İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​UMARIM TRAVMAYA DÖNÜŞMEZ!

YAYINLAMA:

Günümüzde bir “Sosyal Medya Çılgınlığı”dır gidiyor. Her şeyimizi “Sosyal Medya”ya emanet ettik, tüm özelliklerimizi, tüm yaşam fotoğraflarımızı, özel yaşamımızı, yaşam biçimimizi ve biraz abartılı ama söylemeden geçemeyeceğim “tüm mahremiyetimiz”i “Sosyal Medya”da sergiler olduk.

Öyle ki; duygularımızı, hissettiklerimizi, üzüntülerimizi ve sevinçlerimizi orada sergileyerek kendimizi tatmin eder duruma geldik. “Sosyal medya”sız bir anımız bile geçmiyor.

Bu nedir, bizi bu kadar sarmalayan?

Sosyal medya nedir, şuna bir bakalım. Böylesine önemsediğimiz, çare olarak gördüğümüz bu sosyal medyayı şöyle kısaca bir tanımlayalım. Bakalım, o kadar çok önemsenmeye, bizi yönetmesine izin vermeye değer bir olgu mudur.

Devletin en üst düzeyinde, siyasetin hemen hemen her kademesinde iletişim kurmada en önemli kitle iletişim aracına dönüştürdüğümüz böylesine önemli bir varoluşun yaşamımızdaki yerini kısaca analiz edelim.

Kağıt üzerinde, hakkında yüzlerce tez yazılan, ciltler dolusu kitaplara konu olan, basitçe ve kısaca tanımı ile şu meşhur “Sosyal Medya”yı şöyle anlatabiliriz.

“Sosyal Medya”nın anlatımı ile ilgili bir çok farklı tanıma rastlamak mümkün. Çok önemli olanı ise; “internetin karşılıklı iletişime izin vermesi ve uygun ortam oluşturması sonrasında ortaya çıkan, hızla yayılan, kontrolsüz, cıvık, bir iletişim biçimi”ne dönüşmesi anlatımıdır.

Her şeyde olduğu gibi, yeni bir şeyi alıp kabul etme, uygulama, taklit etme gibi konulardaki üstün yeteneklerimiz nedeniyle hızla benimseyip, kullanmaya başladığımız ve tüm yaşam biçimimizi ona göre dizayn ettiğimiz örnek kitle iletişimindeki gösterişli bir dedikodu yöntemi “Sosyal Medya” tanımında, bana en uygun anlatım şekli Wikipedi’deki okuduğum olanı galiba.

Şöyle tanımlanıyor, örnekleniyor;

“Sosyal medya, Web2.0'ın kullanıcı hizmetine sunulmasıyla birlikte, tek yönlü bilgi paylaşımından, çift taraflı ve eş zamanlı bilgi paylaşımına ulaşılmasını sağlayan medya sistemidir. Ayrıca sosyal medya; kişilerin internet üzerinde birbirleriyle yaptığı diyaloglar ve paylaşımların bütünüdür. Sosyal ağlar, insanların birbiriyle içerik ve bilgi paylaşmasını sağlayan internet siteleri ve uygulamalar sayesinde, herkes aradığı, ilgilendiği içeriklere ulaşabilmektedir. Küçük gruplar arasında gerçekleşen özel diyaloglar ve paylaşımlar giderek, kullanıcı bazlı içerik üretimini artırmakta, amatör içerikleri dijital dünyada birer değere dönüştürmektedir.”

Bu son yıllarda hızla yayılan ve neredeyse tüm yaşamımızı kaplayan, tüm özelliklerimizin internette sergilenmesini sağlayan paylaşımcılar için, kontrolsüz keyif bağımlılığı yaratan, bir nevi sanal eğlence yöntemi; kendimizi bu sanal efsaneye o kadar kaptırmışız ki, her şeyimizi onunla paylaşıyoruz. Özelimizi, özel yaşamımızı, neredeyse tüm mahremiyetimizi, sevinç ve üzüntülerimizin tüm tesellilerini onda arar olduk.

Aklımıza geleni, ucu kaçık olarak, sonunun nereye varacağını düşünmeden her şeyi oraya aktarabiliyor, yazıp paylaşabiliyoruz. Bu paylaşımlarda baltayı taşa vurduğumuzda ilk yaptığımız şey ise; ivedilikle paylaşımı ortadan kaldırıp, “adresim klonlandı, bu paylaşımlar benim değil, ben yazmadım” gibi bahanelerin arkasına sığınıp hiç olmamış gibi davranabiliyoruz. Ben bunu “pişkinliğe vermek” olarak niteliyorum.

İyi niyetlerle oluşturulmuş ve genelde eğlence içeriği taşıyan bir internet olayını ne hallere dönüştürdük. Tam bir internet canavarı yarattık. İşin içine bir de görseller üzerindeki acemice photoshop fotomontajlarını da yerleştirerek işi iyice saçma sapan hale getirdik.

İnternetin, “sosyal medya” dediğimiz bu bölümü artık bilgi için güvenilir kaynak olmaktan çoktan çıktı, tam bir saçmalığa dönüştü.

On metre mesafeden bile sosyal medyayı kullanarak haberleşenlerin olduğu bir ortamda bir de “sosyal medya travmasına” yakalanmayız inşallah.

Dilerim aklımızı başımızdan alan bu konunun yasal olarak kontrolü tümüyle sağlanır, bu travmadan hızla kurtuluruz.

Alan memnun, satan memnun, hiç umudum yok ya..

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *