İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​'60'DAN BUGÜNE İSTANBUL (2)

YAYINLAMA:

Güzeller güzeli İstanbul’u anlatmak o kadar kolay değil. İstanbul, o kadar özellikli bir metropol ki, onu anlatmak için bir şeyler yazmaya başlıyorsunuz ama o yazının sonunu bir türlü getiremiyorsunuz.

Hani; doyumsuz sohbetlerde ortam o kadar güzeldir ki, sohbete noktayı koyamazsınız ya. Uzayıp giden, tadı damağınızda kalan, böylesine bir sohbet ortamında geçen zamanı kontrol etmek oldukça zorlaşır. Bunu anlatmak için de; “Sohbet çok güzeldi, laf lafı açtı” diyerek aklınızda kalan o güzelim sohbetten ne kadar etkilendiğinizi anlatmaya çalışırsınız.

İşte İstanbul’u anlatmak da o kadar zordur. Anlatmaya başlarsınız ama anlatımın sonuna noktayı koymakta zorlanırsınız.

Biz yine İstanbul’u anlatmaya devam edelim.

Dünkü yazımız, ‘60’li ve ‘70’li yıllar İstanbul’unu anlatarak tamamlamıştık. Bu gün ise ‘80’li yıllar İstanbul’undan günümüze, geçirdiği süreci, kısaca anlatmaya çalışacağız.

‘70’li yıllar İstanbul’un gözle görünür şekilde değişimini hissettirdiği yıllardı. ‘70’li yıllarda başlayan bu değişim ’80 yıllarda tüm hızıyla devam etti.

’80’li yıllar, sadece İstanbul’da değil, Türkiye’de her alanda değişimin başladığı yıllardır. Özal dönemiyle başlayan serbest piyasa ekonomisi, dışa açılma, ekonomide yaşanan değişim, sosyal yaşamın da değişmesine neden oldu. Sanayinin, iş dünyasının ve sosyal yaşamın gözdesi İstanbul’da bu değişimin merkezi idi.

İstanbul’da bir başka değişimde hızla kendini göstermeye başladı. İmar planlarındaki değişimler, hızlı göç sonrasında İstanbul’da yeni yerleşim yerlerinin kurulması, hızla artan inşaatlar ve önce Maslak bölgesinde başlayan çok katlı plazalar ve büyük alışveriş merkezleri, bugünkü adıyla AVM’ler dönemi. Ve İstanbul’un ilk alışveriş merkezi, Ataköy Galeria adlı AVM 1988 yılında hizmete giriyor ve günümüzde İstanbul’un her yerinde mantar gibi biten AVM’ler dönemi başlıyor.

Toplu taşımada iyice sıkışan trafiğin rahatlatılması için mevcut ana yollar ve bağlantı yolları üzerinde yapılan genişletme çalışmaları. Ve ikinci boğaz köprüsü, Fatih Sultan Mehmet Köprüsü’nün hizmete girmesi.. İstanbul için çok gerekli olan metro planlama çalışmalarının başlatılması. O yıllarda hızla göç almaya devam eden İstanbul özellikle Trakya’ya doğru yeni yerleşim alanları ile genişlemeye başlamıştır çoktan. ‘80’li yıllarda İstanbul’un nüfusu, hızlı göçe yenik düşmüş ve başlarında 2.8 milyon civarında iken yıl sonunda 5.5 milyonlara ulaşmıştır.

‘90’lı yıllar İstanbul’un büyük şehir dönemidir. Bu dönem hızla gelişmesine devam etmiş, yeni yapılanmalar, yeni yerleşim yerleri, inşaatlar ve yerleşik nüfusu 6.5 milyonlara ulaşmıştır. İstanbul artık eski İstanbul’u özletecek değişime ilk adımlarını atmıştır. O dünya kenti İstanbul, otantik özelliğinden uzaklaşarak, daha çok modern bir görüntüye bürünmeye başlamıştır. Çok katlı plazaları, AVM’leri, lokal yerleşim bölgeleri ile ve bunlara bağlı olarak; giderek karmaşıklaşan yoğun trafiği ve artan nüfusu ile eskiyi özler haldedir. Bu dönem sonunda İstanbul, yıllarca unutulmayacak acıyı; 1999 Körfez Depremi’ni yaşamış, binlerce insanını kaybetmiştir.

2000’li yıllar, depremden çok etkilenen İstanbul’un yeniden yapılanması için başlayan yıllardır. Yenilenen imar planları, kontrolsüz yapılaşma, toplu taşıma için yapılan tüm yatırımlara rağmen bir türlü kesin çözüme ulaştırılamayan trafik sorunu. Ve artık şehir efsanesine dönüştürülen ileride yaşayabileceği büyük deprem söylentileri yeni bir yüzyılın başlangıcındadır.

İstanbul’un yeni yüzyıla başlangıcı bir başka öyküdür. Bunu anlatmaya bugün yerimiz yetmeyecek. Onu da bir başka yazımıza bırakalım. Daha yazacağımız o kadar çok şey var ki.

İstanbul’u anlatırken “Laf lafı açar, anlatılması bir türlü bitmez”. İşte İstanbul böylesine özel bir şehir ve rüyaları süsleyen bir yaşam biçimidir.

O nedenle de bu öykü bitmez.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *