Etrafındaki adaları, masmavi denizi ve maviyle yeşilin bütünleştiği koylarıyla dikkati çeken Kaş, her yıl binlerce dalış tutkununu ağırlıyor.
Eşsiz koylardan dalanlar, deniz altındaki birbirinden farklı ekolojik ve biyolojik zenginliği yakından gözlemleme fırsatı yakalıyor.
Su altı belgesel yapımcısı ve görüntü yönetmeni Tahsin Ceylan ve beraberindeki Kaş Diving Dalış Merkezi Eğitmeni Levent Aydoğmuş, Divemanta Dalış Merkezi Eğitmeni Mustafa Can Özdemir, Subaqua Dalış Merkezi Eğitmeni Oray Ercan ve su altı fotoğrafçıları Mustafa Emre Kolbakır, Mehtap Akbaş Çiftci ile Taner Şahakalkan, Besmi Adası'nda dalış yaparak, bölgedeki canlı yaşamı kayıt altına aldı.
Ekip dalış sırasında Bizans dönemine ait batığı, amphoralar ve pitosları, izmarit, tetik (Triggerfish), aslan, pisi, lahoz, ofroz, kornet, kardinal ve sokar balıklarını, deniz atları, ahtapot, paçavralı deniz tavşanı, yengeç, karavida, kalamar, ahtapot ve caretta caretta gibi deniz canlılarını yakından görüntüledi.
Su altı yaşamının "gözleri"
Görüntülerde, deniz canlılarının göz yapıları dikkati çekti.
Tahsin Ceylan'ın "Kaş'ın altındaki gözler" makalesinde deniz canlılarının gözleriyle ilgili özetle şu bilgiler yer alıyor:
"İnsanlara kıyasla daha geniş bir görüş açısına sahip deniz canlılarından yengeç, ıstakoz, karides, böcek, kerevit gibi türlerden oluşan kabuklularda tepe ve birleşik tipte iki farklı göz bulunuyor.
En yaygın göz tipleri arasındaki, 200 veya 200 derece üzerinde yüksek bir görme alanına sahip birleşik gözler, özellikle hareket eden objeleri tespit etmede uzman ve polarize ışığı analiz edebiliyor.
Bu gözlerin yapısına bağlı olarak birçok kabuklunun yaşadığı ortama göre parlak ya da loş ışığa adapte olduğu, bazı türlerin ise her iki ışığa da uyum gösterebildiği biliniyor.
Türkiye'de kayıtlara göre 61 türü bulunan ve kabukluların önemli bir bölümünü oluşturan, decapoda (on ayaklılar) grubu içindeki karideslerin ise göz yapıları, türlerine göre farklılık gösteriyor."