Uluslararası Para Fonu, salı günü yaptığı açıklamada, küresel büyümenin 2017'de yüzde 3.8'den, altı yıldaki en hızlı hızının ise 2018 ve 2019'da yüzde 3.9'a çıkacağını söyledi. 

Ayrıca, ABD'nin 2018'deki büyüme tahminini yüzde 2,7'den yüzde 2,9'a yükseltti. Son olarak da IMF, son Dünya Ekonomik Görünümünde yaptığı açıklamada, "Küresel büyümenin önümüzdeki birkaç yılın ötesinde yumuşaması bekleniyor." dedi.

Son altı yılda kim bilir neler olur? Kimler gider?... Kimler kalır?...

Küresel ekonomide dalgalanmalar hızlandı ve dünyanın en güvenli şehirlerinde yatırımcıların yatırımlarını bu yöne doğru çevirdiğini görmeye başlıyoruz.

Güvenli şehirler nasıl yatırım çekiyor?

IMF, artan siyasi ve ticari gerilimler "küresel ekonomik entegrasyon için halk desteğinin zayıfladığını" ve büyümeyi sürdürebilecek çeşitli faktörleri sıraladı.

IMF raporunda ilgimi çekenlerden biri de; "Gelecek birkaç çeyrek boyunca riskler açıkça aşağıya doğru eğiliyor" ifadesiydi.

Ancak,

Dünya Bankası ocak ayında IMF'ye benzer bir tahmin yaptı ve ABD, Çin ve Avrupa Birliği gibi büyük ekonomilerin soğumaya başlamasıyla büyümenin önümüzdeki birkaç yıl içinde artmaya başlayabileceğini söyledi.

Halbuki IMF'in daha evvel söylediği "küresel ticaret sistemin parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya" kaldığını belirtmesiyle aradan çok da zaman geçmeden büyüme tahminlerindeki hız açıkçası benim kafamı karıştırdı.

ABD Başkanı Trump’ın vergi indirimlerinin kısa vadede ABD’yi ve küresel büyümeyi hızlandırması beklenirken, raporda bu etkilerin de yakında artacağı konusunda uyarması Çin ile ABD arasındaki ticaret savaşın artacağına dair mesajları okuyabiliyoruz

Uluslararası Para Fonu'nun Başkanı Christine Lagarde, çarşamba günü yaptığı açıklamada, yükselen gerilimlerin küresel ticaret sistemini riske attığını söyledi ve "kurallara ve paylaşılan sorumluluğa dayanan açık ticaret sisteminin artık parçalanma tehlikesiyle karşı karşıya olduğunu" belirtti.

Bir tarafta "ticari engelleri azaltma ve anlaşmazlıkları istisnai önlemler almadan çözme" çağrısında bulunulması diğer tarafta ise yani Trump yönetimi tarafından Dünya Ticaret Örgütü sürecinin dışında tarifeler uygulamaya koyma yönündeki son örtülü hareketler güveni ve sistemi zayıflatarak küresel ekonomi krizlerinin alarmını vermekte.

Çin kendini dünya ticaretinin savunucusu, Trump ise fikri mülkiyetin daha iyi korunmasını ve devlet kurumlarını destekleyen politikalar içinde olduğunu savunuyor ve bütçe açığını bu yolda kapatmayı umuyor.

IMF ise yaklaşan kasırgaya karşı pozisyon almaya çalışıyor...