HAYALLERİ HATIRLAMA ENSTİTÜSÜ
Geçen akşam Üsküdar’da bir masal gecesine katıldık. Çok büyük olmayan bir kafenin içinde her yaştan kişiler bir araya gelmiş ve masal dinlemek için sandalyelere oturmuştu. Kadın, erkek, genç, yaşlı. Herkes merakla masal dinlemek için bekliyordu. Masal anlatıcısı Ümit Yaşar Özkan, iki güzel masal anlattı. Sonrasında ise masal toplamaya ömrünü vakfetmiş Yücel Feyzioğlu’nu davet etti. Feyzioğlu, uzun yıllar Almanya’da öğretmenlik yapmış güler yüzlü bir masal derleyicisi. Öyle oturup internetten masalları kesip kopyalayıp kitap yapmaktan söz etmiyoruz. Türk coğrafyasının tamamında sahadan masallar toplamış, bununla kalmayıp Mezopotamya masalları derlemiş bir isim. Masalların arasında söz alıyor ve bize, orada toplananlara masallarla kendimizi anlatıyor. Almanların milli birliklerini masallarla sağladıklarından, masallarla ortak bir zemin üzerinden ortak bir gelecek düşünmeye başlayabileceğimizden söz ediyor.
Masallar ilk defa bu kadar önemli geliyor. Masal dendiğinde artık zaman geçirmek için değil gelecek kazanmak için anlatılan hikayeler canlanacak gözümde.
Üsküdar’daki bu akşamdan başka bir hatıraya geçiyor zihnim. Bir süre önce yeni bir yolun arifesindeyken bir arkadaşımın odasındaydım. Orada dünyaca ünlü bir kitap, bir çocuğu anlatan bir kitap ve içinde bir not vardı. Notu yazan kişi kitabı bir mektup olarak göndermişti.
O da hayatı için yeni bir yola giriyordu ve mektubunun meramını ifade edemeyeceğinden korktuğu için kitabı yanında yoldaş olarak göndermişti. Kitabın isminin veya gönderen kişinin kimliğinin pek bir önemi yok. İş dünyasında başarıya ulaşmış bu kişi, kitabı okuduktan sonra gerçekten yapmak istediği, hayatını adamak istediği şeyi fark etmişti. Birçok kişi için delilik olarak kabul edilebilecek bir karar vererek iyi bir konumu bırakıp gitmişti. Uzun yıllar önce aynı kişiyle bir toplantıda karşılaştığımı hatırlıyorum. Orada birlikte başkaları için hayaller kurmuştuk. Bir pazarlama projesiydi. Demek ki dedim, kendi hayallerini hatırlama zamanı geliyor herkes için.
Kendi hayalleri demek sadece kendini düşünecek anlamına gelmiyor. Aksine en güzel hayaller kendini düşünmeden yapılanlar arasından çıkabiliyor.
Masallara gelmek istiyorum. Masallar bize hayallerimizi anlatan yol işaretleridir. Nerede olduğumuzu, neden yola çıktığımızı, nereye ulaşmak istediğimizi, yolda hangi zorluklarla karşılaşabileceğimizi ve en önemlisi umudumuzu asla yitirmememizi gerektiğini hatırlatır.
Üsküdar’daki Mai Kafe’de anlatılan masallar bize kayıp düşlerimizi, aslında birbirimize ne kadar yakın olduğumuzu ve özümüzdeki değerleri hatırlattı. Hepimiz için önemli olan nereye gittiğimizi unutmamaktır. Bir masalın etrafında yepyeni hayaller kurabiliriz.
Bunun için gönül rahatlığı ile masallar için Hayalleri Hatırlama Enstitüsü tanımını yapabiliriz.
Masallarımıza sahip çıkmazsak ancak başkalarının kurdukları hayallerin figüranı olabiliriz. Bunun için kendi hayallerimize, kendi masallarımıza dönmenin tam zamanıdır. Masalları kitap sayfalarından hayatın içine taşımak çok da zor değil. Hem Kaf Dağı’nı aşmak için uçağa değil sadece hayallerimize ihtiyacımız var.