Gucci'nin 100 yıllık tarihini daha yakından tanımaya ne dersiniz?
Bu hafta Soho House İstanbul’da benim de içinde bulunduğum özel bir grupla Gucci Ailesi filminin Türkiye özel galası vardı. Gucci’nin 100 yıllık tarihini daha yakından tanımaya ne dersiniz? O zaman ekran başına geçip arkanıza yaslanın! “Gucci Ailesi” ile heyecan dolu bir moda ve aile serüveni yaşayacaksınız. İtalya’nın Floransa kentinde bir deri mağazası olarak moda dünyasına giriş yapan marka, Guccio Gucci tarafından yaratıldı. Filmde izleyeceğiniz hikaye ise, İtalyan moda imparatoru Gucci’nin 1970’lerin sonlarında moda dünyasının zirvesine yerleşmesiyle başlıyor. Dünyanın her bir yanında şöhretinin artmasıyla sorunların da ardı arkası kesilmiyor. Tabii sadece ekonomik de değil aile içi entrikalar da bu dönem boy gösteriyor. Kadrosunda Lady Gaga, Adam Driver, Al Pacino, Jared Leto, Jeremy Irons ve Salma Hayek gibi yıldızları barındıran Gucci Ailesi, yüksek moda ve finansın; hırs, açgözlülük, ihanet ve cinayet ile bezeli nefes kesen hikâyesini beyaz perdeye taşıyor. Geçtiğimiz günlerde filmin Londra’da gerçekleşen prömiyerinin ardından sosyal medyanın gündemini günlerce meşgul eden Gucci Ailesi, 26 Kasım’da izleyiciler ile buluştu. Yazar, Sara Gay Forden’ın “The House of Gucci: A Sensational Story of Murder, Madness, Glamour, and Greed” kitabından Roberto Bentivegna tarafından beyaz perdeye uyarlanan filmin, yönetmen koltuğunda ise The Martian, Gladiator ve Blade Runner gibi filmlerin vizyon sahibi yönetmeni Ridley Scott karşımıza çıkıyor. Moda devi marka, Gucci’nin oğlu Aldo (Al Pacino) ve Rodolfo (Jeremy Irons) tarafından yönetiliyor. Aldo’nun moda evinin başından ayrılmaya hiç niyeti olmadığı gibi kardeşleri Rodolfo ve Maurizio da bir o kadar uzak durmak istiyor...Vizyona girmesinin ardından büyük bir sansasyon yaratacağı aşikar olan filmin ayrıntılarına hep birlikte göz atalım. Gucci Ailesi’nin konusu şüphesiz, Antik Yunan tragedyalarını aratmayan gerçek bir hikâyeye dayanıyor. Film, 1983-93 yılları arasında Gucci Moda Evi’nin başındaki isim olan Maurizio Gucci’nin suikastini planlayan eski eşi Patrizia Reggiani ile olan ilişkisine odaklanıyor. Gucci ve Reggiani’nin çeyrek asırlık aşkı, ihanet skandalı, intikam zincirinin son halkası Reggiani tarafından planlanan bir cinayet oluyor. Hikâye 1970’lerin sonlarında, ünlü İtalyan moda imparatorluğunun tarihindeki kritik bir dönüm noktası ile başlıyor. “Bir hayat ve aile nasıl bu kadar skandallarla dolu olabilir? diye de sorgulatacak Gucci Ailesi filmi için sinema salonların randevusu izleyici kabul ediyor. Vizyona girmesi ile ilk seansta başlayarak tüm seanslar full. Dünyaca ünlü ve Oscar adaylıkları olan oyuncularla Gucci dünyasının heyecan dolu hikayesinde yolculuğa çıkmaya hazır olun...
HAFTANIN KİTABI: BEKLEYİŞ
Kitap okumak bir sanattır diyorum ve haftanın kitabını size tanıtmak istiyorum.
