İlk önce köşe yazıma Hakan Atilla kimdir ile başlamak istiyorum. 

1970'te Ankara'da doğan Mehmet Hakan Atilla, Gazi Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi İktisat Bölümünden mezun oldu. Tahsilini tamamlamasının ardından 1995'te Halkbank A.Ş.'de Araştırma Geliştirme ve Planlama Müdürlüğü'nde Uzman Yardımcısı unvanıyla göreve başlayan Hakan Atilla, bunun ardından Bankacılık Kartları ve Nakit Yönetimi Müdürlükleri'nde Uzman sıfatıyla görev aldı.

Son olarak Stratejik Planlama Daire Başkanlığı'nda Yönetmen ve Bölüm Müdürlüğü görevlerini üstlenen Mehmet Hakan Atilla, 2007-2011 yıllarında Finansal Kurumlar ve Yatırımcı İlişkileri Daire Başkanı olarak görev yaptı. Mehmet Hakan Atilla, 2011'den 2017 Mart ayında ABD'de tutuklanana kadar Uluslararası Bankacılıktan Sorumlu Genel Müdür Yardımcılığı görevini yürüttü.

Hakan Atilla, vatanı için hapis yatmış bir vatansever. Hakan Atilla ülkesini seven namuslu bir insandı. Amerika’da birçok imkânlara ve kendisine teklif edilen itirafçı ol ve özgür kal tekliflerine rağmen hapis yatmayı seçti ve ülkesini satmadı. Yıllar sonra başı dimdik, pürü pak, bir şekilde Türkiye’ye geldi. Hakan Atilla, temyize başvurmasa daha önce de gelebilirdi. Suçlu değilim. Suçsuzum dediği için fazladan hapis yattı.

Peki vatansever kimdir?

Bu memlekette kime sorsanız vatansever olduğunu, vatanı, milleti, devleti, dini için canını vereceğini söyler. Peki, bu konuda gerçekten samimiler midir? Kısaca bunun incelemesini yapmaya çalışalım.

‘Vatan sana canım feda’cılar: Vatan sevgisi mühim bir konudur ve hümanistler tarafından da genelde “faşistlik” olarak adlandırılmayan, kişide olması gereken bir histir. Vatan denilen kavram bir kara parçasını, onun üzerinde yaşayan insanları ve bu insanların kurduğu idari teşkilatı devleti ifade etmektedir. Vatanseverler ise “vatan” kavramını koruma, kollama ve geliştirme gayesi güden insanlara denir. Bu öyle işkembeden sallamakla olmaz. Yazının başında belirttiğim gibi sepetçi çingenelerine dahi sorsanız vatanları için ölmeye her daim hazırdırlar. Fakat bu işin lafta kalmaması için bu arkadaşlara adı Dolar, Sterlin, Euro olan spalilerden bir miktar gösterseniz aynı duygular devam mı eder işte bu sorgulanır. Onların spalileri kağıt para veya değerli maden iken, acaba bizim “spalilerimiz” neler?

İşte bu noktada putperestliği yok ederek yükselen İslamiyet’in “vatan sevgisi imandandır” anlayışını irdelemek gerek (bu sözle anlaşılması gereken şey; imansızın vatanı sevemeyeceği değil, imanı olanın vatanını sevmesi gerektiğidir). Allah 1400 yıl önce taştan veya odundan yontulan putların yıkılmasını, bunların kul ile kendi arasında aracı olmaması gerektiğini ifade ederken bize de “akletmemizi, düşünmemizi” emrediyordu. Yani diyordu ki: Allah başka ne bir dost ne bir şefaatçi vardır.” Cahiliye dönemindeki inanca göre putların görevi Allah'la insanlar arasında aracılıktı ve Allah buna karşı çıkmıştı. Peki, günümüzde taştan ve odundan putlar yerine biz neleri koyduk? Parayı koyduk mesela, tek başına tuvalete gitmekten aciz şeyhleri koyduk, uzattığı sopayla tövbe dağıtan cemaat liderlerini koyduk, şanı, şöhreti koyduk, ihaleyi, arsayı, araziyi, rüşveti koyduk. Hal böyleyken, İslamiyet’i kirletmekten çekinmeyen, dini putperestleştiren dindar nesillerin vatan kaygısı güttüğünü mü sanıyorsunuz? Bunlar en ufak bir sallantıda giyerler ihramlarını, Arabistan’a yerleşip “mü’min” olarak ölebilmeyi, hatta yatsı namazının abdestiyle sıcacık yataklarında ölerek “şehit” olabilmeyi düşlerler. Din Allah’ın dini. O, onu en güzel şekilde korur. Bizim koruyup geliştirmemiz gereken şey bu dünyaya ait olan değerlerdir ve bunların içerisinde en kutsalı vatandır.

Kişi sevgilisine onu sevdiğini söylerse ama davranışları bu sözünü destekler nitelikte olmazsa, karşı taraf zamanla bu sevgiden şüphe etmeye ve sonra da inanmamaya başlar. İddialar ispat ister. Söz konusu vatan ise bu sevgiyi önce kendinize ispatlamanız, kabul ettirmeniz gerekmektedir. Bence bunun için tek ölçüt kişinin üzerine düşen görevi veya işi hakkıyla yapıp yapmaması ve zihniyetidir.

Gazi Mustafa Kemal Atatürk 'ün dediği gibi: “Vatanını en çok seven, işini en güzel yapandır.” Kendinizi gözlemleyin. Öğrenciyseniz ne kadar iyi bir öğrencisiniz? Atatürk sizi görseydi “yahu sen işini çok güzel yapıyorsun, çok iyi bir öğrencisin, vatanını çok seviyorsun” der miydi? Bazı noktalarda samimi olalım. Okullarda teşkilatçılık oynayan, vatan millet diye mangalda kül bırakmayan gençlerin neredeyse hepsinin dersleri vasattır. Memlekete okuyarak, bilim yaparak hizmet etmek bir yerlerine zor geldiği için ona buna mafyöz bir halle yaparak hizmet ettiğini düşünenler maalesef bu ülkede milliyetçi olarak anılıyor.

Kısacası, vatanınızı seviyorsanız bunu ispat edin. Bu ülke için çalışın tıpkı Hakan Atilla gibi. Amacınız ev, araba, iyi bir yaşamdan ziyade; memleketi kalkındırmak, bilimde, fende, kültür düzeyinde ilerleme kaydetmek, yaşamın üzerinize vazife kıldığı mesleğinizi veya görevinizi layıkıyla yapmak olsun. Bunu da sadece yaptığınız işi en iyi şekilde yaparak gerçekleştirirsiniz. Disiplinli, özverili ve çalışkan on milyon insan olsa, bu memlekette her şey çok farklı olur. Ülkeyi kurtarmak her zaman topla tüfekle savaşarak olmaz. Gerektiğinde kanımızı tabi ki dökeceğiz, fakat gerekmediğinde ise terimizi dökmek ya da cefaya katlanmak. Tıpkı Hakan Atilla gibi... Hakan Atilla gibi isimler gerçek vatanseverdirler. HOŞGELDİN HAKAN ATİLLA

POLL PRODUCTION ‘TURKCELL YILDIZLI GECELER'DE BERKAY

Pop Müziğin güçlü sesi Berkay, Organizasyonunu Poll Prodüksiyon’un gerçekleştirdiği “Turkcell Yıldızlı Geceler” konserleri kapsamında önceki gece Harbiye Açıkhava sahnesindeydi. Sahneye sürprizlerle çıkan ve hayranlarını coşturan Berkay haftalardır hazırlandığı konserinin finalinde ayakta alkışlandı.

Berkay, dünya starlarını ağırlayan İstanbul Harbiye Cemil Topuzlu Açıkhava sahnesinde gerçekleşen “Turkcell Yıldızlı Geceler” konser serisi kapsamında önceki gece müthiş bir konser verdi. Dev bir prodüksiyon ile sahne alan sanatçının ilk sürprizi, özel tasarlanmış sahnesiydi. Turkcell Yıldızlı Geceler sahnesi içine yerleştirilen basamaklar ile orkestrası için özel ışıklandırılmış bir alan yaratan Berkay’a 13 kişilik orkestrası eşlik etti.

Konserine “İnanırım” şarkısıyla başlayan Berkay, eski ve yeni şarkılarını Açıkhava Tiyatrosu’nu dolduran binlerce kişiyle birlikte söyledi. Konserin ilk bölümüne Dolce Gabbana, ikinci bölümde ise Bagozza imzalı kıyafet ile çıkan Berkay 140 kişilik bir ekibin çalıştığı konserde söylediği şarkılarla bol bol alkış aldı. Berkay’ın muhteşem performansına eşlik eden görsel şovları ise en az şarkıları kadar beğeni topladı.

ÖZEL TASARIM SAHNE

Berkay'ın farklı tarzlara dokunan müziğini yansıtabilmesi adına sahne çok boyutlu hazırlandı. Görsel şov içeriği, yine sahne tasarımını da yapan Selçuk Güçer liderliğindeki çok uluslu bir ekip tarafından oluşturuldu. Bu benzersiz şov için özel olarak hazırlanan görüntüler 3 aya yayılan bir sürede Birleşik Krallık, Almanya ve Hollanda'da tasarlandı. Görsellerin hazırlanmasında üç boyutlu illüzyonlar oluşturacak teknikler kullanıldı. Sahnenin bazı şarkılarda gösterinin etkin bir unsuru, bazı şarkılarda da dekor olarak kullanıldığı konser için Türkiye’de bir ilk olarak "yaşayan" bir sahne tasarlandı.

Renk efektleri ve ışık oyunlarıyla görsel bir şölene dönüşen konseri için Berkay, 200 bin TL harcadı.

AÇIKHAVA’DA MÜZİK RÜZGARI ESTİ

Kendine farklı bir kitle yaratan Berkay Taburcu, Ömrümün Yarı Kalanı, Ele İnat, İzmirli, Sen Varsın, Benim Hikayem gibi sevilen şarkılarından sonra arabesk şarkılara geçti. “Ağla Gözüm, Beni Benden Alırsan”, “Hani Bekleyecektin”, “Kaç Kadeh Kırıldı”, “Nasip Değilmiş” şarkılarıyla müzik rüzgarına kapılan seyirciler, konserin ikinci yarısında ise Berkay’ın enerjisiyle ayağa kalkarak durmadan dans etti.

Berkay’ı Harbiye Açıkhava konserinde Enis Arıkan, Zeynep Bastık, Hazal Filiz Küçükköse, Buse Terim, Volkan Bahçekapılı gibi sanat, sosyete ve iş dünyasından birçok ünlü isim de yalnız bırakmadı…

GEZGİN FEST BAŞLIYOR

Interrail Türkiye grubunun organize ettiği Gezgin Fest, 5. festivaliyle İzmir’ de onbinlerce müzikseverler buluşmaya hazırlanıyor. Bu yıl İzmir Efes Selçuk’ta düzenlenen festivale 4 gün boyunca 20’nin üzerinde farklı müzik türlerinden yerli yabancı artist ve grup katılım sağlayacak.

Festival’e bu yıl Hayko Cepkin, Teoman, Boney M, Duman, Feridun Düzağaç, Can Bonomo, Redd, Melek Mosso, Ceza, Aylin Aslım gibi ünlü isimler kaliteli müzikle seyirciye unutulmaz coşku dolu anlar yaşatacak.

Festival Sahne’sinde ‘BONEY M’

Bu sene 5. kez organize edilen festival 2018 yılını 4 ödül ile tamamladı. Dünyaca ünlü sanatçıların geleceği 2019 etkinliği, tarzıyla farklılık yaratmayı amaçlıyor. ‘Rasputin’, ‘Daddy Cool’, ‘Ma Baker’, ‘Felicidad’ ve ‘Reivers of Babylon’ gibi dünyaca ünlü unutulmaz şarkılara sahip '' Boney M '' festival sahnesinde İzmirli sevenleriyle buluşacak.

Önceki yıllarda; Mohsen Namjoo, Teoman, Athena, Duman, Selda Bağcan, Haluk Levent, Ezhel, Kardeş Türküler, İlkay Akkaya, Manga gibi sanatçılara ev sahipliği yapan festivalde konserler, özel şovlar, dans etkinlikleri, oyunlar, atölyeler, stand up gösterileri, film gösterimleri ve konser etkinlikleriyle alışılmışın dışında bir festivali hayata geçiyor. ''Citizens of the world'' sloganıyla bütün dünyadan katılımcılarla gerçekleşecek olan festivalde insanı ve doğayı seven, hayvan dostlarımıza şefkat gösteren, love wins hoşgörüsüne sarılan, “mutluluk paylaştıkça güzeldir’” felsefesini benimseyen bir etkinlik.

VE BEHZAT Ç. EFSANESİ BLU TV FARKIYLA GERİ DÖNDÜ

Yazar ve senarist Emrah Serbes'in aynı adlı romanından esinlenerek Ercan Mehmet Erdem'in senaryoya uyarladığı dizinin galası Arzuhan Yalçındağ ve Arzuhan Yalçındağ’ın oğlu Aydın Doğan Yalçındağ ev sahipliğinde Swissotel The Bosphorus'da gerçekleştirildi.

Televizyonda yayımlandığı 3 sezon boyunca beğeniyle izlenilen ve 6 yıl aradan sonra BluTV'de izleyici ile buluşan dizinin gösterimi öncesi, oyuncu ekibi basın mensuplarıyla bir araya geldi.

Dizinin başrol oyuncusu Erdal Beşikçioğlu, seyircilerin uzun bir aradan sonra hikayede tekrar aradıklarını bulabileceklerine işaret ederek, "Yönetmek bir işin hangi açıdan, nasıl çekileceğini göstermek değil. Yönetmen demek bir durumu yönetmen demek. Serdar Ağabey bu dizide zor olan durumu çok iyi idare etti ve ortaya da hepimizin özlemle beklediği bir iş çıktı. Seyirci de bırakmadı işi." dedi.

Beşikçioğlu, diziye 6 yıl boyunca özlem duyduklarını dile getirerek, "Oynamayı, oynarken üretmeyi çok özlemişiz. Ustalıkları çok özlemişiz. Her bir oyuncu birbirine bu özlemle baktığı zaman ortaya çok enteresan bir iş çıkmış. Usta bu zor durumu çok iyi idare etmiş." değerlendirmesinde bulundu.

Belçim Bilgin, diziye sezon sonu giriş yapacağını belirterek, "Sadece küçük bir 'ce' deyip, öbür sezona tam anlamıyla gireceğim. Bir pavyon şarkıcısı olduğumu söyleyebilirim. Gerisi bana ve size sürpriz olsun." ifadelerini kullandı.

Senarist Ercan Mehmet Erdem, geçen sezonlarda olduğu gibi bu sezon da hikayenin benzerlikler taşıdığını vurgulayarak, şunları kaydetti: "Dizinin uzun süredir devam etmesini düşünüyorduk ama bir adım gerekiyordu. Bu adım gelince insan motive oluyor. Motivasyon da çok kısa bir süre önce başladı. Bir sene bile önce geçmişi yoktur bu sezonun. Başladık çok heyecanlı ve keyifli oldu hem yazım süreci hem çekim süreci. 9 bölüm gözümüz açıp kapayıncaya kadar bitti."

Aksiyon, macera, polisiye ve suç türlerini içerisinde barından dizi BluTV'de izleyiciyle buluştu.

GÜNÜN SÖZÜ: MEMELEKET ELDEN GİTTİKTEN SONRA HAYATIMIN NE KIYMETİ VAR?

SULTAN 2.ABDÜLHAMİD HAN