Otomotiv sektörü için de negatiflerle pozitiflerin en yoğun yaşandığı bir yıl oldu.

Bu yılın son pazartesi sayfası ve son köşe yazısıyla beraberiz. Bir yıl daha bitiyor… Bir yıl biterken, hayatımızdan da bir yılı geride bırakıyoruz. Hepimiz bir yaş daha alacağız. Tabi ne yazık ki, 2020 hepimiz için lanetle anacağımız bir yıl olacak. İnsanlık tarihinin yaşadığı en yoğun pandemi sürecini bu yıl içinde geçirdik. Hala da süreceğe benziyor. Aşısı bulunsa da bu kez “mutasyona uğrandı” aşamasına da geçildi. Sanırım 2021 de bu pandemi gölgesinde geçecek. Yıl boyu “kim pozitif çıktı kim negatife döndü” konuşmalarıyla geçti. Her pozitif haberlerinde endişelendik, negatiflerde rahatladık. Normal yaşantımızdaki negatif-pozitif kavramları da alt üst oldu.

Otomotiv sektörü için de negatiflerle pozitiflerin en yoğun yaşandığı bir yıl oldu. Ocak-Şubat ayı olarak dingin başlayan yıl, Mart ayı itibariyle pandeminin tüm dezavantajlarını sektörün hissetmesine neden oldu. Hem de en derinden. Üretim yapılamadı, sevkiyatlar gerçekleşemedi, araçlar gelmedi, showroomlar kapalı kaldı… Bütün bu negatifliğe rağmen yaşanan talep patlaması ilginç satış rekorlarının kırılmasına da neden oldu. Şimdi böyle geçen bir yıl sonunda, son iki yıldan daha yüksek bir satış rakamına ulaşılıyor. Pozitif açıdan bakarsanız iyi, illa da negatif açıdan bakalım derseniz de 956 bin satışla kapatılan 2017 yılından daha kötü diyebilirsiniz… Yorum size ait. Ben bu şartlara rağmen bu yılın satışlarına olumlu, yani pozitif bakanlardanım…

Ama…

Evet ama benim 2020 bu köşe yazılarıma baktığımda ne yazık ki aynı şeyi söyleyemiyorum. Genelde negatif yazılar yazmışım. Kurumları ve kişileri hedef alan olumsuz yazıları kaleme almışım.. Geriye dönüp hepsini tekrar okuduğumda “keşke bu kadar sert bir üslup kullanmasaydım” dediğim yazılarım çok. İletişim konuları açıldığında hep söylediğim ve doğru bulduğum iki söz vardır; biri “Ne söylediğin önemli değil, önemli olan nasıl söylediğindir”, ikincisi de; “Her doğruyu söyleme, ama her söylediğin doğru olsun” felsefesidir. Bu yılki yazılarımda bu iki felsefemden de çok uzak kalmışım. Bazı konularda haklı olsam da, söyleyiş biçimim beni haksız hale getirmiş. Tam anlatımla eleştirilerimde kantarın topuzunu kaçırmışım… Hem benim, hem de başkalarının uğradığına düşündüğüm haksızlıklarda sert üslupla karşılık vererek başkalarına da ben haksızlık etmişim. Yazılarımda hedef alarak üzdüğüm tüm kişi ve kuruluş temsilcilerinden bu anlamda bu yılın son yazısında özür diliyorum. Özür dilemek de affetmek de hem bir erdem hem de büyüklüktür. İşte bu düşüncelerle; 2021’e iyi niyetli, pozitif bir beyaz sayfa açma düşüncesi ile girmeye hazırlanıyorum. Yeni yılın herkese öncelikle sağlık ve mutluluk getirmesini diliyorum. Yeni yılda da “içinden otomobil geçen” daha güzel, daha pozitif ve daha iyi kaleme alınmış yazılarımda buluşmak dileğiyle…