İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

​SOSYAL MEDYA ÇILGINLIĞI!

YAYINLAMA:

Günümüz çılgınlığı, daha doğrusu başlıkta yazdığımız gibi “Sosyal Medya Çılgınlığı” demek daha doğru olur. Toplum olarak hazıra konmaya o kadar alıştık ki, yeni bir şey bulduğumuzda onu tamamen anlamadan, daha doğrusu; onu, içeriğini, ne olduğunu, kullanmanın yararlarını ve sakıncalarını tam olarak araştırmadan, öncelikle nasıl kullanıldığını öğrenerek hemen kullanmaya başlıyoruz ve hayatımızdaki tüm olumsuzluklarının farkına vardığımızda da iş işten geçmiş oluyor.

Çağımız iletişim çağı ve iletişim karşılıklı ortamı oluşturabilmek birbirini anlayabilmek ve bilgilenmek için kullanılan en etkili bir yöntem. İletişimde feedback (etkili geri dönüş) çok önemlidir. Etkili geri dönüş alamadığınızda kurmaya çalıştığınız iletişim köprüsünde çok önemli bir eksiklik var demektir. Burada eksikliğin başlangıcını kendinizde aramalısınız.

İletişim kurarken kullandığınız yöntem, sözlü, yazılı veya görsellerle simgesel iletişimde mutlaka bir hata yapmışsınızdır demektir. Anlatmaya çalıştığınızı karşı taraf tam olarak anlayamadığı için geri dönüşü eksiktir, yanlıştır veya hiç bir şey anlamadığı için ya çok eksiktir yada anlamadığı şeye söyleyecek bir şeyi olamayacağı için hiç geri dönmemeyi tercih nedenidir.

İletişim kurmada etki çok önemlidir ve sadece kullandığınız iletişim biçimleri de yeterli olamayabilir. O yöntemleri kullanabilme becerinizin de çok iyi olması gerekiyor. Görsel iletişimimizin çok iyi, bunun için de görsel algılamanızın güçlü olması gerekiyor.

Günümüz iletişim teknolojilerinin en çok ve de bana göre çok da dağınık kullanıldığı yöntemi, ite kalka, zorlamayla ve hemen herkesin çok iyi bir şey olduğuna inandırıldığı sosyal medyanın kullanılmasıdır. Buna neden; tabii ki “dijital çağı” yaşıyor olmamız ve dijital haberciliği tam olarak sindiremeden bir iki seviye ileri aşamasına taşımamızdır. Her şeyde yaptığımız gibi. Artık dijital ortam hayatımızın olmazsa olamazıdır. Öyle ki; geleneksel alışkanlığımız olan gazeteleri bile dijital ortamlarda takip eder olduk. Biz bunu daha da ileriye taşıdık ve adına akıllı telefonlar dediğimiz, aslında bizleri akılsızlaştıran o cihazlarda okumaya başladık.

Sosyal medya bizi öylesine esir etti ki, aynı mekanda ayrı ayrı odalarda olanlar bile oturdukları yerden ellerindeki telefonları kullanarak sosyal medya sayesinde birbirleriyle haberleşir oldular.

Haberleri, dünyada olan bitenleri, gazete veya televizyonlarda izlemek yerine o küçücük cihazlardan izler olduk.

Sosyal medyayı o kadar hor kullanmaya başladık ki, orada yazılanlar, dolaştırılan düzmece görseller, kaynağı belirsiz yorum ve bilgiler, hayatımızı tam anlamıyla altüst etmiş durumda. İşin en ilginç yanı; ülkeyi yönetenler, siyasiler de topluma söylemek istediklerini, bu sosyal medyadan iletir oldular. Eskiden televizyonlara çıkar veya gazetelere verdikleri beyanatlarıyla söyleyeceklerini söylerlerdi. Şimdi onlar da bu “sosyal medya” fenomeni oldular çıktılar. Atık ne demek istediklerini oralardan takip eder olduk. Bu konuda en etkilisi Twitter.

Toplum ise; hemen hemen her iletişim kurma ihtiyacını Facebook ve eğer görsellerinin de etkili olmasını istiyorlarsa Instagram ile gideriyor. Çevremize baktığınızda görebileceğiniz en alışagelmiş fotoğrafta; herkesin elindeki o akıllı telefona gözünü kırpmadan baktığına rastlayabilirsiniz. Tüm toplu taşıma araçlarında, AVM’lerde, okullarda, cafe ve hemen her yerde, en kötüsü ise; trafikte yaya geçidinden geçerken, yoldan karşı karşıya geçerken, otobüse, tramvaya, metroya, vapura binerken, nereye bastığına dikkat etmeyecek kadar elindeki telefona konsantre olduğunu rahatlıkla görebiliyoruz.

Adına “sosyal medya” veya şimdi, neredeyse tüm haber iletişiminin elektronik ortamlara taşındığı, “Yeni Medya” da denilen bu sosyal/dijital medya çılgınlığında aklımız Allah’a emanet.

Bu sosyal medya dağınıklığında neredeyiz, üzerinde durulacak önemli bir konu.

Yarın da devam edeceğiz.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *