İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

​HANEHALKI BORCUNUN GSYİH ORANI

YAYINLAMA:

Hanehalkının faiz ve anapara ödemelerinden oluşan borçlarının gayrisafi yurtiçi hasılaya (GSYİH) oranı önemli makro ekonomik göstergelerdendir. Bu oranın yüksek değerler alması kritik edilir. Ancak veriler incelendiğinde hanehalkı/GSYİH oranının bir gelişmişlik göstergesi olduğu yorumunda bulunulabilir. Yahut toplumsal yapı hakkında fikir edinilebilir veyahut bu ülkelerde güçlü mortgage piyasası olduğu düşünülebilir. Mesela nüfusun önemli bölümünün otomobil sahibi olduğu anlaşılabilir. Ve bunlar gibi daha birçok farklı yorum yapılabilir. Dünya rekoru bugün için Danimarka’nın elindedir.

Önceki dönemlerde %300 seviyelerinin üzerine çıkan Danimarka için ölçülen 2015 değeri %292’dir. Hollanda, Norveç gibi diğer kuzey ülkeleri peşi sıra dizilmektedir. Bu ekonomiler Avusturalya ve İsviçre gibi %200’ün üzerinde değerlere sahiptir. OECD raporunda ele alınan ekonomiler içinde en küçük değere %47 ile Macaristan sahiptir.

Aynı değer Türkiye için de hesaplanmaktadır. OECD raporunda ülkemize yer verilmemiştir. Fakat İsviçre’de bulunan ve bankacılık kesiminin düzenlenmesinde önemli rolü bulunan Uluslararası Sözleşmeler Bankası (Bank of International Settlements - BIS ) raporlarında Türkiye için hesaplanan değerler paylaşılmaktadır.

Buna göre BIS raporunda, Türkiye’de hanehalkı borçlarının gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı 2013-2015 dönemi boyunca %20-22 bandında gerçekleşmiştir. 2016 yılı 3. çeyreğinde ise %17 seviyelerine gerilemiştir. Peki bu veriler gerçeği yansıtıyor mu?

BIS’ın hangi verileri kullandığı ve hesaplamaları nasıl yaptığı beyan edilmiyor. Güvenilir kuruluşlar ne kadar güvenilir sorusu çok sık sorulmasa da böyle bir soruyu sormakta sakınca yoktur. Türkiye kendi verilerini üretecek kabiliyetlere sahiptir. Ancak bu verilerin kurumsal kaynaklı olanları hariç edinilmesi güçtür. BIS için ise kurumsal kaynaklı olmayan verilerin temini neredeyse imkansızdır.

Bu halde Türkiye’nin harcamalar yöntemiyle hesaplanan gayrisafi yurtiçi hasıla verisini TÜİK’den temin ederseniz, toplam tüketici kredileri verisine de BDDK’dan ulaşabilirsiniz. BDDK veri tabanının dışında hanehalkı borcuna yönelik veri temin etmenin ne kadar sağlıklı olabileceği tartışmalıdır. TÜİK ve BDDK verilerine göre ise hanehalkı borcunun toplam gayrisafi yurtiçi hasılaya oranı 2013-2015 periyodunda sadece bir defa %20 seviyesine ulaşmıştır. 2015 yılında 1,5 trilyon TL’lik gayrisafi yurtiçi hasıla karşısında 306 milyar TL’lik toplam tüketici finansmanı bulunur. Toplam tüketici kredilerine, tüm bireysel kredilerin yanında kredi kartları da dahildir. Yani bu veri dışarıda kreditör borcu bırakmaz. Hanehalkının açık hesap veya vadeli borcu BIS tarafından nasıl temin edilebilir? Bu husus tam bir muammadır.

Buna göre uluslararası kuruluşlar tarafından Türkiye ile ilgili yapılan hesaplamaların doğruluğu test edilmelidir.

Şimdi hanehalkı borcunun yüksekliği bir gelişmişlik göstergesi ise BIS verisi kullanıma elverişlidir. Şayet, bu durum bir kritik konusu ise tüketim toplumu olmaya alışan insanımızın borçluluğu sürekli yükselmektedir. Başka bir ifadeyle insanımızın tasarruf alışkanlığı sürekli gerilemektedir.

Yani tüketime giden her kuruş tasarruftan tasarruf edilmektedir. Aman dikkat.


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *