Geçen hafta VW Caddy'nin basın lansmanı yapıldı. Doğuş Otomotiv bünyesindeki Volkswagen de geniş bir gazeteci topluluğunu yurtdışındaki lansmana götürdü.

Bu haftaki konumuz 2.El satışları… Aldı başını öyle gidiyor ki; haberimizde de göreceğiniz gibi artık 2.El fiyatı sıfır araç fiyatlarını geçmiş durumda. Böyle bir durum normal şartlar altında insan mantığına aykırı. Ama Türkiye’de oluyor işte. 2. El otomobil pazarında bu yıl 7 milyon adetler konuşuluyor. Bu da tabi kayıt altına alınabilen resmi rakam üzerinden. Peki ne oldu da 2.El pazarı böyle köpürtüldü? Nedenler çok, ama bence asıl nedenin başı, satışların ağırlıklı olarak internetten “araştırma” ile başlaması. Bence 2.El ilan siteleri tipik bir “niyet kutusu” halinde çalışıyor. İlan veren aracın değerini değil de gönlünden geçen, ihtiyacı olan rakamı yazıyor. Onu gören bir başka satıcı “bu araca bu fiyat isteniyorsa benim aracın daha çok eder” diyerek daha yüksek bir rakamı yazıyor. Bu deli saçması sarmal bu şekilde ilerliyor. Tabi sonucu kimse bilmiyor. Yani aracın bu niyetlerden sonra kaça satıldığını bilen yok. İnternette yalan yanlış rakamlar havalarda uçuşuyor. Tabi bu bir etken. Bunun dışında şu dönemde 2.El’in bu fiyat artışını tetikleyen başka etkenler de var. Sıfır araçlarda 2020 modellerin teminin sağlanamaması da sorunların başında geliyor. Türkiye’de üretilen otomobillerde nispeten 1-2 ay süre tanınırken, ithal araçlarda bu süre çok daha uzuyor. İnsanlar da doğal olarak faizlerin bu kadar düştüğü bir ortamda otomobil almak istiyor. Filo kiralama sektöründe yaşanan daralma da 2.El’i etkiledi. Filo şirketleri normalde kiradan dönen araçları 2. El olarak piyasada satarlardı. Ama 2019’daki piyasanın sıkışıklığından dolayı filo şirketleri kiradan dönen araçları satmak yerine kiraya vermeye devam ettiler. Bu da piyasaya 2. El araç girişini büyük bir miktarda azalttı. Ama bence yaşanan bu 2.El artışı suni bir artış 3-4 ay daha devam eder ama sonrasında normal rakamlara ulaşır.

Bu arada OYDER Başkanı Murat Şahsuvaroğlu yaptığı açıklamanın bir bölümünde “Bir arabanın banttan inmeden satılması teknik olarak mümkün değil. Bir araç banttan inmeden yani şasi motor numarası belli olmadan satılmaz. Banttan inecek, kalite kontrol testi yapılacak ve bayiye sevki yapılacak ki araba faturaya dönüşsün. Faturaya dönüşmeyen arabanın satılma ihtimali yok. Banttan araba satışı diye bir şey yok” demiş. Ama bence pazarı pek de iyi değerlendirmeden yapılan bir yorum. Ben bizzat bant üzerinden satışların yapıldığına tanığım. Bu tarz olumsuz açıklamaların kimseye bir faydası yok. OYDER Başkanı olarak sektörün nabzını tutan olumlu açıklamaların yapılması şu süreçte daha doğru olacak diye düşünüyorum.

KEDİ HESAPLAŞMASI!

Geçen hafta VW Caddy’nin basın lansmanı yapıldı. Doğuş Otomotiv bünyesindeki Volkswagen de geniş bir gazeteci topluluğunu yurtdışındaki lansmana götürdü. Benim son aylardaki farklı konularda eleştirdiğim Doğuş Otomotiv CEO’su Ali Bilaloğlu, İletişim Sorumlusu Ebru Kantoğlu’nun müdahalesi ile ben ve mecralarım davet edilmedi. Bir nevi cezalandırıldım! Ben değil daha doğrusu tüm kalem oynattığım 3-4 mecram sözde cezalandırılmış. VW Ticari Genel Müdürü Tolga Senyücel de yöneticilerine “O iş ayrı benim lansmanım ayrı” diyememiş. Bakar mısınız koca koca insanlar, günümüz çağında nasıl küçük işler ve hesaplarla uğraşıyorlar? Ben yeni VW Caddy lansmanına gitsem ne olur, gitmesem ne olur? Ne kadar basit, ucuz ve anlamsız bir hesaplaşma. Bu arada haberi ilk kez de biz hem haber portalımız otomobilgazetesi.com’da hem de günlük dijital OTOMOBİL GAZETESİ’nde yaptık. Yani onlar gibi düşünüp “lansmana çağrılmıyorsak haber de yapmıyoruz” demedik. Yukarıda adını saydığım kişilere bu anlamsız hesaplaşma hiç yakışmadı. Bu işi kan davasına çevirmenin de alemi yok. Ben sizleri eleştirdim, yanlış bir şey yazdıysam, açıklama gönderseydiniz de düzeltip doğruyu yazsaydım. Sustuğunuza göre doğruları yazdım demektir. Beni bu yüzden mi cezalandırdığınızı sanıyorsunuz?