Modern idam: Sosyal medya sanal mahkeme
Her geçen gün daha da bu evrenin içerisine dalan ve hayatının büyük bir kısmını burada geçiren insanın tanımlamaları, hayata bakışı ve yolculuğu bambaşka bir hal almış durumda. Araştırmalar, bir bireyin yaklaşık 2 saat 30 dakikasını sosyal medyada geçirdiğini ortaya koyuyor.
Gündelik hayat içerisinde zamanımızın büyük bir kısmını yoğun bir şekilde geçirdiğimiz sosyal medya, hayatımızın tamamını disipline etmiş durumda. Sosyal medya paylaşımlarına göre pozisyon alıyor; kıyafetlerimiz, tarzımız, ifadelerimiz ona göre dizayn ediliyor. Sosyal medya diline göre kabul görmek adına gayret gösteren insan, aynı zamanda bu evrenin kurallarına ve kanunlarına göre hareket etmek durumunda kalıyor. Ancak oldukça karmaşık ve kontrolsüz bir alan olan sosyal medyada, birçok insan da linçe maruz kalıyor.
Modern insanın kendini kabul ettirme telaşı içinde linç kültürü artık çok önemli bir noktada. Toplumsal sosyal alanın dışına itilme ve reddedilme korkusu her geçen gün artıyor. Maalesef yeni teknolojik gelişmelerle disipline edilmemiş, yalan haberlerle manipülatif yaklaşımlarla birçok insan bu linçin mağduru olmuş durumda. Haberin ve bilginin doğruluğunu kontrol etmeden sosyal ağlara servis edilen herhangi bir haber karşısında, bir anda kitleler harekete geçiyor ve kişiyi, bireyi ya da kurumu linç edebiliyor. Toplumsal sosyal felaketin tam da merkezinden bahsediyorum.
İnsanların uzun yıllar boyunca duygu durumlarını onaramayacakları, itibarlarını ve maddi-insani kazanımlarını kaybettikleri çok tehlikeli bir durum. Oyunun kural koyucuları, istedikleri kişiyi istedikleri gibi mahkûm edebiliyorlar. Aslında söylediklerim herkesin bildiği şeyler, ancak bazen hatırlatmak lazım: Ekranınıza düşen herhangi bir haber ya da görüntü gerçek olmayabilir. Doğruluğunu araştırmadan o infial hareketine dahil olduğunuzda, bireye, insana ya da kuruma haksızlık yapmış olabilirsiniz.
İzlediğiniz görüntülerin doğruluğunu teyit etmeden yaptığınız her eylem, insani ve vicdani anlamda büyük bir sorumluluk almanıza sebep oluyor. Ayrıca her an bizler de bu linçe maruz kalabiliriz. Hepimizin başına gelebilecek bu büyük haksızlığa karşı toplumsal farkındalığı artırmak ve uyarıda bulunmak zorundayız. Sosyal medya evreninde dolaşırken, sokaklarında ve caddelerinde karşınıza çıkan görüntülerin asla gerçek olmadığını, bunların sizi manipüle edebildiğini ve büyük bir halüsinasyona maruz kalabileceğinizi unutmamalıyız. Görüntülerin ve seslerin taklit edilebildiği, montajların çok daha yoğun ve yaygın yapıldığı, teknolojinin her geçen gün geliştiği bir dönemdeyiz.
Önümüzdeki yıllarda daha neler göreceğiz bilmiyorum ama sosyal evren hızla bambaşka bir noktaya taşınıyor ve biz bu kontrolsüz akışın içerisinde savrulup duruyoruz. Herhangi bir habere inanmak ya da yorum yapmak artık çok daha derin bir sorumluluk ve düşünme yetisini bize yüklüyor. Dikkat edin, izlediğiniz görüntüler gerçek hayattan alınmış olmayabilir.
Yeni dünyanın bize sunduğu yeniliklerin güzelliklerini yaşarken, bu linç katliamına biz de cellat olarak katılmayalım. Muhabbetle dostlar.