Hizmet eden kişi, hizmetine devam ettiği müddetçe mânen de terakkî etmelidir.
Hizmet eden kişi, hizmetine devam ettiği müddetçe mânen de terakkî etmelidir. Gönlünü Rabbine lâyık-ı vechile verip ihlâs, edeb ve tevâzu üzere kulluk vazifesini kemâliyle yapmaya gayret etmelidir. Hizmet ehli, rûhen inkişâf ve terakkî edemezse, yaptığı hizmetler ekseriyetle tersine tahakkuk eder. Böyle olunca yapılması îcâb edeni yapmaz, yapılmaması îcâbedeni yapar. Çünkü firâset sâhibi olamamıştır. İş böyle cereyânedince de hizmetten semere alınamaz ve yorgunluktan başka bir şey elde edilmez. Çünkü niyeti zayıf olduğu için -her ne kadar kendini kusursuz görse de- Cenâb-ı Hakk’ın nusretinden mahrum kalır. Bu bakımdan ilâhî muhabbet ve nusrete nâilolabilmek için, gönüllerimizin takvâ duygusu ile olgunlaşmasına ehemmiyet vermemiz îcâb eder. Makbul bir hizmet sunabilmek, firâset sâhibi olup Allâh’ın nusretinenâiliye tle mümkündür. Bu da Allâh’ın sevdiği bir kul olabilmeye bağlıdır. Bunun yolu ise hadîs-i kudsîde şöyle beyâ n edilmiştir. Kulum, kendisine emrettiğim farzlardan daha sevimli herhangi bir şeyle Bana yakınlık sağlayamaz. Farzlara ilâveten işlediği nâfile ibâdetlerle de yaklaşmaya devam eder; nihâyet onu severim. Kulumu sevince de Ben âdetâ onun işiten kulağı, gören gözü, tutan eli ve yürüyen ayağı olurum. Benden ne isterse, mutlaka veririm. Bana sığınırsa, onu korurum. Kalbin zindeliğini muhâfaza edip mâne n terakkîetmek, nazargâh-ı ilâhî olan gönlün selîm hâle gelmesine bağlıdır. Bu ise, şu esaslara riâyetle sağlanabilir :Rızkın helâl olmasına dikkat etmek. Kul ve mahlûkât hakkına riâyet etmek. Sürekli istiğfar ve duâ hâlinde bulunmak. Kur’ân-ı Kerîm okumak ve ahkâmına tâbî olmak. İbâdetleri huşû ile edâ etmek. Geceleri ihyâ etmek. Gecelerimiz ne kadar aydınlık olursa, o, gündüzümüze de in’ikâs eder. Seherler, en kıymetli onlardır. O vakitleri ziyân etmek, acı bir mahrûmiyettir. Zikrullâh ve murâkabeye devam etmek. Ölümü tefekkür etmek. Sâlih ve sâdıklarla beraber olup, fâsık ve fâcirlerden uzak durmak. İlmiyle amel eden âlim ve âriflerinsohbetlerine devâm etmek. İnfak ehli olmak. Hâsılı insanı eğitip onu yetiştirecek eğitimci, hocaefendi, öğretmen gibi hizmet insanlarının önce kendi gönüllerini bir dergâh hâline getirmeleri zarûrîdir. Gönül âlemi bir dergâh hâline gelmemiş kimselerin bina duvarlarından farkı yoktur. Ki bunlar, bir müddet sonra yıkılır ve yok olurlar. Ancak gönüllerini insanlara açarak onları kucaklayanlar, Hazret-i Mevlânâ ve Yûnus Emre Hazretleri gibi kıyâmete kadar yaşarlar ve mekteplerindeki ezel ve ebed dersleri de kesintisiz devam eder.
JODIE FOSTER CANNES'TA
Önümüzdeki Pazar günü açılışını yapacak olan Cannes Film Festivali, bu yıl 74. kez düzenleniyor. Yeni açıklamalara göre festivalin onur konuğu yıldız oyuncu Jodie Foster olacak. Fo ster, festivalin kapanış törenini jüri başkanı Spike Lee'den aldığı ödül listesiyle başlatacak. Böylece Foster, bugüne kadar Jeanne Moreau, Bernardo Bertolucci, Jane Fonda, Jean-Paul Belmondo, Manoel de Oliveira, Jean-Pierre Léaud, AgnèsVarda, Alain Delon gibi yüksek standartlardaki sanatçılardan onur konuğu olduğu listeye adını yazdırdı. Cannes Film Festivali'nin başkanı Pierre Lescure "Jodie Foster, Croisette'de festivalin dönüşünü kutlamak üzere bize harika bir hediye sundu. Aura’sının eşi benzeri yok. Modernliği, özgürlüğün bağımsız parlaklığını ve özgürlük ihtiyacını kucaklıyor" dedi.Onursal Altın Palmiye alacak olan Foster ise "Cannes çok şeyimi borçlu olduğum bir festival, hayatımı bütünüyle değiştirdi. Croisette'e ilk adım attığım zaman benim adıma belirleyici bir andı. Burada bir filmimi görücüye çıkarmak her zaman benim bir rüyam olmuştur. Cannes auteur sinemacıların yaptığı ve sanatçıları onurlandıran bir festivaldir. Minnettarım" dedi.74. Cannes Film Festivali, 6 Haziran tarihinde başlayacak ve 17 Haziran'da sona erecek.
GÜNÜN SÖZÜ
NÜKUŞA BAKMA, NAKKAŞA NAZAR
AZİZ MAHMUD HÜDAYİ HAZRETLERİ