Ha Jin’in PEN/Faulkner ve Amerikan Ulusal Kitap ödüllerini kazanan romanı Bekleyiş, Kafka Kitap logolu yeni tasarımı ve yeni baskısıyla yeniden okurlarla buluşuyor. Romanının odağına aşkın karmaşıklığını alan Ha Jin, ustaca aktardığı öyküsünün arka planında Çin gelenekleriyle komünist devrimin koşullarını kara mizaha varan bir yorumla sergiliyor. Gerçek bir hikâyeye dayanan Bekleyiş okuyucuların, bireysellik ve kendini gerçekleştirme ideallerine tamamen farklı bir açıdan bakmalarını sağlayan evrensel bir anlatı sunuyor. Kafka Kitap’ın edebiyatseverlerle buluşturduğu Bekleyiş, geleneksel ve modern dünya arasında sıkışmış, hayatının geçip gitmesini adeta seyreden bir adamın öyküsünden yola çıkıyor. Ha Jin, zengin bir anlatımla ve tavizsiz bir gerçekçilikle kaleme aldığı romanını, satır aralarında kendini hissettiren ince bir mizah duygusuyla örüyor. Bir askeri hastanede doktor olan Lin Kong, yaşlı anne-babasının ısrarıyla, iyi huylu ama sıradan bir kız olan Shuyu ile evlenir ancak karısıyla paylaşacak pek bir şey bulamamaktadır. Lin başka bir şehirdeki askeri hastaneye tayin olunca, evinden ayrılır ve ailesini yılda sadece on gün ziyaret edebilir. Genç adam işi ve kitaplarıyla doldurduğu hayatından şikâyetçi değildir. Ancak hemşire Manna’ya âşık olunca karısından ayrılıp onunla evlenmek ister. Karısını boşanmaya razı etmek için köyüne gider ama Shuyu yılda ancak on gün görebildiği kocasından vazgeçmek istemez. Lin ile Manna on sekiz yıl boyunca, komünist rejimin baskısı altında Shuyu’nun boşanmaya razı olmasını beklerler. Sonunda aşkın gücünün zamanın acımasızlığına karşı kazandığı zafere rağmen, hayat başka bir bekleyişe mi dönüşecektir? Ha Jin’in ödüllü romanı Bekleyiş, Kafka Kitap logosuyla raflarda ve internet satış sitelerinde!
AŞKIN ÜÇ KURALI
Aşk, üç kurala uymakla sonsuza kadar sürer mi? Amerika'nın ünlü psikologları bu konuda iddialı. 16 yıllık bir araştırma yapan uzmanlar, bu sürenin sonunda gündelik hayatta üç kurala dikkat edenlerin aşklarını sürdürdüğünü belirledi. İşte kurallar:
TAZELEMEYİ UNUTMAYIN
Elbette onu sevdiğiniz için birliktesiniz. Bunun bilinciyle ilişkiye olumlu gözle bakmasını biliyorsanız, ona tekrar heyecan duymaya uygunsunuz demektir. Kriz yaşayan ilişkilerde geçmiş ve olumsuzluklar tekrar tekrar masaya yatırılıyor. Uzmanlara göre "Onun nesi hoşuma gidiyor?" sorusuna cevap ararsanız, olumlu düşünmeye başlarsınız. Bu yöntemle aşkınız yeniden filizlenecektir.
KÜÇÜK ANLARIN ETKİSİ
Kahvaltı sofrasında, dergilerini ve pazar gazetesini almış keyifle okurken, kadın "Yeni filmlerle ilgili yorumu okudun mu?" diye sorar. Adam sadece “Evet, ilginç” diye yanıtlar ve tekrar gazetesiyle ilgilenmeye devam eder. İlgisizlik gibi görünse de günlük romantizmin ta kendisi bu. Uzmanlara göre mum ışığında baş başa yenilen bir akşam yemeğinden çok, insanları birbirine bağlayan gündelik hayatın yüzlerce ayrıntısını paylaşmaktır.
DOĞRU TARTIŞIN
Uzmanlara göre; mutlu çiftlerde tartışmalar kaliteli başlıyorken, bazı çiftlerde seviyesiz başladığı oluyor: "Sen buna temiz mi diyorsun? O halde senin kirli anlayışın nasıldır kim bilir?!" Bu durumda erkek karşı saldırıya geçer. Uzlaşmacı davranmak, karşınızdakinin her söylediğini koşulsuz kabul edeceğiniz anlamına gelmez. Karşınızdakinin bakış acısını gerçekten anlamaya çalışıp düşüncelerine saygı gösterin yeter.
GÜNÜN SÖZÜ: MODA BİR TUTKUDUR