EVLAT YAZGISI VAR MI?
Var bence..
Nasıl başlayacağım bilmiyorum. Geçen hafta evlat kokusunu almayan analar vardır, üstelemeyelim, ısrar etmeyelim diye yazdım ya...
Bu hafta sıra evlatlara geldi.. Bence onlara da ısrar etmeyelim.. Bu konuya nereden geldim anlatayım.
Hepinizin malumu. İzmir'de, çocuk gelinleri ile, Türkiye gündemine oturan, Kiraz ilçesi, Olgunlar köyü.
İnsan gelin lafının başına çocuk demeye yazmaya da utanıyor ya.. İşin özeti küçücük kızları, kaçırıyorlar, ya da küçücük kızlar kocalara kaçıyor..
Adetmiş, bilmem neymiş.
Bana göre, ayıbı boş verelim, kocaman günah.
Kız henüz 14 yaşında, Adı Ebru. Kız, yaşından da küçük duruyor. Sağlık lisesi 1.sınıfta okuyor. Köyden liseye devam eden tek kız çocuğu... Bunlar 5 kardeşler, kardeşler içinde de okulu bırakmayan tek çocuğu.
Devlet yurdunda kalıyor.
Hafta sonu evci çıkıyor.. O cuma akşamı okuldan çıkıyor, eve gideceği yerde gitmiyor. Annesi ve babası kız gelmeyince telaşlanıyor.
Gece yarısı, telefon çalıyor.. Arayan muhtar..
Önce kayıp var mı, diye soruyor. Dünyanın en tuhaf en anlamsız sorusunu soruyor. Aile var deyince, ağzındaki baklayı çıkarıyor.. Kızınızı kaçırdılar. Askerden yeni dönen 22 yaşında ki Hüseyin kaçırdı. Muhtara bak sen, köyünde ki kaçırma haberini nasıl veriyor.
Sorumsuz, umursuz muhtar
Aile tam 102 gün kızlarını arıyor.
Baba resmi, yerel, bütün otoritelere başvuruyor. Kaymakam, emniyet güvenlik büro amirliği seferber oluyor.
Kızı kaçıran adamın, bütün akrabalarını yakın takibe alıyor ve sonunda adamı buluyorlar. Ve kız yanında teslim oluyorlar.
Aylar sonra aile kızlarına kavuşuyor..
Gazetede, ailenin kızları ilk buluşma, kavuşma fotoğrafı var.
Zaten bu yazıyı da o fotoğraf üzerine yazdım.
Baba kızına sıkı sıkı sarılıyor, kızın elleri yanlarında, babasına bırakın sarılmayı, dokunmuyor bile.
Aile onu buldu diye canı sıkılıyor.
Anne baba kendi kendine mutlu oluyor.. Kendi kendine kıza sarılıyor. Kız belli ki durumdan memnun değil. Biri onu kaçırmış ya, bir erkeği küçücük yaşında hissetmiş, onun yanında uyuyacaksa besbelli ve yakalandıklarından hoşnut değil.
Kızım diyorum! Bu ne acele bu ne telaş, daha çocuksun, biraz dur, biraz bekle, acelen ne?
Kızın ellerini yan da görüyorum ya, içim cız ediyor.. Evlat endişesi, evlat acısı... Evladın umuru değil.
Merhametin, kalbimde ödeşmiyor.
Baba kendi kendine, kaçıranlarla mücadelemi sürdüreceğim, desin, o kız ilk fırsatta tekrar kaçacaktır.. Zaten emniyet ifadesinde, ben kendim kaçtım diyor.
O fotoğrafa bakıp düşünüyorum.
Ah be kızım, bu ne erken, arzu ve istek, bu ne telaş.. Sen daha çocuksun, hormonların sana ne diyor, biliyorum da, bilmemezlikten geliyorum.
İşte bu evlatlar da, ana baba kokusu yok.
Hani sevdiğin insanı kokusundan tanırsın ya. Ana kokusu, bana kokusu, evlat kokusu tanırsın ya..
Bence anaların babaların da bir evlat yazgısı var. O yazgı, neden bilmem ama, bazen bir türlü kesişmiyor.
Yazgılar buluşmuyor.
Kız çocukları.
Hani erkeklerden daha duyarlı idi.
Hani analara, babalara, dokulara, kokulara, duygulara, seslere, gözyaşına daha duyarlı idi.
Hani, tüm ilişkilerinde daha dikkatli, daha ehildi.
Ana baba yazgısı.
Bu yazgıyı içime sindiremiyorum.
FUNDA'YA TAKILANLAR...
... Twitter'da "Feminizm Türkiye" sayfasında, "İşte benim bıyıklarım, bıyık yalnızca erkekler için değil" diyerek, bıyıklı bir kadın fotoğrafı paylaşmışlar. Güya hesapta toplumun dayattığı güzellik standartlarına karşı çıkmışlar. Valla bıyıklı bacım, çok çirkin olmuş. Bu mudur feminizm bacılar, ne alakası var? Bir tıraş olup gelirseniz seviniriz.. Siz de iyice şaşırdınız.
... Futbolcu Caner Erkin'in yeni karısı, oyuncu Şükran Ovalı, bunu biliyorsunuz... Adamın olaylı boşandığı hala davaları süren ilk karısından olan oğlu nihayet babasına gidiyor.. İkinci eşi, sosyal medyada çocuğun videosunu paylaşıyor.. Böylelikle kocasının ilk eş ile olan davalarına ve kavgasına bulaşmış oluyor. Bu ikinci eşlerin durumdan vazife çıkarmalarına hasta oluyorum. Zaten ortada bir kavga var, sen niye ortak oluyorsun.. Çocuk senin çocuğun değil, video paylaşmak ne alaka. Bildiğim odur ki, biz kadınlar başımıza hep dert ararız... Bak bacım al sana dert.