İstanbul
Orta şiddetli yağmur
8°
Ara

​RAKKA'YA OPERASYON VARDI. NE OLDU?

YAYINLAMA:

Suriye’de savaş var. Savaştayız. Ama bildiğiniz gibi bir savaş değil. Sokak sokak, ev ev mücadele ediliyor. Savaşın en zorlu, en acımasız türü yani. İşte bu yüzden yavaş gidiyor.

Sabırlı olmak gerekiyor. Sivillerle teröristleri ayırmak, bu arada da zaiyat vermemek gerekiyor. Acele edilmesi sadece hataya yol açar.

Bu savaşın bir de görünmeyen yüzü var. Kimi “dostlarımız” yardım etmek bir yana köstek oluyor. “Nasıl yani?” derseniz anlatayım:

DEAŞ ile nerelerde savaşılıyor? Temelinde hem Irak’da, hem de Suriye’de. Örgütün en önemli üssü Rakka. Yani başkentleri sayılan yer. Güya Amerika ve Kürt güçleri Rakka’ya karşı harekata geçecekti. Ne oldu? Bu harekat bir türlü başlayamadı. Yılan hikayesine döndü.

Amerika o kadar silah verdi, danışman verdi. Nedense bir türlü hareket yok.

DEAŞ da Rakka’ya harekat başlamayınca güçlerini El Bab’a kaydırma imkanı buldu. Yani karşımızdaki güç daha da arttı.

Alın size dolaylı köstek.

DEAŞ’a karşı savaştıklarını söyleyen 60 küsur ülkenin hangi biri kendi adına savaşıyor? Sadece 3-5 uçak ile havadan bombardımana katılıp adına “terörle mücadele” diyorlar. Hal böyle olunca da Türkiye sahada yalnız kalıyor.

El Bab’da ki çatışmaların sonucu belli. Teröristler öyle ya da böyle yok olacaklar. Çünkü bu durum Türkiye için bir güvenlik ve ondan da önemli gurur sorunu. Başarısızlık diye bir seçenek yok. Ancak hal böyle iken teröristler de olabildiğince zaiyat verdirmeye çalışıyor.

Bizim şimdiden savaşın bir sonraki aşamasını planlamamız gerekiyor. El Bab ele geçirildikten sonraki bölüm yani. Muhtemelen Mümbiç’e doğru yöneldiğimizde şimdi müttefiğimiz görünen ülkeler “Arıza” çıkaracaklar. Doğrudan değilse bile dolaylı. Bunu şimdiden düşünmeli ve buna karşı askeri ve siyasi önlemleri almalıyız.

Kızılordu korosu Rusya’yı yansıtır

Kalinka, adını ve sözlerini bilmesenizde melodilerini duyduğunuzda hemen hatırladığınız muhteşem Rus halk şarkısı. Katyuşa’yı da mutlaka bilirsiniz. Sadece bildiğinizin o olduğunu bilmezsiniz. Hele benim hayran olduğum, ilk 4 dizesini muhtemelen kırık dökük bir biçimde ezerlediğim, “Ochi chernye.” İnanılmaz ritmi ile müthiş aşk şarkısı.

Rusya her ne kadar güzel kadınları ile ünlü olsa da aslında “Erkek” bir ülkedir. İnanılmaz büyüklüğü, çok zor doğa şartları, savaşları ile “Eril” yönleri ağır basar. İkinci Dünya Savaşı’nda Rus kadınlarının da en az erkekler kadar savaşa katıldığı bir gerçek. Ancak Rus şarkıları aşk üzerine olsa bile aynı ‘Eril’ seslerin baskısı altında gibi gelir bana. Marş ritminde söylenirler. İşte Kızılordu Korosu Rusların bu tabiatının bir yansımasıdır bir yanıyla.

Diğer yanıyla ise özellikle Sovyetlerin dağılmasından sonra sahne şovlarıyla o askeri yapısını, eril niteliğini yumuşattı. Tüm dünya ülkelerini dolaştı. Rus kültürünü, Rus müziğini yansıttı. Türkiye’ye gelip Mehter marşı ile şarkı söylediler. Başka ülkelerde sembol şarkıları seslendirdiler. Ama temelinde hep aynı kültürü yansıttılar. Rus kültürünü.

Kızılordu Korosu’nun 64 üyesini taşıyan uçağın düşmesi aynı zamanda kültüren bir kırımdır da. Bir kültür kuşağı yok oldu. Eminim koro kısa bir sürede toparlar. Eskisi gibi olur. 1928’den beri sürdürdüğü geleneğini pekiştirir.


Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *