylünün ürettiği ürünlerin birinci elden tüketiciyle buluşması ile bölgenin katma değerindeki gelir artışı olmuştur.
Tebrikler Didim Belediyesi…