Bayramlara dair sizler için en güzel bayram tatili rotaları, bayram otelleri gibi yazılar yazmak isterdim ama bugün biraz yeme-içme, seyahat yazarı kimliğimden sıyrılıp bayramların bende yaşattığı duygulardan bahsetmek istedim.
Bayramlara dair sizler için en güzel bayram tatili rotaları, bayram otelleri gibi yazılar yazmak isterdim ama bugün biraz yeme-içme, seyahat yazarı kimliğimden sıyrılıp bayramların bende yaşattığı duygulardan bahsetmek istedim.
Koşturmacalı, çok hızlı ve bir o kadar yorucu geçen şehir hayatı sayesinde hepimizin aklı tatillerde. Hele ki yaz gelmiş ve deniz, kum, güneş üçlüsü olanca çekiciliği ile bizi yanına çağırırken karşımıza çıkan tatil fırsatlarını değerlendirmemek biraz abes olacak gibi duruyor. Sizce?
Nedense şu yaşıma kadar hiçbir bayramda aklımın bir kenarından keşke memlekete gelmek yerine tatile gitseydim düşüncesi geçmedi. Öyle güzel işlemiş ki o düşünce, bayramların benim için anlamı bir arada olmak, büyük bayram sofralarında buluşmak oldu. Her yıl aynı duygularla bekledim bayram sofralarını. Uzun ve yorucu çalışmaların mükafatı olarak gördüm hep o sofraları ve o sofra etrafında bir arada olduğum insanları. Bana defalarca sorulan en iyi kahvaltıyı nerede yapabiliriz sorularının cevabı hep ev oldu bu yüzden. Öyle mükellef sofralar hazırlanır ki bizde cebinizdeki tüm parayı verip en kaliteli mekana gitseniz benden daha çok zevk alamazsınız o lokmaları yutarken.
Hele bir de hala devam ettirdiğimiz bayram harçlığı seremonimiz var ki dışarıdan gelip izleseniz tam bir hisseli harikalar kumpanyası tadında. Büyüklerin elleri ceplere gider gitmez başlayan alkışlar, tezahüratlar, o paralar gençlere, çocuklara geçinceye kadar devam ediyor. Evet 30 yaşıma merdiven dayamış, evlenip barklanmış biri olarak hala bana da bayram harçlığı veriliyor. Ben de çok şikayetçi değilim bu durumdan sanki.
Bir de bayramlıklarımız var bizim. Şaka değil gerçek. Herkes grand tuvalet, herkes şık.
Biz yine bir bayram sofrasında buluşmak için geldik memleketimize, ailemize, sevdiklerimize. En güzel kahvaltı da burada, en iyi tatlıcı da, en beğendiğim yemekler de bu çatının altında hep.
Masamız bir eksik bu bayram… Baş köşemizin sahibi, hep örnek aldığımız insan, çocukluğumuzdan beri hikayeleri ile büyüdüğümüz bitanecik dedemiz yok o sofrada bugün. Biliyorum bizi görüyor ve o masanın etrafında toplandığımız için daha huzurlu uyuyor.
O kadar içim rahat ki iyi ki diyorum her bayram o sofralara koşmuşum, iyi ki hayattaki önceliklerimi farklı kılmışım.
Yine bir bayram geldi çattı. Erkenden kalkın, giyin bayramlıklarınızı. Öpülecek eller, başında toplanacağınız bir sofranız var ise oraya koşun. Bu durumun sizde yaşattığı o tarifsiz mutluluğun keyfini çıkarın. Unutmayın bir sonraki bayram sevdiklerinizin yüzündeki gülümsemeyi görebilmeniz için geç olabilir.
Herkese mutlu bayramlar…