Küresel Ticaret savaşları ile birlikte, Türkiye yeni ekonomik araçlar geliştirmekte ve stratejik hedefleri doğrultusunda bölgesel iş birliklerini sorgulamaktadır. ABD ve AB ile yakın zamanda yaşanan sorunlar, Türk ekonomisini endüstrinin yeni merkezi Çin ile yakınlaştırmıştır.
Bu noktada politik ve stratejik temeller üzerinde Çin ile ortak bir derinleşme oluşturularak, iş birliği geliştirecek yeni ekonomik alanlar ve projeler üretilmek durumundayız. Bu durum yeni ve güçlü referanslar veren ortaklıklar ve ekonomik değer üretilecektir. One Belt and One Road (OBOR) anlayışı ile fiziksel bağlantılardan daha fazlasını gerçekleştirmeyi hedefliyoruz. Politika koordinasyonu, ticaret ve finansman iş birliği ve sosyal ve kültürel etkileşimler ile hedeflenen planlar doğrultusunda her iki ülke için fayda sağlayacaktır.
İpek Yolu’nun yeniden gündeme gelmesi ile enerji koridoru ve aks üzerindeki ticari merkezlerlerin yeniden canlanması batı ile küresel rekabette üstünlüğü yeniden doğuya kaydıracaktır. Dünyanın yeni endüstriyel merkezi olan Çin, ABD ve AB ile girişmiş olduğu mücadelede pazar sorunu yaşamaktadır. Üretimini iç piyasada tüketemeyen ve daha düşük kalitede üretime zorlanan Çin yeni arayışlar içerisine girmiştir. Bu kapsamda yakın zamanda Türkiye ile oluşturulan ekonomik iş birliği ticaret savaşları sonrasında stratejik ortaklığa doğru evrilmektedir. İpek Yolu’nun başlangıcı olarak endüstriyel üretimi baz alırsak pazarlamanın yapılacağı yeni bir patentleme ve aktarma istasyonu olarak Türkiye bir fırsat olarak görülmektedir. Yeni bir patent ve hedef ülkelere ulaşım kolaylığı sağlayacak Türkiye Çin ekonomisine olumlu katkıda bulunacağı gibi yeni bir Hong Kong modeli olarak ortaya çıkmıştır.
Asya-Pasifik Bölgesinden başlayan endüstriyel üretim yeni demir (İpek) yolu ve beraberinde oluşan yeni ticari merkezleriyle büyük bir ticaret aksı olacaktır. İpek Yolu’nun yeni antrepo ve re-export merkezi olmaya en uygun yer sunduğu lojistik imkanlarıyla Balıkesir olacaktır.
SERBEST BÖLGE
Sağlanan teşvik ve avantajlarla düşük maliyetli mal üretimi ve ihracı, Türkiye dışından gelen malların transit olarak diğer ülkelere satımı, uluslararası ticareti geliştirmek amacıyla 60.000.000 m² Serbest Bölge oluşturulması amacıyla Balıkesir Bandırma’da çalışmalar başlatılmıştır. Serbest Bölgeyle birlikte çalışacak Bandırma Limanı ve planlanan yeni Ro-Ro limanları ile antrepo ve re-export merkezi olmaya en uygun yer konumundadır. Ulusal hızlı tren hattı ile entegre demir yolu ağı aracılığıyla da gümrüklenen mallar serbest bölgeden Avrupa’nın en uzak noktalarına indi bindi yapmadan 3 günlük bir sürede ulaşım sağlamaktadır. Ucuz arsa, nitelikli iş gücü, ekonomik teşvikleri, güçlü lojistik imkanlarıyla serbest bölge bölgenin yeni ticari merkezi olmaya adaydır.
Balıkesir, Türkiye’nin sanayi, turizm, ticari ve benzeri yönden gelişmişlik düzeyi yüksek olan kentlerin kavşak noktası olmakla birlikte Ege ve Marmara denizine açılan limanları ulusal ağa bağlanan demir yolları, hava yolları ve Marmara Kalkınma bölgesinde kara yolu ağı ile önemli bir lojistik üs haline gelmiştir.
Marmara Denizi’nin güney kıyısında konuşlanan Bandırma Limanı, Marmara Bölgesi’nin dökme yük ithalatı ve ihracatı kapılarından biridir. Modern bir altyapıya sahip olan liman, demiryolu ve karayolu bağlantıları ve geniş liman içi stoklama sahaları sayesinde Türkiye dış ticaretinin dinamosu olan Güney Marmara, İç Anadolu ve Ege bölgelerine en yüksek faydayı sağlayabilecek liman olarak görülmektedir.
Bölgenin en uzun rıhtım uzunluğuna sahip limanı olan Bandırma Limanı, dökme yük, genel yük, konteyner, sıvı yük ve Ro-Ro gemilerine liman hizmetleri sunmaktadır. Bu hizmetlere ek olarak aynı zamanda otomotiv ihracat limanı olarak da hizmet vermesi planlanan Bandırma Limanı, Türkiye’nin gelişme potansiyeli yüksek limanları arasında yer almaktadır.