ŞEYTAN ENFORMASYONDA GİZLİDİR
Enformatik Cehalet, Kültür ve Turizm Bakanımız Nabi Avcı’nın eseri. Kendisi farklı bilgileri harmanlayarak iletişim dünyasına esaslı bakış atmamızı sağlayan değerli bir akademisyen. Yazının enformatik kısmını kendisinden aldım. Şeytan kısmını da kibirleriyle ona uşaklık edenlerden.
İngiltere’de her şeyi bildiğini iddia eden bir akademisyen için uydurulan bir tekerleme varmış: Ben buranın efendisiyim, her şeyi bilirim, bilmiyorsam zaten o bilgi değildir.
Kibir böyle bir şey. Para ile de elde ediliyor, bilgi ile de... Para ile kibirlenenlere görgüsüz diyoruz. Bilgi ile kibirlenenlere ukala. Aslında onlara da küstah filan dememiz lazım. Bilginin özünde insana kendini, varoluşunu hatırlatmak yoksa ya putlar ediniyor ya da kendisi bir put haline geliyor insan.
Hikayemiz daha insanlıktan öncesinde başlıyor. Kur’an-ı Kerim’den alalım örneği: Allah insanoğlunu yaratacağını söylediğinde şeytan kibirlenmişti. Kibirlenme sebebi kendisinin üstün olmasıydı. Üstün olduğunu düşündüren şey de bilgisiydi.
Dakika sıfır ve şeytan cennetten kovuluyor. Bilgisi yüzünden. Öğretici, değil mi?
Günümüze geliyoruz. Bilgiyi elinde tuttuğunu düşünen kişiler önce bunu insanların yararına kullandıklarını söylüyorlar. İnsanları o kadar çok düşünüyorlar ki onların ne düşüneceklerine karar vermeyi bile düşünüyorlar.
Medya, sosyaliyle gelenekseliyle hep bu girdabın içinde.
Aman canım bizim memleketin dertleri diye dudak bükmeyin. Anlı şanlı Amerikan gazeteleri Trump karşıtı oldukları için tüm gazetecilik reflekslerini çöpe attılar bile. Türkiye’de medya plazaların istemediği iktidar çıkınca nasıl cinnet geçirdilerse bugün de aynısı oluyor.
Şeytan’ın kendisini Hz. Adem’den üstün görmesi gibi bugün de medya ve seçkinler aynı tuzağa düşüyorlar. Bu yanılgıyı beslemek için de enformasyon fırınına durmadan odun atmaları gerekiyor.
Davranış bilimcilerin, sosyologların Trump’ın başkan seçilmesinden önce ve sonraki durumları ibret verici. Elde ettikleri akademik saygınlıkları, medya itibarını bir kalemde harcamak akıllıca bir hareket değil. Ancak enformatik kibrin gücü sandığımızdan daha fazla.
Şeytan, kibirlenenleri seviyor. Onu yalnızlığından kurtarıyor çünkü.
Fetö, kendini üstün gören diğer bir kibirli zümre ve başlarına gelenler için kibirlerinden başka suçlu aramalarına gerek yok.
Bu topraklar, her türlü insanı görmüş geçirmiş. Zengini de fakiri de... Akıllıyı da kurnazı da... Belki de tahammül edemediği, dersini vermek istediği tek zümre kibirlilerdir.
“Gerçeklik”, hakikatten kibirle ayrılır. Kibir, hakikati gerçekliğe kurban eder. Söylemesi kolay anlaması zordur. Enjekte edilen bilgilerin, özellikle de bu toprakların aleyhine yazılıp çizilenlerin içinde şeytandan parçalar olduğunu görmek, anlamak için bilgiden fazla irfan gerekli ve belki de bu sayede enformasyon zehri bünyemize sirayet edemiyor, etse de kendimizi kolayca toparlayabiliyoruz.
Kimi zaman ekranlarda ukalalık yapan bir akademisyen kimi zaman bir ödül töreninde sunucu kimi zaman bir medya figürü olarak görebilirsiniz enformatik şeytanları. Size sundukları gerçekliklerle hakikatinizi elinizden almak isterler. Bu, şeytanın mesleğidir. Allah hepimize bunları görebilecek basiret nasip eylesin.