Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın dünden bugüne bütün kitaplarını okumuş biri olarak yeni kitabı beni inanılmaz heyecanlandırdı.

Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın'ın dünden bugüne bütün kitaplarını okumuş biri olarak yeni kitabı beni inanılmaz heyecanlandırdı. Yeni kitabı Açık Ufuk. “Düşünmek tehlikeli ve çileli bir iştir. Kitap üzerine... Düşünceler ruh ve zihin dünyamızda cereyan eden soyutlamalardan ibaret değildir. Var olma biçimimizi, benimsediğimiz düşünceler belirler. İyi olmak için iyiyi düşünmek, doğru olmak için doğrunun peşinden gitmek, güzel olmak için de güzeli kavramak gerekir." diyen İbrahim Kalın, düşünmenin çileli ama kendini bilmek ve bulmak için varoluşsal bir gereklilik olduğunu derinlikli bir şekilde ortaya koyuyor. Düşünmenin değil; iyi, güzel ve doğru düşünmenin erdemini vurguluyor ve düşüncenin ufkunu açık hâle getiriyor. Düşünmek yola çıkmaktır. Herhangi bir yola değil, bizi hakikate götürecek yola koyulmaktır. Düşünmek, Eflatun’un mağarasından çıkmak için ayağa kalkmaktır. Duvara yansıyan gölgelerin hakikatin kendisi değil, sadece gölgesi olduğunun farkına vararak ışığın kaynağına yönelmektir. Düşünmek, ayağa kalktığınızda size müstehzi bir şekilde bakanlara aldırmadan kapıya doğru yürümektir. Ayağınıza vurulmuş zincirlerden kurtulmak için önce zihninize vurulmuş prangalardan kurtulmaktır. “Mağaradan çıkanı vururuz.” diyenlere aldırmadan aklının ve vicdanının sesine kulak vermektir. Düşünmek tehlikeli ve çileli bir iştir. Doğru düşünmek erdemli olmayı garanti altına alır mı? Düşünmek, ahlaklı olmak için yeterli midir? Bilmek, her zaman doğruyu yapmak anlamına gelir mi? Düşünmeyi zihinsel bir faaliyete indirgeyen ekoller bize bu noktada tatmin edici cevaplar veremezler. İyi, güzel ve doğruyu birbirinden ayrıştıran bir zihin yapısı, düşünce ile erdemli davranış arasında doğrudan ve zorunlu bir ilişki kurmaz. Fayda ve kârı artırmak için uygulanan yöntemler kapitalist üretim-tüketim kuralları içinde iyi ve doğru kabul edilir ama akıl ve erdem terazisine konulduğunda sınıfta kalırlar. Düşünmek ile ahlak, tefekkür etmek ile erdemli davranmak arasında ayrılmaz bir bağ vardır. Bir düşünce bizi doğru davranışa götürmüyorsa ya düşündüğümüz şeyde ya da düşünme biçimimizde bir sorun var demektir. Gerçek düşünce, bizi iyi, doğru ve güzel davranışa götürür. Bu yüzden düşünmek, salt zihinsel bir eylem değildir. Sahih mânâda düşünmek, bütün varlığımıza nüfuz eder. Bizi sarıp sarmalar ve dönüştürür. Bir düşünce, tasavvur yahut duyguyu iliklerimizde hissetmeden onun mânâsını tam olarak kavradığımızı söyleyemeyiz. Düşünce ancak varoluşumuzu dönüştürdüğü zaman iyi, güzel ve doğrunun elçisi olur ve hikmet sıfatını kazanmayı hakeder. Lütfen bu değerli eseri okumanızı tavsiye ediyorum. Çünkü bu kitap sizin düşünce gücünüzün vitamini olacak.

FİŞEKHANE'DE MASKE VE ÇAĞRIŞIMLAR SERGİSİ

Maske/Çağrışımlar sergisi Fişekhane'de

Çağdaş İstanbul Vakfı ve Baksı Müzesi iş birliğiyle "Maske/Çağrışımlar" sergisi Baksı Müzesi'nden sonra Büyükyalı Fişekhane'de yer alan Cocoon'da sanatseverlerin beğenisine sunuldu. Salgın tedbirlerinde açılan sergide, 20 farklı sanatçı ve tasarımcının geçmişten bugüne insan hayatındaki rolünü ve salgının etkisiyle toplumları nasıl kontrolü altına aldığını anlatan eserler yer alıyor. Maske/Çağrışımlar" sergisinde, pandemi sürecinde hayatın ayrılmaz parçası haline gelen maskeye ilişkin algının, farklı yorumlar ve dışavurumlarla genleşmesi, zenginleşmesi ve izleyiciler üzerinde yeni sorulara, farklı çağrışımlara yol açması hedefleniyor. Sergi açılışında açıklamada bulunan Baksı Kültür Sanat Vakfı kurucusu Hüsamettin Koçan, serginin pandemi döneminde planlandığını belirterek, "Herkeste bir gelecek endişesi var ve kendisini bir tehdit içinde hissediyor. 'Acaba sanatçılar buna nasıl bakıyorlar?' dedik. Bir arkadaşımız 'maske üzerinden gidelim' önerisinde bulundu. Yine sanat tasarım yapalım diye başladık" dedi. Koçan, tasarımın işlevsel bir yanı olduğuna işaret ederek, sanatçının panik halinde bile olsa hayal kurma yeteneğini sürdürdüğünü ve kurduğu hayallerle geleceği tasarladığını ifade etti. Sergide eseri bulunan sanatçıların pandemi ortamında insanın psikolojik ve sosyolojik konumunu dışardan bakarak yorumladıklarına dikkati çeken Koçan, şunları kaydetti: "Hayat devam ediyor önerisi var burada. Maske çok boyutlu ele alınıyor ve burada bir filozofi söz konusu. Bütün bunların içinde bir başka yanı var. Bu yıl Baksı Müzesi'nin inşaatının 20, müze açılışının ise 10. yılı, onun için bu yapıtları bize armağan ettiler. Burada dayanışma, paylaşma ve gelecek umudu nakletme duygusu var. O açıdan olağanüstü çeşitlilik mevcut. Sergi şimdi burada, buradan tekrar Bayburt'a gidecek. Ondan sonra başka kentlere de gitmek istiyoruz. "Çağdaş İstanbul Vakfı Yönetim Kurulu Başkanı Ali Güreli ise Baksı Müzesi'yle iş birliği yaptıkları için çok gurur duyduğunu ve mutlu olduğunu ifade ederek, "Serginin içeriği dışında iki kurumun seviyeli bir iş birliği yapmasından çok memnunum. Her zaman kurumların birbirine daha yakın olmaları, iletişim içinde olmaları ve paylaşıma daha fazla zaman ayırmaları gerektiğini düşünüyorum." şeklinde konuştu. Güreli, güncele çok uygun serginin açılışını yaptıklarını vurgulayarak, sergide, her yönüyle maskenin bütün insanlık üzerindeki etkilerinin ve yansımalarının izlenebileceğini söyledi. Çağdaş sanatın alt açılımlarının da eserlere yansıdığını belirten Güreli, sözlerini şu şekilde tamamladı: "Çok iyi sanatçılar seçilmiş. Onlar da pandeminin içinden kendi duygularını çok iyi şekilde göstermişler. Pandemi ortamının getirdiği değişiklik ve yenilikler sanatçıya da yansıyor. Bu yansımaları da ümit ediyorum ki mayıs ayında fiziki olarak gerçekleştireceğimiz Contemporary İstanbul (CI) Sanat Fuarı'nda göreceğiz. Mayıs ayında yapacağımız bu fuar 25 civarı sadece Türkiye'den katılan galerilerle gerçekleşecek. Türk çağdaş sanatının bir yansıması olacak. Bunların detaylarını önümüzdeki günlerde paylaşacağız. "İnsanlık ile maskenin arasındaki bağı metafor olarak sorgulayan sergide, sanatçılar Alp İşmen, Aykut Erol, Beyza Boynudelik, Enis Karavil, Felekşan Onar, Ferhat Özgür, Fırat Engin, Gülcan Şenyuvalı, Gülten İmamoğlu, Halit Berker, Hatice Gökçe, İrfan Önürmen, Mehmet Kavukçu, Kerem-Merve Ariş, Mehmet Dere, Mike Berg, Mustafa Horasan, Sinan Logie, Simay Bülbül ve Özlem Süer'in eserleri yer alıyor.

GÜNÜN SÖZÜ:

NEFSİNİN ÖĞRETMENİ VİCDANININ ÖĞRENCİSİ OL

EFLATUN