İstanbul
Parçalı az bulutlu
14°
Ara

PARA HER KAPIYI AÇAR, ANCAK KİLİTLEYEMEZ

YAYINLAMA:

Başbakan Yardımcısı Mehmet Şimşek’in TCMB’nın para politikalarına ilişkin konuşmasına takılarak durumun ciddiyetini bir kez daha belirtmek istiyorum.

Mehmet Şimşek’in konuşma metni şöyle;

"Dışarıdan kaynak gelmezse içeride tasarruf imkânları artmazsa, yani sisteme daha çok kaynak girişi olmazsa, sistem kredi hacmi anlamında önümüzdeki döneme ilişkin fazla bir manevra alanı kalmamış durumda. Sermaye yeterlilik oranları yüksek. Kredi mevduat oranlarının yükselmiş olması mevduat faizlerini de yükseltiyor. TCMB'nin tanımı gereği piyasaya verdiği miktar sınırlı olmak zorunda. TCMB'nin attığı adımlar kredi maliyetlerini aşağı çekmeli ki muhtemelen olumlu etkileyecektir ki büyük resimde önemli ancak tek belirleyici değil. Dolayısıyla esas olan Türkiye'ye kaynak girişinin artması, Türkiye'nin kendi iç tasarruflarını arttırması. Bu iki değişken çok önemlidir. Zaten bu alanlarda da çok ciddi çalışmalarımız var.”

Yani,

Bankaların kredi mevduat oranının %120 olması (yanlış duymadınız) paranın suyunu çektiğini ve TCMB’nın artık parayı daha dikkatli kullanması gerektiğini vurgulayarak, tasarruf oranlarının artması adına dışardan kaynak girişlerinin olması gerekliliğidir.

Yani,

“pirinç almaya giderken evdeki bulgurdan olmamak” lazım.

Öncelikle eldeki yatırımcıları kaçırmamak lazım 2014 Ocak ayında 2.507 açılan yabancı şirketin 1.067 tanesi kapanmış; 2015 Ccak Ayı’na baktığımızda ise 6.894 adet şirket açılmış bunların 2.178 tanesi kapanmıştır.

Yani,

Bankaların kasaları tamtakır oldu, rakamları kredi olarak veriyorlar. Ülkemize dışarıdan kaynak girişi olmazsa ve bizler tasarruf etmeye başlamazsak 2.felaketin sesini, resesyon gürültüsünü, AB ticaretin 300 milyar doların hayalini görür gibiyim. AB sürecinin çok önemli olduğunu vurgulayan Mehmet Şimşek AB ile ticari ilişkilerimiz için şunları da söyledi. "Türkiye hukuk devleti ilkesini iyi işletip, demokratik standartlarını ileriye taşıyıp, kurumların kalitesini artırıp, ondan sonra da AB ile yakınsama sürecini başarıyla uyguladığı zaman ya da bunun işaretleri ortaya çıktığı zaman Türkiye'ye çok ciddi yatırım akışı oluyor. Türkiye'nin risk primi düşüyor. Dolayısıyla AB süreci bir anlamda Türkiye'nin en kapsamlı reform programıdır. Doğu Avrupa, Orta Avrupa için ekonomik, siyasi ve sosyal transformasyonda itici güç olmuştur. Bugün kim ne derse desin, son dönemdeki sıkıntıları zaman zaman ön plana çıkarmak isteyenler var. AB büyük bir başarı hikâyesidir. AB koskoca bir kıtada gerek demokrasi gerek piyasa ekonomisi ve gerek oluşturduğu refah sayesinde dünya, Türkiye ve bölgemiz için çok önemli başarı hikâyesidir. Çünkü Avrupa'da istikrar, refah, huzur ve barış var. Türkiye'nin AB sürecine bu çerçevede bakıyoruz. Türkiye, AB ile bu süreci iyi işleterek kurumların kalitesini yükseltecek, hukuk devleti ilkesini daha pekiştirecek ve her alanda Avrupa ile yakınsama sürecini başarıyla tamamlayacak." dedi.





Yorumlar
* Bu içerik ile ilgili yorum yok, ilk yorumu siz yazın, tartışalım *