İstanbul
Parçalı bulutlu
14°
Ara

BAĞDAT - DALLAS HATTI

YAYINLAMA:

ABD’de iki zencinin öldürülmesinin ardından beş polis zenciler tarafından öldürüldü. Bu satırlar Amerika’da yayınlanacak olsa zenci kelimesinin yerini Afrikalı-Amerikalı alır. Niye? Zenci demek ırkçılıkmış da ondan. Hadi oradan. Zencileri öldürmek suç değil, zenciye zenci demek suç öyle mi? Geçiniz. Konu bu değil. Olayın gerçekleştiği yer Dallas. Dallas ABD’nin büyük şehirlerinden biri, Bağdat gibi petrolün üzerinde oturan bir coğrafya. Teksas eyaletinin önemli şehirlerinden biri. Teksas Türkiye’de kanunun nizamın kişiler elinden verildiği yerlere denilir. Filanca il Teksas’a döndü denir mesela. Bu kötü bir şeydir çünkü kanun dışı kişileri, grupları oyunun içine dahil eder. Sonra orada adalet bekle. Güzel şehir Bağdat, bu anlamda uzun süredir Dallas’a döndü diyebiliriz. İşte şimdilerde Dallas’ta olan bu. Polis zencileri öldürüp hafif cezalarla paçayı yırtınca, adalet beklentisi yol değiştiriyor. ABD, Irak’ta PKK arması takan serseri güvenlikçilerini göndersin Dallas’a dediğinizi duyar gibi oluyorum. ABD Büyükelçisi John Bass belki bu satırları okur da merkeze bir telgraf çeker. Washington Büyükelçimiz de belki ABD’de “taraflara” şiddetten uzak durması çağrısında bulunur.

Dallas’ta vaziyet bu. Anarşi kol geziyor. Bunca yıldır olmayan şeyler neden olmaya başladı, su yüzüne çıkan nedir? ABD refah üzerine kurulan bir toplum. Toplumsal barışı getiren şeylerden en önemlisi toplumun refahı. Ortak bir geçmiş yok. Homojen bir toplum yapısı deseniz hak getire. Böyle iki satır yazmakla anlaşılacak mevzular değil tabii, inşallah üniversitelerimizden biri Amerika Araştırmaları Enstitüsü kurar da bilgileniriz.

Dallas dizisine çevirelim gözlerimizi. TV dünyasının en önemli soap operalarından yani pembe dizilerinden Dallas’a. Kötücül karakter Ceyar’ı hatırlayalım. Kötüydü lakin güçlüydü. Bu nedenle kötü de olsa tüm dünyada saygı görürdü, belki de sevilirdi. Petrol merkezli bir dünyanın sembol ismiydi. Bizdeki toprak ağalarıyla özdeş. Asmalı Konak’ın Seymen Ağa’sı da öyle değil miydi? Kötü lakin, güçlü. Toplum zayıflayınca huzursuzluğun bahanesi çok olur. Birden kötünün kötülüğü akla gelmeye başlar, sonra bir sarmala girer şiddet. Sebep neydi, sonuç hangisiydi, içinden çıkılmaz hal alıyor. Ceyar öldü, Dallas dizisi bitti. Şimdi de film koptu.

Gördüğümüz şey şu: Petrole dayalı dünya düzeninin başlaması hayli kanlı olmuştu. Osmanlı Devleti’nin sonunu getiren en önemli faktörlerdendi belki de. Şimdi bu düzen temelde sarsılıyor. Tabir yerindeyse, deniz bitti ve gemi karaya oturdu. Hala denizin var olduğunu düşünen yolcular geminin dümenini ele geçirmeye çalışıyor. Diğer bir bakışla, Ceyar’ın sonu geldi. Aleme nizam vermeye çalışan Amerika da toplumsal çalkantılarını kolay şekilde atlatamayacak gibi görünüyor. Petrol parantezinin başlangıcı gibi bitişi de kanlı oluyor. Bağdat’tan Dallas’a giden yolda petrolün kirli parası dokunanları yakmaya devam ediyor. Önce Bağdat’ı Dallas’a çevirdiler, şimdi de Dallas Bağdat’a dönüyor. Bir avuç dolar için.

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *