Yeni Birlik Gazetesi
İstanbul
Açık
10°
Adana
Adıyaman
Afyonkarahisar
Ağrı
Amasya
Ankara
Antalya
Artvin
Aydın
Balıkesir
Bilecik
Bingöl
Bitlis
Bolu
Burdur
Bursa
Çanakkale
Çankırı
Çorum
Denizli
Diyarbakır
Edirne
Elazığ
Erzincan
Erzurum
Eskişehir
Gaziantep
Giresun
Gümüşhane
Hakkari
Hatay
Isparta
Mersin
İstanbul
İzmir
Kars
Kastamonu
Kayseri
Kırklareli
Kırşehir
Kocaeli
Konya
Kütahya
Malatya
Manisa
Kahramanmaraş
Mardin
Muğla
Muş
Nevşehir
Niğde
Ordu
Rize
Sakarya
Samsun
Siirt
Sinop
Sivas
Tekirdağ
Tokat
Trabzon
Tunceli
Şanlıurfa
Uşak
Van
Yozgat
Zonguldak
Aksaray
Bayburt
Karaman
Kırıkkale
Batman
Şırnak
Bartın
Ardahan
Iğdır
Yalova
Karabük
Kilis
Osmaniye
Düzce
ANKARA
00:00:00
Sahur vaktine kalan
İSTANBUL
00:00:00
Sahur vaktine kalan
Ara

Ümid ve Yeis

YAYINLAMA: | GÜNCELLEME:

Kıştan sonra baharın geleceğine inanıp beklemektir ümid. Zifiri karanlıklı geceden sonra yeni bir günün geleceğine emin olmaktır. Kuyudan Yusuf'u(as) çıkaran, Zekeriya Peygamber'e (as), Yahya'yı müjdeleyen, Yunus'u (as) balığın karnından çıkaran, Hira'da Yâr-ı Gâr'a "Üzülme, Allah bizimle beraberdir" diyen Efendimiz'in (sav) Allah'a imanıdır. O'nun rahmetinden emin olmaktır. O'na itimat etmektir, sonuna kadar güvenmektir.
 

Ümid hadiselere mümince bakıştır. Zahirde çirkin gibi görünen her şeyin arkasında Allah'ın rahmetini, adaletini ve hikmetini görüp ona göre davranmaktır. Beyhude veya kendini avutmak için kuru bir Polyannacılık tavrına girmek değil yakîn bir iman ile beklemektir. Sabra, gayrete, huzura iman ve ibadete sevk edendir.
Yeis yani ümitsizlik ise istek ve arzuların tükenmesi en ufak bir sıkıntıda kötümserliğe düşmek, Allah'a itimadın kalmaması inkarcı insanların bir özelliğidir. Alem-i İslam'ın en büyük kalp hastalıklarından biridir. Bu öyle bir hastalık ki, Müslümanları, bir zamanlar şanlı Osmanlı İmparatorluğu'nun boyunduruğu altındaki küçücük Avrupa devletlerine hizmet eder onlardan korkar hale getirmiş, gayretsizliğe, tembelliğe, bencilliğe sevk etmiş, İslam'a hizmeti terk ettirmiştir. Bu dehşetli hastalık kemalata engeldir, korkak ve acizlerin özelliğidir ki, bu İslam'ın kahramanlığına uygun bir şey değildir.
 

Allah Kur'an-ı Kerim'de "Allah'ın rahmetinden ümit kesmeyin.Şüphesiz Allah bütün günahları bağışlar. Çünkü o Gafur'dur, Rahim'dir "der. Âlem-i İslam'ın hal-i hazırda  içinde bulunduğu durum zahirde ne kadar dehşetli görünse de müminler asla Allah'ın rahmetinden ümit kesmezler. Zalimlerin, son teknoloji silahlarına, donanımlı ordularına sayıca fazla olmalarına güvenip müslümanlara tasallutu sonlarının yakın olduğunu gösteriyor. 

Ebrehe'nin ordusunun küçücük Ebabil  kuşları tarafından tarumar edilmesi, Bedir'de Çanakkale'de düşmanın melekler ordusuna yenilmeleri ve yüzlerce numune Allah'ın yardımının rahmetinin muhakkak geleceğini bize gösteriyor.


Kur'an'da yüz küsür yerde kendini Rahman ve Rahim olarak vasıflandıran Cenab-ı Hak bir dakikada gökyüzünü bulutlarla doldurup boşalttığı, denizin fırtınalarını dindirdiği, kuru dallardan bahar çiçekleri açtırdığı, insanlar umutsuzluğa düştükten sonra yağmuru gönderdiği gibi rahmet yağmurlarını da üzerimize indirir, ölmüş kalpleri diriltir, âlem-i İslam'ın da yüzünü güldürür. 

Gazze, Doğu Türkistan'a ve bütün İslam beldelerine baharı da getirmeye muktedirdir. Vaadini mutlaka yerine getirecektir. Ramazan-ı Şerif'in son on günü cehennemden kurtuluştur. Cenab-ı Hak müslümanları, içinde bulunduğu bu cehennemi azaptan kurtarsın. Zalimlerin korkusunu ve yeisi  kalplerinden kaldırsın ve tüm insanlığı imansızlık cehenneminden azâd eylesin. Âmin

Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *