Otomotiv sektörünün içinde bulunduğu durum ortada. Satışlar dibe vurmuş, bayilerin tamamı can çekişiyor, dayanamayanlar kepenk kapatıyor.
Sektör dernekleri her ay hep aynı açıklamaları ama ilk kez söylüyorlarmış gibi yapıyorlar. Bizler de “sektör yandı bitti” haberlerini yapıp duruyoruz. Daha sonra dönüp “daralan pazarda büyüyen markaların” haberlerini yapıyoruz. Otomotiv sektöründeki markalar, basılı-dijital gazete-dergi ve portallardan reklam iletişimini kestiler. Bahaneleri çoktan hazır; “pazarda yaprak kıpırdamıyor.” “Biz dijitale yatırım yapıyoruz” diyen çoğu marka reklam ve pazarlama yöneticisinin kastettiği “dijitale yatırım yapmak” ya Google’a parayı bastırmak ya da bir iki Youtuber veya Influcer’la iş yapmak. Gerisinden zaten onlar da pek bir şey anlamıyor. Basılı ve dijital dergilerden hayli uzaklaştılar. Haklı nedenleri olabilir… Bu nedenle basılı dergi neredeyse kalmadı, dijitalde bile hangi dergi çıkıyor hangisi çıkmıyor kaç adet indiriliyor belli değil. “Basılıyoruz, çıkıyoruz, bayilerdeyiz” diyenlerin çoğu aylardır hiç çıkmıyor. Ama ilan veren 2-3 marka da gidip onlara ilan veriyor! Böyle ilgisiz sektör yöneticilerine böyle medya çok bile. Medya ile bu anlamda tüm iletişimini kesen otomotiv sektörü tam da şu günlerde; haberleri daha çok çıksın, basın bültenleri kullanılsın, basın toplantılarına herkes gelsin, lansmanlarına gelinsin istiyor… Bu bildiğiniz “haber hayratı”ndan başka bir şey değil! Şu ortamda yayınların yanında olan onları destekleyen markalar da bir elin beş parmağını geçmiyor. Onların da hakkını vermek lazım… Gerçi aramızda da ne yazık ki; bir lansman davetine, bir test arabası hatırına bu haberleri basın bülteni ile beslenen sitelerinde yapacak bazı arkadaşlar da mevcut. Daha sonra bu arkadaşlarımız, bu basın bültenlerini tweet atıyorlar. Attıkları bu bülten tweetlerine de genel müdürden, pazarlama müdürlerine ve markanın PR sorumlularına kadar herkesi etiketliyorlar marifetmiş gibi. İşin daha da ilginç yanı; bu etiketlenen yöneticiler de bu uyduruk, içi boş tweetleri beğeniyorlar! Sektörü kurtarmaya çalışanı mı ararsın, akıl vereni mi, yol göstereni mi? Bir çoğumuzun sektörün içinde bulunduğu durumu içselleştirmesi de takdire şayan… Anlayacağınız tam bir kumpanya içindeyiz. Sektör yöneticileri; itibarlı, doğru iş yapan, doğru hedeflere ulaşabilen “çıkan” yayınları dikkate ve takibe alıp reklam iletişim stratejisini ona göre yapmalı, nacizane görüşüm…