Hayvanlar aynı insanlar gibi duyu ve hareket kabiliyetine sahip canlılardır.
Bugün 4 Ekim ve bana göre yozlaşmış ve çürümüş insanlığın tekrar özüne dönmesi için önemli bir fırsatın günü. Yani biraz empati yapıp insan olduğumuzu hatırlama ve hatırlatma günü aslında. Hayvanları Koruma Günü!
Hayvanlar aynı insanlar gibi duyu ve hareket kabiliyetine sahip canlılardır. Dünyanın varoluşundan beri var olan bu canlılar, insan hayatının vazgeçilmez bir parçasıdır. İlk insanlar zorunlu ihtiyaçlarını hayvanlardan sağlamış, onların yardımıyla insan yaşamını bugüne kadar taşımışlardır. Karınlarını onları avlayarak doyurmuş, uzak yerlere onların yardımıyla kolaylıkla gitmiş, en ağır yüklerini onların yardımıyla kolaylıkla taşımışlardır. Bugün hala en büyük besin kaynaklarını hayvanlardan elde etmekteyiz. Giyeceklerimizin bir bölümünü hayvanların deri ve yünlerinden yapmaktayız. Bunun gibi maddi yardımların yanında hayvanlar bizim en yakın dostlarımızdır. Yalnızlıklarımızı onlarla giderir, yorgunluklarımızı onların sesleriyle bir kenara atarız.
Hayvanların önemini bilen insanlar 1822’de İngiltere’de bir araya geldiler. Hayvanları korumak insanların hayvanlara iyi davranmalarını ve onların daha iyi koşullarda beslenmelerini ve barınmalarını sağlamak amacıyla Hayvan Koruma Birliği‘ni kurdular. Bu kurum bilinen ilk hayvan koruma kurumudur.
Aynı amaçla Hollanda’da Dünya Hayvanları Koruma Federasyonu kuruldu ve 4 Ekim hayvanları koruma günü ilan edildi. Biz de her yıl 4 Ekim’de Hayvanları Koruma Günü’nü kutluyoruz. Kutluyoruz kutlamasına ama 5 Ekim’de unutuyoruz! Ülkemizde hayvanlara eziyetin zirve yaptığı 2020 yılında da henüz hayvanları koruma kanunu çıkmış değil. Sözler verildi mi? Her seçim döneminde olduğu gibi her partinin yaptığı gibi evet verildi. Umudumuz 2021 inşallah.
Dünyada geleneksel hayvan vahşetinden örnekler
1. İspanya'da her yıl yapılan festivalde boynuzları yakılan boğalar halk arasına salınıyor ve daha sonra öldürülüyor.
2. Bulgaristan'da halen sürdürülen bir gelenekle köpekler asılıyor ve vahşi bir şekilde öldürülüyor.
3. Tepkilere rağmen Japonya ve Danimarka'da her yıl yüzlerce balina katlediliyor.
4. Kanada'da her yıl mart ayında yapılan avla birlikte yüz binlerce fok sopalarla canlı canlı öldürülüyor ve bu bir spor olarak görülüyor.
5. Çin'de küçük plastik balonlara hapsedilmiş kaplumbağa, balık, semender ve kurbağa gibi canlı hayvanlar anahtarlık olarak satılıyor.
6. Asya'da zenginlik ve mevki göstergesi sayılan yüzgeç çorbası yüzünden her yıl milyonlarca köpek balığı katlediliyor.
7. Filipinler'de damarları kanlar, vücudu ise yara bereyle dolunca etin daha lezzetli olduğuna inanıldığı için tavuklar döverek öldürülüyor.
8. Meksika'da böcekler canlı olarak mücevherlerle kaplanıyor ve broş olarak satılıyor.
9. Fransa'nın bazı bölgelerinde kazlar ciğerleri yağlansın diye boğulana kadar besleniyor.
10. Çin'de küçük kafeslerde tek başına tutulan tavşanların tüyleri üç ayda bir yolunarak tekstil sanayisinde kullanılıyor.
11. Afganistan'da şenlik ve kutlamalar eşliğinde düzenli olarak cuma günleri köpek dövüştürülüyor.
12. Dünyanın pek çok yerinde kozmetik ürünler için hayvanlar denek olarak kullanılıyor.
13. Nepal'de beş yılda bir geleneksel olarak düzenlenen Gadhimai Festivali'nde iki yüz binden fazla hayvan travmatik bir şekilde kurban ediliyor.
Bunları arka arkaya yazmak benim canımı nasıl acıttıysa siz okurlarımın da okurken içinizin sızladığını hissedeceğim. Biraz empati ve ardından duyulacak vicdana tüm insanlığın ihtiyacı var. Yeni nesillerin hayvan sevgisini kazanmasında her bireyin sorumluluğu vardır. Medeni devletlerin hepsi hayvan yaşamının sağlıklı ilerlemesinden sorumludur. Bunun için hayvanları sevelim, onları koruyalım, onlara eziyet etmeyelim. En önemlisi de çocuklarımızı hayvan sevgisi ile büyütelim.