METAL YORGUNLUĞU MU NE!
Bazen söylenir, kullanılır, “metal yorulması” hep dillerdedir. Bildiğiniz gibi metalin zamanla bazı özelliklerini kaybetmesi ve eski direncinde olmaması. Zaman zaman çok çalışmaktan yorulan bu parçalar yenisi ile değiştirilir. Bu “metal yorulması” sözcüğü aynı anlamda ve farklı bir alanda sayın Cumhurbaşkanımız tarafından son zamanlarda sıkça kullanılmaya başlaması ile günlük yaşamımızda daha çok kullanılacak gibi.
Ben de; bu “Metal Yorulması” sözcüğünü başlığa çıkardım.
Nedeni; geçtiğimiz hafta futbolda Süper Ligimizin yeni dönem başlangıcı ile ilgili olarak yazdığım yazıma şöyle bir giriş yapmıştım. “Yaşamımız futbol. Nasıl olmasın, seveni de sevmeyeni de futbolda yaşanan güncel tartışmalara mutlaka bir yorumuyla katılıyor. Türkiye’de gündem yaratan ve toplumun çoğunluğunu meşgul eden en önemli konulardandır futbol. “
Yazıya böyle başlamış ve futbolumuzda yeni dönem başlamak üzereyken gündemi meşgul eden; Türkiye Futbol Federasyonu/TFF ve futbolumuzu yönetimindeki zaafları, Ulusal Takımımız ve yönetimi, tüm hızıyla devam eden transferler, futbol takımlarımızın başında olan UEFA’nın Finansal Fair Play kuralları, iyice kontrolden çıkan yabancı transferleriyle güçlendiği söylenen futbol takımlarımızın sergileyeceği zorlu mücadelelerde karşılaşmaları yönetecek futbol hakemlerimizin bu işin altından nasıl kalkacakları konusu, futbolumuzdaki hala çözüm bekleyen önemli sorunlardan. Tüm bu sorunların yeni döneme nasıl yansıyacağını ve futbolumuzu nelerin beklediğini dilim döndüğünce anlatmaya çalışmış, daha başlamadan gündemi sarsacak bazı sorunlardan söz etmiş ve bu konuda TFF’nin neler yapması gerektiğine dikkat çekmiştim.
Yazıyı yazdığım sırada; TFF Başkanı Yıldırım Demirören’in Mircea Lucescu ile görüştüğü söylentisi haberlere düşmüştü. Durum netleşmiş, Lucescu 2+1 yıllığına Milli Takımın başına getirilmişti. Milli Takım Teknik Direktörlük sorunu çözülmüştü ama, görevine son verildiği söylenen Fatih Terim’in alacağı tazminat konusu hala gündemden düşmemişti. Bazı sorunlar çözülmüş gibi görünüyor olmasına karşın; Ulusal Milli Takımımız ve futbolumuzda sancılı sezon başlangıcı gibi bir durum bizleri bekliyordu.
Bu arada ne olacağı, tam olarak nasıl çözüleceği belli olmayan, Milli Takımı bıraktığını söyleyen bir Arda Turan meselesi var. Kulağımıza gelenlere göre; Milli Takım Teknik Direktörü Lucescu, taa İspanya’ya kadar giderek Arda Turan’ın Mili Takıma dönmesi konusunda görüşmeler yapmış.
Bu konu nasıl çözülecek pek belli değil. Anlaşılan o ki; her şey unutulup Arda Turan’ın Milli Takıma dönmesi sağlanacak. Ve bu işin günahı tümüyle Fatih Terim’in üzerinde kalacak. Yaşanan o olayı sadece izleyen ve etkili olarak müdahale edemeyen TFF işin içinden sıyrılmış olacak, olay sürecinde olduğu gibi. Arda Milli Takım kaptanıdır ve Milli Takımda olmasına kimsenin bir şey diyeceği olmaz ama; yaptığı yakışıksız bir davranıştan dolayı, haklı olarak Milli Takım kadrosundan çıkarılınca, Milli Takımı bıraktığını söyleyen bir futbolcunun, bu yaptıkları, hiç bir şey olmamış gibi yok mu sayılacak? Ve bu konunun başlangıcında sessiz kalan, krizi yönetemeyen TFF şimdi ne yapacaktır? Uçakta gazetecinin yaşadığı olay nasıl unutturulacaktır?
Yazıya “Metal Yorgunluğu” diye başlamıştım ya, işte gündem konusu olan o “Metal Yorgunluğu” tam olarak şu an bu durumda olan TFF için de geçerli.
Daha ligler başlamadı. Samsun’daki Süper Kupa Finalinde yaşananlar, TFF’nin bazı konularda ve sorun çözmede yetersiz kaldığını gösteriyor. Tüm sorumluluğu yüklenmesi gereken TFF Süper Kupa Finali’nde yaşananları neredeyse sadece izledi.
Ligler bu hafta başlıyor. Umarım bu yaşananlardan gerekli dersler çıkarılmıştır.
Görünen o ki, çok zor bir futbol sezonu bizi bekliyor
Umarım sadece güzel futbolunu konuştuğumuz iyi bir sezon olur.