Geçtiğimiz hafta pazar günü yazdığım "Tatilleri de İyice Abarttik Gibi!" başlıklı yazıma; aşağıdaki giriş bölümüyle başlamıştım;

“Cumartesi, pazar tatil günleriyle birleşen Dini Bayramlar’ın, bu birleşmeler nedeniyle uzamaları, normalde, iki cumartesi-pazar arasına usturuplu bir şekilde yerleşen Bayram Tatilleri, başı ve sonundaki günlerle resmi tatil olarak birleştirince, bu yılki Kurban Bayramı’nda olduğu gibi, cumadan başlayan Bayram Tatili, bir sonraki pazar akşamına kadar kesintisiz uzadı ve tatil severler ne yapacaklarını şaşırdılar. Varlarını yoklarını, hatta planladıkları kredilerini bu dokuz günlük tatil için sonuna kadar harcıyorlar. Ve çoğunluğu, tatil için belirledikleri tatil bölgesine doğru yola çıkıyorlar.

Ve ne oluyor biliyor musunuz, o kıskandıracak oto yollarımız kilometrelerce araç kuyruklarından eziyete, yürünemez hale dönüşüyor. Özellikle Ege Bölgemiz, tatilciler için en çok tercih edilen yörelerin olduğu bölgemiz. Özellikle Bodrum ve çevresi, bu konuda en vazgeçilmez yer.”

Bu girişi yaptıktan sonra, tatil süresince yaşanabilecekleri anlatmaya çalışmıştım.. Geçen haftaki yazımı yazmadan bir kaç gün önce sözünü ettiğim tatil yörelerinde geçirdiğim on günlük tatilden dönmüştüm ve daha sözkonusu tatilin başlamasına uzun zaman olmasına karşın o yöne doğru trafikteki hareketliliği görmüştüm.

Tatil dönemi başlamadan, başta Bodrum olmak üzere, bu tatil yöreleri daha o günlerde tıklım tıklımdı. Konaklanacak yerler neredeyse tamamen doluydu, yol üzerinde giderek yoğunlaşacak görüntüsü veren bir trafik akışı vardı.

Her yıl geleneksel hale gelen ve özellikle de, Dini Bayramlar dönemlerinde normal tatillerle birleştirilerek uzayan tatiller ve bu tatil döneminde en çok gündemde olan, canımızı yakan trafik kazaları. Hep şunu söylüyoruz ve diliyoruz; bu tatil süreçlerinde karayollarında iyice kontrolden çıkan trafik yoğunluğuna bir yol bulunsun ve artık kazalar en aza indirilebilsin.

Ve geçen haftaki yazımı aşağıdaki cümlelerle ve bir temenni ile bitirmiştim;

“Herşey iyi güzel de, tatil hevesiyle çıkılan, daha gidiş yolundaki trafik kazalarında 27 kişinin hayatını kaybettiği, 135 kişinin de yaralı olduğu haberleri hiç de güzel değil. Bunun bir de dönüşü var. Allah beterinden saklasın.

Aman dikkat, özenle hazırlandığınız ve hevesle çıktığınız tatil kimseye zehir olmasın”.

Ve tatilin son günü olan bugün yayınlanacak yazımı yazarken gazete sayfaları ve televizyon haberlerine yansıyan blanço ise yine içimizi acıttı.

Dokuz günlük tatilin dönüşünün daha yeni başladığı yedinci gününde, polis kayıtlarına düşen kaza bilançosu yürek yaramızı bir kez daha kanattı. Dokuz günlük tatil döneminin dönüş yolunun yedinci günü çok acı bir bilanço ortaya çıkardı. Yurdun çeşitli bölgelerinde 143 kazada 107 ölü, 561 yaralı.

Umarım rakamlar burada durur ve kaza sayısı daha da artmaz. Cumartesi ve pazar tatil dönüşünün en yoğun olduğu son günler. Dileriz dönüş yolunda yaşanacak daha fazla kaza haberleriyle karşılaşmayız.

Tatil bölgelerinden gelen haberlere göre; özellikle Ege ve Akdeniz’den dönüş yolunda oldukça yoğun trafik var. Hele, hele, İstanbul yoluna doğru D100 otoyolunda kilometrelerce araç kuyruğu olduğu şeklinde bilgiler televizyon ekranlarına yansıyor.

Bu arada; özellikle İstanbul Havaalanları, Trakya sınır kapıları, otogarlar, Çanakkale’de ve diğer yerlerdeki feribot iskelelerinde kilometrelerce araç kuyruğu görüntüleri haberlerin vazgeçilmezleri oldu.

Trakya ve özellikle Sakaya-Kocaeli, Kocaeli-İstanbul arasında D100 Karayolu’nda kilometrelerce uzayan yoğunluktan araçların, neredeyse yürüyemez durumda olduğu haberleri var.

Özellikle dini bayramlarda uzayan tatillerin otoyolara yansıması ve yaşananlar konusunda daha etkin ve belki de kısıtlayıcı önlemlerin zamanı çoktan geldi de geçiyor bile.

Duyuyoruz, önlemler alınıyor ama, belki de etkin daha başka yöntemler geliştirilmeli diye düşünüyorum.